Translation of "önerdi" in Spanish

Yüzmeye gitmeyi önerdi.

Propuso que fuésemos a nadar.

Banyoyu temizlememi önerdi.

Ella sugirió que debería limpiar el baño.

Öğretmen Shakespeare okumamı önerdi.

El profesor me recomendó leer a Shakespeare.

Tom romanı onlara önerdi.

Tom les recomendó la novela.

Ona onu denemesini önerdi.

Ella le sugirió que probara.

Bana yardım etmeyi önerdi.

- Me ofreció ayuda.
- Se ofreció a ayudarme.

O, bize yardımını önerdi.

- Él nos ofreció ayuda.
- Él nos ofreció su ayuda.

Tom burada beklememizi önerdi.

- Tom sugirió que aguardáramos aquí.
- Tom sugirió que esperáramos aquí.

O yardım etmeyi önerdi.

Él se ofreció a ayudar.

Beyzbol oynamamız gerektiğini önerdi.

Propuso que jugásemos al béisbol.

Tom her şeyi önerdi.

- Tom arregló todo.
- Tom lo arregló todo.

O yüzmeye gitmemizi önerdi.

Propuso que fuésemos a nadar.

Politikacı Kongreye reformlar önerdi.

El político propuso reformas al congreso.

Doktor sigarayı bırakmasını önerdi.

El doctor le recomendó dejar de fumar.

Onunla dükkâna gitmemi önerdi.

- Ella sugirió que yo fuera al negocio con él.
- Ella sugirió que yo fuera a la tienda con él.

Müdür onunla havaalanına gitmemi önerdi.

El entrenador me sugirió que fuese con él al aeropuerto.

Tom Ann'e evini satmasını önerdi.

Tom le sugirió a Ann que debería vender la casa.

Tom Mary'ye eve götürmeyi önerdi.

Tom ofreció conducir a Mary a casa.

Başkan yeni bir plan önerdi.

El presidente propuso un nuevo plan.

Koltuğunu yaşlı bir kadına önerdi.

- Él le ofreció su asiento a una anciana.
- Cedió su asiento a una anciana.

Tom yazın Boston'a gitmeyi önerdi.

- Tom decidió ir a Boston este verano.
- Tom decidió que el viaje se hará a Boston este verano.

Mary Tom'a bir hediye önerdi.

Mary le ofreció un regalo a Tom.

Sandra trende bana koltuğunu önerdi.

Sandra me ofreció su asiento en el tren.

Sizi bana Dr. Klein önerdi.

El doctor Klein me recomendó a usted.

O,derhal ona yazmamı önerdi.

Ella sugirió que le escribiera de inmediato.

O, bana plaja gitmemizi önerdi.

Me ha propuesto que vayamos a la playa.

Doktor ona evde kalmasını önerdi.

El médico le aconsejó que se quedara en casa.

Tom sözleşmeyi tekrar okumamı önerdi.

Tom sugirió que yo leyera el contrato nuevamente.

- Tom komiteye bir plan daha önerdi.
- Tom komiteye başka bir plan daha önerdi.

Tom sugirió otro plan al comité.

Tom parayı bana ödünç vermeyi önerdi.

Tom ofreció pasarme el dinero.

O benimkine benzer bir plan önerdi.

Sugirió un plan similar al mío.

Müşterinin mavi bir kravat almasını önerdi.

Ella le recomendó al cliente una corbata azul.

Tom benimkine benzer bir plan önerdi.

Tom propuso un plan parecido al mío.

Ev sahibimiz bize bir içki önerdi.

Nuestro anfitrión nos ofreció un trago.

O, küçük bir mola almamızı önerdi.

Él propuso que nos tomáramos un pequeño descanso.

Tom Mary'ye John'a özür dilemesini önerdi.

Tom sugirió a Mary que se disculpara ante John.

O, derhal onu ona vermemi önerdi.

Ella sugirió que se lo entregada en seguida.

O, onu hayvanat bahçesine götürmemi önerdi.

Ella sugirió que lo llevara al zoológico.

Tom Mary'ye bir mektup yazmamı önerdi.

Tom sugirió que le escribiera una carta a Mary.

Doktor ona çok fazla çalışmayı bırakmasını önerdi.

El doctor le advirtió que dejara de trabajar tanto.

Tereddütten uzak, isteyerek bana yardım etmeyi önerdi.

Lejos de vacilar, ella se ofreció a ayudarme de buena voluntad.

Tom sana bir iş önerdi, değil mi?

Tom te ofreció un trabajo, ¿no?

Babam bu öğleden sonra sinemaya gitmemizi önerdi.

Mi padre sugirió que fuéramos al cine esta tarde.

Doktor Bay White'a çok sigara içmemeyi önerdi.

El doctor le aconsejó al Sr. White no fumar mucho.

Tom ben şehir dışındayken kedimi beslemeyi önerdi.

Tom ofreció alimentar a mi gato mientras yo estaba fuera de la ciudad.

Doktorum bana bu ilacı almayı bırakmamı önerdi.

Mi médico me ha aconsejado dejar de tomar este medicamento.

Tom Mary ile bir sinemaya gitmemi önerdi.

Tom sugirió que fuera a ver una película con Mary.

Tom Mary'ye partiye kadar eşlik etmemi önerdi.

Tom sugirió que acompañara a Mary a la fiesta.

Tom ona ikinci el araba satın almamasını önerdi.

Tom le aconsejó no comprar el coche de segunda mano.

Tom Mary'ye köpek yavrusunu bulması için yardım etmeyi önerdi.

Tom se ofreció para ayudar a Mary a recuperar su perrito perdido.

Tom, Mary'ye onun John'a bir fincan kahve ikram etmesini önerdi.

Tom sugirió a Mary que le ofreciera a John una taza de café.

- Tom Mary'ye bir bira önerdi.
- Tom Mary'ye bira teklif etti.

Tom le ofreció una chela a Mary.

O parkta idi, bir yabancı geldiğinde salıncakta oynuyordu, ve o, ona karamelini önerdi.

Estaba en el parque, jugando en los columpios, cuando se le acercó un desconocido y le ofreció unos caramelos.

. NASA mühendisi John Houbolt başka bir seçenek önerdi - bu seçenek , NASA'nın en kıdemli mühendisleri tarafından

Pero aún existía el problema de aterrizar una nave espacial tan masiva en la