Translation of "Yılın" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Yılın" in a sentence and their portuguese translations:

Yılbaşı yılın anahtarıdır.

O dia de Ano Novo é a chave para o ano.

Aralık yılın son ayıdır.

Dezembro é o último mês do ano.

Yılın ilk ayı ocaktır.

O primeiro mês do ano é janeiro.

Ocak yılın birinci ayıdır.

Janeiro é o primeiro mês do ano.

Nisan yılın dördüncü ayıdır.

Abril é o quarto mês do ano.

Yılın bu zamanını seviyorum.

Eu adoro esta época do ano.

Üç yıldır yılın çalışanıydım.

Eu fui empregado do ano por três anos.

Mart yılın üçüncü ayıdır.

Março é o terceiro mês do ano.

Şubat yılın ikinci ayıdır.

Fevereiro é o segundo mês do ano.

Bu senin yılın olabilir.

Este poderia ser o seu ano.

Yılın bu zamanı... ...somonla beslenir.

Nesta altura do ano, a fêmea depende do salmão.

Kış yılın en soğuk mevsimdir.

O inverno é a estação mais fria do ano.

Geçen yılın önemli olayları nelerdi?

Quais foram os principais eventos do ano passado?

Yılın bu zamanında hava değişkendir.

O clima é incerto nesta época do ano.

Yılın en güzel zamanı bu.

Esta é a melhor época do ano.

Yaz yılın en sıcak mevsimidir.

Verão é a estação mais quente do ano.

Bu, yılın en iyi zamanı.

Esta é a melhor época do ano.

Bu araba "yılın otomobili" seçildi.

Este carro foi escolhido o "carro do ano".

Geçen yılın ekim ayında Boston'daydım.

- Eu estive em Boston em Outubro do ano passado.
- Eu estava em Boston em outubro do ano passado.

Bence sonbahar yılın en güzel mevsimi.

Eu acho o outono a época mais bonita do ano.

Yılın sonuna kadar ehliyetimi edinmiş olacağım.

Eu terei obtido uma carteira de motorista pelo fim do ano.

Tom bu yılın başlarında emekli oldu.

Tom aposentou-se no começo deste ano.

Bugün, bu yılın en sıcak günüdür.

Hoje é o dia mais quente deste ano.

Yeni yılın girmesine 5 dakika kaldı.

Faltam 5 minutos para o ano novo!

Tom geçen yılın zor olduğunu söyledi.

Tom disse que o ano passado foi difícil.

Yılın bu zamanında genelde çam iğnesiyle beslenirler.

Nesta altura do ano, alimentam-se de agulhas de pinheiro.

Ama yılın bu vakti... ...geceyle yüzleşmek zorundalar.

Mas, nesta altura do ano, têm de enfrentar a noite.

Bu yılın sonunda bir ekonomik kriz olacak.

Haverá uma crise econômica ao fim deste ano.

Tüm Yeni Yılın kartlarını şimdiden yazdın mı?

- Você já escreveu todas as cartas de Ano Novo?
- Você já escreveu todos os cartões de Ano Novo?
- Já escreveste todos os cartões de Boas Festas?
- Vocês já escreveram todos os cartões de Boas Festas?

Bu yılın modası eski yılların modasından farklı.

A moda desse ano é diferente da do ano passado.

Onların mali sorunları, yılın ikinci yarısında başladı.

Os seus problemas financeiros começaram no segundo semestre.

Bunca yılın ardından beni hatırlayacak mı, merak ediyorum.

Será que ela me reconhece depois de todos esses anos?

Yılın dört mevsimi ilkbahar, yaz, sonbahar ve kıştır.

As quatro estações do ano são primavera, verão, outono e inverno.

Noel'den önceki ay mağazalar için yılın çok meşgul zamanıdır.

O mês antes do Natal é uma época do ano muito ocupada para as lojas.

Bu, Boston'u ziyaret etmek için yılın en iyi zamanıdır.

Este é o melhor momento do ano para visitar Boston.

O yılın aralık ayında, yeni bir anayasa kabul edildi.

Em dezembro daquele ano, foi adotada uma nova Constituição.

Ocak ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre % 20 yukarıdaydı.

As exportações de janeiro foram 20% superiores em relação ao ano passado.

Yılın bu zamanında ne Roma'ya girebilirsin ne de terk edebilirsin.

Durante esta época do ano, não se pode entrar nem sair de Roma.

Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.

Tom e Maria acordaram cedo para ver a primeira alvorada do ano.

18 yaşından 30 yaşına kadar her yılın bir ayını ordu eğitimine ayırmak zorundalar.

Entre os 18 e os 30 anos, eles cumprem um mês por ano em treino militar.

Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık yılın on iki ayıdır.

Janeiro, fevereiro, março, abril, maio, junho, julho, agosto, setembro, outubro, novembro e dezembro são os doze meses do ano.

- Bir yıl on iki aya sahiptir.
- Bir yılda on iki ay vardır.
- Bir yılın on iki ayı vardır.

Um ano tem doze meses.

Bahar temizliğini tamamlamak senin bütün baharını ve yazın bir kısmını alıyorsa, yılın geri kalanında yanlış bir şey yaptın.

Se a faxina de primavera durar a primavera inteira e parte do verão, é porque você fez algo de errado no resto do ano.