Translation of "Yüzmeye" in Portuguese

0.019 sec.

Examples of using "Yüzmeye" in a sentence and their portuguese translations:

Yüzmeye çalış!

Tente nadar!

- Nehirde yüzmeye gittik.
- Nehre yüzmeye gittik.

Fomos nadar no rio.

- Yüzmeye gitmek istiyorum.
- Ben yüzmeye gitmek istiyorum.

Quero ir nadar.

Yüzmeye ne dersin?

Que tal irmos nadar?

O yüzmeye korkuyor.

Ele tem medo de nadar.

Nehirde yüzmeye çalıştım.

Tentei nadar no rio.

Denizde yüzmeye gittim.

Fui nadar no mar.

Yüzmeye gitmek istiyorum.

Gostaria de ir nadar.

Yüzmeye gitmeyi önerdi.

Ele propôs que fôssemos nadar.

Yüzmeye gitmek istemiyorum.

Eu não quero ir nadar.

- Yüzmeye gidiyorum.
- Yüzeceğim.

Vou nadar.

Hadi yüzmeye gidelim.

Vamos nadar.

Tom'la yüzmeye gittim.

Eu fui nadar com Tom.

Tom'u yüzmeye götür.

Leve Tom para nadar.

Tom yüzmeye çalıştı.

Tom tentou nadar.

Yarın yüzmeye gidelim.

Vamos nadar amanhã.

Yüzmeye gitmeyi tercih ederim.

Eu prefiro ir nadar.

O yüzmeye gitmemizi önerdi.

- Ele propôs que fôssemos nadar.
- Propôs que fôssemos nadar.

Biz gölde yüzmeye gittik.

Fomos nadar no lago.

Yüzmeye gidebilir miyim, anne?

Posso ir nadar, mãe?

Anne, yüzmeye gidebilir miyim?

Mamãe, posso ir nadar?

Burada yüzmeye izin verilmiyor.

É proibido nadar aqui.

Tom arkadaşlarıyla yüzmeye gitti.

- Tom foi nadar com os amigos dele.
- Tom foi nadar com os amigos.

Tom yüzmeye gitmek istiyor.

Tom quer ir nadar.

Dün nehirde yüzmeye gittim.

Ontem fui nadar no rio.

Kimle birlikte yüzmeye gittin?

Com quem você foi nadar?

Her gün yüzmeye giderim.

- Nado todo dia.
- Nado todos os dias.
- Eu nado todos os dias.

Ben yüzmeye gitmek istedim.

Eu queria ir nadar.

Tom'la yüzmeye gitmek istiyorum.

Quero ir nadar com Tom.

Yüzmeye gitmeyi tercih ederdim.

Eu prefiro ir nadar.

Tom yüzmeye gitmek istemiyor.

Tom não quer ir nadar.

- Seninle yüzmeye gitmek için sabırsızlanıyorum.
- Seninle yüzmeye gitmeyi iple çekiyorum.
- Seninle yüzmeye gitmeyi dört gözle bekliyorum.

Estou ansioso para nadar com você.

Babam yüzmeye gitmeme izin verdi.

Meu pai me deixou ir nadar.

Tom bizimle yüzmeye gitmek istemeyebilir.

- Talvez o Tom não queira nadar conosco.
- Talvez o Tom não queira nadar com a gente.

Tom dün gece yüzmeye gitti.

- O Tom foi nadar ontem à noite.
- O Tom foi dar um mergulho ontem à noite.

Günde bir kilometre yüzmeye çalışıyorum.

- Eu tento nadar um quilômetro por dia.
- Tento nadar um quilômetro por dia.

Dün Tom bizimle yüzmeye gitti.

- Tom foi nadar conosco ontem.
- Tom foi nadar com a gente ontem.

Tom her gün yüzmeye gider.

Tom vai nadar todos os dias.

Bu gölde yüzmeye izin verilmez.

É proibido nadar neste lago.

Bu nehirde yüzmeye izin verilmez.

É proibido nadar neste rio.

Neden burada yüzmeye izin verilmez?

Por que é proibido nadar aqui?

Bizimle yüzmeye gitmek ister misin?

Você quer nadar conosco?

Yazın nehirde yüzmeye gitmeye alışkındık.

No verão, estamos acostumados a ir nadar no rio.

Tom yarın sabah yüzmeye gidiyor.

O Tom vai nadar amanhã de manhã.

Yüzmeye ya da balık tutmaya gidebilirsin.

Você pode ir nadar ou pescar.

Yazın sık sık plajda yüzmeye giderim.

No verão vou muitas vezes à praia para nadar.

O kadar sıcaktı ki yüzmeye gittik.

Como fazia muito calor, fomos nos banhar.

Bu öğleden sonra yüzmeye gidebilir miyim?

- Posso ir nadar esta tarde?
- Posso ir nadar hoje à tarde?

Yağmur yağsa bile, yarın yüzmeye gideceğim.

Embora chova, vou nadar amanhã.

Çocukken sık sık denizde yüzmeye giderdim.

Quando era criança, costumava nadar muitas vezes no mar.

O yüzmeye gitmek istediğini açıklığa kavuşturdu.

Ela deixou claro que queria ir nadar.

Neden bu nehirde yüzmeye izin verilmez?

Por que é proibido nadar neste rio?

Bizimle yüzmeye gitmek istemediğindrn emin misin?

- Tem certeza de que não quer ir nadar conosco?
- Tem certeza de que não quer nadar com a gente?

Tom artık neredeyse hiç yüzmeye gitmiyor.

O Tom quase não vai mais nadar.

Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik.

O dia estava tão quente que nós fomos nadar.

Güzel bir gündü, bu yüzden yüzmeye gittik.

Estava um dia bom, então fomos nadar.

Hava çok sıcak olduğu için, yüzmeye gittik.

Como estava tão quente, fomos nadar.

Tom yüzmeye bizimle beraber gitmek istediğini söyledi.

- Tom disse que ele queria ir nadar conosco.
- Tom disse que ele queria ir nadar com a gente.

Tom ve ben yarın sabah yüzmeye gidiyoruz.

Tom e eu vamos nadar amanhã de manhã.

Muhtemelen yağmur yağacağı için onu yüzmeye gitmekten vazgeçirdim.

Eu o desanimei de ir nadar pois era provável que chovesse.

Güzel bir gün, değil mi? Yüzmeye gidelim mi?

Está um dia bonito, não está? Que tal irmos nadar?

Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.

Tom e Mary tem ido nadar juntos algumas vezes.

Tom Mary'yi tek başına yüzmeye gitmemesi konusunda ikna etti.

Tom persuadiu a Mary a não ir nadar por conta própria.