Translation of "Ikinci" in Dutch

0.011 sec.

Examples of using "Ikinci" in a sentence and their dutch translations:

İkinci sorum:

Mijn tweede vraag voor jullie is:

- Tom ikinci olarak bitirdi.
- Tom ikinci geldi.

- Tom eindigde als tweede.
- Tom is als tweede geëindigd.
- Tom is in de tweede plaats geëindigd.
- Tom is tweede geworden.
- Tom was als tweede klaar.

- İkinci bir ihtimal yoktur.
- İkinci şanslar yoktur.

Er zijn geen tweede kansen.

Neydi ikinci sorumuz?

Wat was die tweede vraag?

İkinci hediye psikolojikti.

De tweede gift was psychologisch.

ikinci yıl dönümüydü

...na Che Guevara's dood.

İkinci ikilem şuydu:

Dit was het tweede dilemma:

O ikinci-el.

Het is tweedehands.

İkinci dönem bitti.

Het tweede semester is afgelopen.

İkinci sırada mısın?

Ben je in de tweede rij?

O ikinci el.

Het is tweedehands.

Mutfak ikinci katta.

- De keuken bevindt zich op de eerste verdieping.
- De keuken bevindt zich op de tweede verdieping.

Yani buradaki ikinci amacım

Dus de tweede reden waarom ik hier ben,

İkinci avantaj, çocuklar korkusuzdur.

Voordeel twee: kinderen kennen geen angst.

İkinci tüyo: "Uzmanları dinleyin."

Tip nummer twee is ‘luisteren naar experts’.

Hayır, o ikinci el.

Nee, het is tweedehands.

Tom ikinci sırada bitirdi.

- Tom is als tweede geëindigd.
- Tom is in de tweede plaats geëindigd.
- Tom is tweede geworden.

İkinci yılında okuldan ayrıldı.

In het tweede jaar heeft hij de school verlaten.

İkinci ders çok kolaydır.

De tweede les is heel gemakkelijk.

Venüs güneşten ikinci gezegendir.

Venus is de tweede planeet vanaf de zon.

Tom ikinci sırada geldi.

Tom is tweede geworden.

Erkekler tuvaleti ikinci katta.

- De herentoiletten bevinden zich op de tweede verdieping.
- De herentoiletten bevinden zich op de eerste verdieping.

İkinci ders çok basittir.

De tweede les is zeer eenvoudig.

İkinci ders oldukça basit.

- De tweede les is heel gemakkelijk.
- De tweede les is zeer eenvoudig.

Saint Paul'un ikinci mektubundan.

Uit de tweede brief van Sint-Paulus.

- Bayan Smith ikinci çocuğunu doğurdu.
- Bayan Smith ikinci çocuğunu dünyaya getirdi.

Mevrouw Smith heeft haar tweede kindje ter wereld gebracht.

Dramanın ikinci yarısı biraz sıkıcıydı.

De tweede helft van het drama was een beetje saai.

İkinci hol et ihtiva eder.

De tweede gang bevat vlees.

İkinci Ramses bir Mısır Firavunu'ydu.

Ramses II was een Egyptische farao.

Sana ikinci bir şans veriyorum.

Ik geef je een tweede kans.

Büyükbabam İkinci Dünya Savaşı'nda öldü.

Mijn grootvader is overleden in de Tweede Wereldoorlog.

İkinci dizenin nasıl başladığını hatırlayamıyorum.

Ik kan me niet herinneren hoe het tweede couplet begint.

Bana ikinci bir şans ver.

Geef me een tweede kans.

Arkadaşımız yarışı ikinci sırada bitirdi.

Onze vriend is als tweede geëindigd in de race.

İkinci Ramses bir Mısır firavunuydu.

Ramses de Tweede was een Egyptische farao.

İkinci ayna kapının yanına asıldı.

Er hangt een tweede spiegel naast de deur.

- Doktorlar ikinci bir operasyonu yapmayı reddettiler.
- Doktorlar ikinci bir ameliyatı yapmayı reddettiler.

Dokters weigerden om een tweede operatie uit te voeren.

- Herkes ikinci bir şansı hak eder.
- Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.

Iedereen verdient een tweede kans.

İkinci kelime, oldukça farklı şekilde öğreniyoruz.

Het tweede woord leren we anders.

Konuşmanın ikinci vitese geçtiğim kısmına geldik.

Het is nu het moment om in de tweede versnelling te gaan,

Bu ağı yaratmaktaki ikinci motivasyonum endişeydi.

Een andere reden om dit netwerk te maken, was bezorgdheid.

İkinci kuşak İtalyanların çocuğuydu. Carmelo'da tanışmışlar.

...uit de tweede generatie Italianen. Ze ontmoetten elkaar in Carmelo.

Yokohama, Japonya'nın en büyük ikinci şehridir.

Yokohama is de op één na grootste stad van Japan.

Bergen, Norveç'teki ikinci en büyük kenttir.

Bergen is de tweede grootste stad van Noorwegen.

O, kitabın ikinci ve yenileştirilmiş basımıdır.

Dat is de tweede en vernieuwde druk van het boek.

İkinci Dünya Savaşı 1939'da başladı.

De Tweede Wereldoorlog begon in 1939.

O sadece ikinci el giysiler alır.

Ze koopt alleen tweedehands kleding.

Lütfen bana ikinci bir şans ver.

Geef me alsjeblieft een tweede kans.

Tom bir ikinci el araç satıcısıydı.

Vroeger was Tom een tweedehands autoverkoper.

Sana ikinci bir fırsat vermek istiyorum.

Ik wil je een tweede kans geven.

Sami'nin ikinci bir İnstagram hesabı vardı.

Sami had een tweede Instagram-account.

- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattı.
- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattılar.

In 1683 belegerden de Turken Wenen voor de tweede maal.

İkinci başa çıkma stratejisi ise kendinizi affetmek

De tweede copingstrategie is om jezelf te vergeven

Ve sonra da ikinci derece etkiler var,

En dan de tweede-orde effecten,

Sonra anne ikinci kez kırmızı ışıkta geçiyor,

Vervolgens rijdt die moeder door nog een rood licht

Yokohama, Japonya'da ikinci en büyük nüfuslu kentidir.

Jokohama is de stad in Japan met de op één na grootste bevolking.

İkinci Dünya Savaşı 1939 yılında patlak verdi.

De Tweede Wereldoorlog brak uit in 1939.

1945 yılında İkinci Dünya Savaşı sona erdi.

De Tweede Wereldoorlog eindigde in 1945.

Soğuk Savaş İkinci Dünya Savaşından sonra başladı.

De Koude Oorlog begon na de Tweede Wereldoorlog.

Amazon Nil'den sonra ikinci en uzun nehirdir.

De Amazone is de op een na langste rivier ter wereld en komt na de Nijl.

İkinci bir dil öğrenmek birçok alıştırma gerektirir.

- Als je een tweede taal wilt leren, moet je veel oefenen.
- Een tweede taal leren vereist veel oefening.

Satürn güneş sisteminde ikinci en büyük gezegendir.

Saturnus is de op een na grootste planeet in het zonnestelsel.

Onların mali sorunları, yılın ikinci yarısında başladı.

Hun financiële problemen begonnen in de tweede helft van het jaar.

Mimar, evliliğinin ikinci yılından sonra karısından ayrıldı.

De architect scheidde van de vrouw na twee jaar.

Bu asansör ikinci veya üçüncü katlarda durmaz.

Deze lift stopt niet op de eerste en tweede verdieping.

Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattılar.

In 1683 belegerden de Turken Wenen voor de tweede maal.

Füze teknolojisi, İkinci Dünya Savaşı sırasında gelişti.

De rakettechnologie verbeterde tijdens de Tweede Wereldoorlog.

İkinci Dünya savaşı 1939 yılında patlak verdi.

De Tweede Wereldoorlog brak uit in 1939.

1939'da İkinci Dünya Savaşı patlak verdi.

De Tweede Wereldoorlog brak uit in 1939.

İkinci Bourbon restorasyonunun ardından, Suchet görevden alındı ​​ve

nederlaag van Napoleon bij Waterloo.

Onu, ikinci el eşya satan bir dükkândan aldım.

Ik heb het in een tweedehandswinkel gekocht.

Barcelona, Katalonya'nın başkenti ve İspanya'da ikinci büyük kentidir.

Barcelona is de hoofdstad van Catalonië en de op één na grootste stad van Spanje.

Bu video sadece Avrupa'daki İkinci Dünya Savaşı hakkında.

Deze video gaat simpelweg over de Tweede Wereldoorlog in Europa.

İkinci bir dil öğrenmek istiyorsanız, çok alıştırma yapın.

- Als je een tweede taal wilt leren, moet je veel oefenen.
- Een tweede taal leren vereist veel oefening.

- Kullanılmış bir araba almayı göze alamam.
- İkinci el araba almaya param yetmez.
- İkinci el araba alacak param yok.

- Ik kan me niet veroorloven een tweedehands auto te kopen.
- Ik kan me niet permitteren een tweedehandsauto te kopen.

Fakat ilk bakış her zaman ikinci bir bakışı gerektirir.

Maar een eerste blik vraagt altijd om een tweede.

İkinci tabakta nohut, tavuk, et, sosis ve patates var.

De tweede gang heeft kikkererwten, kip, vlees, worst en aardappel.

Bu asansör ne birinci ne de ikinci katta duruyor.

Deze lift stopt niet op de eerste en tweede verdieping.

Bu ikinci yalanda, onun burnu birkaç inç daha büyüdü.

Na deze tweede leugen werd zijn neus nog enkele duimen langer.

Ve bir anda hayatım iki yıl içinde ikinci kez değişti.

en in één ogenblik veranderde mijn leven voor de tweede keer op twee jaar tijd.

Papua Yeni Gine Avustralya'nın ardından Okyanusya'da en büyük ikinci ülkedir.

Papua New Guinea is het grootste land in Oceanië na Australië.

- Dedem 2. Dünya Savaşı sırasında öldürüldü.
- Dedem İkinci Dünya Savaşı'nda öldü.

Mijn grootvader werd in de Tweede Wereldoorlog gedood.

İkinci Dünya Savaşı 1939'da başladı ve 1945'te sona erdi.

De Tweede Wereldoorlog begon in 1939 en eindigde in 1945.

Teyzesinin elmalı turtası lezzetliydi, bu yüzden o ikinci bir porsiyon aldı.

De appeltaart van zijn tante was heerlijk, dus hij nam een tweede portie.

Masurian'da kitlesel bir ikinci Alman zaferi Göller Rusları geri çekilmek için zorlar.

Een tweede massale Duitse overwinning op de Mazurische Meren dwong de Russen tot overgave.

Bombay, Hindistan'ın en çok nüfuslu, dünyanın ise ikinci en çok nüfuslu şehridir.

Mumbai is qua inwoners de grootste stad van India en de tweede grootste stad van de wereld.

- Kullanılmış bir arabayı almaya gücüm yetmez.
- İkinci el araba almaya param yetmez.

- Ik kan me niet veroorloven een tweedehands auto te kopen.
- Ik kan me niet permitteren een tweedehandsauto te kopen.

Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.

Als je vanuit je tweede taal naar je eigen moedertaal vertaalt, in plaats van andersom, maak je minder snel fouten.

Valentina Tereshkova asla uzaya ikinci bir yolculuk yapmadı . O Komünist Partisinin önemli bir üyesi ve Sovyet hükümetinin bir temsilcisi oldu.

Een tweede reis in de ruimte ondernam Valentina Tereschkova niet meer. Ze werd een belangrijk lid van de communistische partij en een vertegenwoordigster van de Sovjetregering.