Translation of "önerdi" in English

Hemen başlamamızı önerdi.

He proposed that we should start at once.

Tom ne önerdi?

- What did Tom suggest?
- What did Tom recommend?

Tiyatroya gitmemizi önerdi.

She suggested that we go to the theater.

Bunu Tom önerdi.

Tom suggested it.

Bunu kim önerdi?

Who recommended that?

Banyoyu temizlememi önerdi.

She suggested that I should clean the bathroom.

Tom ayrılmamızı önerdi.

Tom suggested we leave.

Tom beklememi önerdi.

Tom advised me to wait.

Tom beklememizi önerdi.

Tom suggested we wait.

Sami onu önerdi.

Sami suggested it.

Kitabını okumamı önerdi.

He suggested that I read his book.

- Politikacı kongreye değişiklikler yapılmasını önerdi.
- Siyasetçi kongreye reform yapılmasını önerdi.
- Siyasetçi kongreye reformlar önerdi.
- Politikacı kongreye değişiklikler önerdi.

The politician proposed reforms to Congress.

- İlk onlar bana önerdi.
- Onlar onu önce bana önerdi.

They offered it to me first.

Öğretmen Shakespeare okumamı önerdi.

- My teacher recommended that I read Shakespeare.
- The teacher recommended that I read Shakespeare.

Doktor sigarayı bırakmasını önerdi.

- The doctor suggested that he give up smoking.
- The doctor suggested that he should give up smoking.

Tom romanı onlara önerdi.

Tom recommended the novel to them.

Ona onu denemesini önerdi.

She suggested that he try it.

Bana yardım etmeyi önerdi.

He offered to help me.

Bize kalmamız gerektiğini önerdi.

He suggested to us that we should stay.

Derhal ona yazmamı önerdi.

He suggested that I write to her at once.

O, bize yardımını önerdi.

He offered his help to us.

Sana onu kim önerdi?

Who put you up to it?

Tom burada beklememizi önerdi.

Tom suggested that we wait here.

O yüzmeye gitmemizi önerdi.

He suggested that we go for a swim.

O yardım etmeyi önerdi.

He's offered to help.

Derhal başlamamız gerektiğini önerdi.

He suggested we should start at once.

Beyzbol oynamamız gerektiğini önerdi.

He proposed that we should play baseball.

O, sinemaya gitmemizi önerdi.

She suggested going to the cinema to us.

Tom sana ne önerdi?

What did Tom offer you?

Tom her şeyi önerdi.

Tom fixed everything.

O bir çözüm önerdi.

She suggested a solution.

Tom ne yapmamızı önerdi?

- What did Tom suggest we do?
- What did Tom recommend we do?

Tom yüzmeye gitmemizi önerdi.

Tom suggested that we go for a swim.

Tom onu denememizi önerdi.

Tom suggested that we give it a try.

Tom toplantıyı ertelememizi önerdi.

Tom suggested that we postpone the meeting.

Tom bize yardımını önerdi.

Tom offered his help to us.

Tom yardım etmeyi önerdi.

Tom has offered to help.

Politikacı Kongreye reformlar önerdi.

The politician proposed reforms to Congress.

Tom çocuklara bakmayı önerdi.

Tom offered to watch the kids.

Tom bir plan önerdi.

Tom came up with a plan.

Tom, Mary'yi aramamızı önerdi.

Tom suggested that we call Mary.

Tom bir araştırma önerdi.

Tom recommended an investigation.

O oraya gitmemi önerdi.

He recommended that I go there.

Tom seni şaşırtmamı önerdi.

Tom suggested that we surprise you.

Tom bavulumu taşımayı önerdi.

Tom offered to carry my suitcase.

Bunu sana kim önerdi?

Who put you up to this?

Onunla dükkâna gitmemi önerdi.

She suggested that I go to the store with him.

Tom fikri Mary'ye önerdi.

Tom suggested the idea to Mary.

Tom bir çözüm önerdi.

Tom suggested a solution.

Tom onu yapmamızı önerdi.

- Tom suggested that we do that.
- Tom suggested we do that.

Tom onu yapmamı önerdi.

Tom suggested that I do that.

Tom nereye gitmemizi önerdi?

Where did Tom suggest we go?

Tom onu yapmayı önerdi.

Tom recommended doing that.

Tom onu yapmamayı önerdi.

Tom recommended not doing that.

Tom onu yapmamamı önerdi.

Tom suggested that I not do that.

Tom ara vermemizi önerdi.

Tom suggested that we take a break.

Tom bu restoranı önerdi.

Tom recommended this restaurant.

Tom, Fransızca okumamızıi önerdi.

Tom suggested we study French.

Tom, Fransızca konuşmamızı önerdi.

Tom suggested we speak French.

Tom erken ayrılmamızı önerdi.

Tom suggested we leave early.

Garson bu yemeği önerdi.

The waiter recommended this dish.

Tom ne yapmanı önerdi?

What did Tom suggest you do?

Tom şarkı söylememizi önerdi.

Tom suggested we sing.

Tom eve yürümemizi önerdi.

Tom suggested we walk home.

Tom, sinemaya gitmemizi önerdi.

Tom suggested that we go to the movies.

Tom sinemaya gitmeyi önerdi.

Tom suggested going to the movies.

Tom bu filmi önerdi.

Tom recommended this movie.

Yağmur bastırmadan çıkmamızı önerdi.

He suggested that we leave right away before it started to rain.

Tom çizelgeyi değiştirmemizi önerdi.

Tom suggested that we change the schedule.

Başkan sorunu görüşmemiz gerektiğini önerdi.

The chairman suggested that we should discuss the problem.

Müdür onunla havaalanına gitmemi önerdi.

The manager suggested that I go with him to the airport.

Tom Ann'e evini satmasını önerdi.

Tom suggested that Ann should sell the house.

Mimar, binanın restore edilmesini önerdi.

The architect suggested that the building be restored.

Babam kamp yapmaya gitmemizi önerdi.

My father suggested that we should go camping.

Bana toplantıyı iptal etmemi önerdi.

- She suggested to me that I call off the meeting.
- She suggested that I cancel the meeting.

O bir parti vermeyi önerdi.

She proposed giving a party.

O, alternatif bir plan önerdi.

He proposed an alternate plan.

O, gidişimizi ertelememiz gerektiğini önerdi.

He suggested that we should put off our departure.

Tom Mary'ye eve götürmeyi önerdi.

- Tom offered to drive Mary home.
- Tom has offered to drive Mary home.

O, hiç çözüm önerdi mi.

Did he propose any solutions?

Başkan yeni bir plan önerdi.

- The President offered a new plan.
- The president proposed a new plan.
- The President proposed a new plan.

Koltuğunu yaşlı bir kadına önerdi.

He offered his seat to an old woman.

O, kısa süre dinlenmemizi önerdi.

He suggested that we take a short rest.

Tom alternatif bir plan önerdi.

Tom proposed an alternate plan.

Tom Mary'nin eve yürümesini önerdi.

Tom has offered to walk Mary home.

Tom Mary'ye bir sakız önerdi.

Tom offered Mary a stick of gum.

Avukat karşılıksız yapılan servislerini önerdi.

The lawyer offered his services pro bono.

Partiye onunla birlikte gitmemi önerdi.

He suggested I go with him to the party.

Tom Mary'ye bir seçenek önerdi.

Tom offered Mary a choice.

Tom Mary'ye bir gözleme önerdi.

Tom offered Mary a donut.

Tom bize yardım etmeyi önerdi.

Tom offered to help us.