Translation of "Sahte" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "Sahte" in a sentence and their portuguese translations:

Sahte değil.

Não é falso.

Bu elmas sahte.

Este diamante é falso.

Bu tamamen sahte.

É tudo falso.

Bu açıkça sahte.

É evidentemente falso.

O gözyaşları sahte.

Aquelas lágrimas são falsas.

- Yanlış.
- Düzmece.
- Sahte.

Falso.

Sıra geldi sahte kabadayıya

é hora do valentão falso

Sahte insanları gerçekten sevdim.

Já amei de verdade gente de mentira.

Tom sahte gözlük takıyordu.

Tom usava óculos falsos.

Bizim güvenlik kameraları sahte.

Nossas câmeras de segurança são falsas.

Bu fotoğraf sahte görünüyor.

Essa foto parece falsa.

O bir sahte kimlik kullandı.

Ela usava um RG falso.

- O bir taklit.
- Bu sahte.

- É uma farsa.
- É um fake.
- Isso é um fake.

Tom bir sahte Rolex takıyor.

Tom usa um Rolex falso.

Kendimi sahte umutlara vermek istemiyorum.

Eu não quero dar a mim falsas esperanças.

Tom sahte bir kimliği var.

Tom tem um RG falso.

Belge ne gerçek ne de sahte.

O documento não é autêntico nem forjado.

O sahte bir kimlik kartı kullanıyordu.

Ele usava um RG falso.

Tom barmene sahte kimlik kartı gösterdi.

Tom mostrou uma identidade falsa ao bartender.

Tom Facebook'ta sahte bir haber paylaştı.

Tom compartilhou uma notícia falsa no Facebook.

Biz tamamen sahte bir dünyada yaşıyoruz.

Vivemos num mundo de total falsidade.

Sonra... Sahte evrak hazırlayan bir serviste çalışıyordum,

E depois... ... trabalhei num departamento que fazia documentos falsos.

Onun göğüsleri gerçek mi yoksa sahte mi?

Os seios dela são de verdade ou falsos?

Bu elmas gerçek mi yoksa sahte mi?

Esse diamante é verdadeiro ou falsificado?

Tom sık sık sahte bir alyans takıyor.

O Tom de vez em quando usa uma aliança falsa.

Sanırım Tom aldığı tablonun sahte olduğunu öğrendiğinde oldukça kızacak.

Acho que Tom vai ficar bem nervoso ao descobrir que o quadro que ele comprou é falso.

Tüm sahte, angarya ve kırık düşlerle; hala güzel bir dünya.

Mesmo com todas as ilusões, labores e sonhos despedaçados, ainda assim o mundo é belo.

Bazı insanlar iş bulmak için sahte isimler kullanmak zorunda kaldı.

Algumas pessoas tinham que usar nomes falsos para conseguir trabalho.

Insanların paraya nasıl taptığı paranın sana nasıl bir sahte çevre oluşturduğu

como as pessoas adoram dinheiro, como o dinheiro cria um ambiente falso para você

Tom daha şık görünmek istediği için sahte gözlük taktığını kabul etti.

Tom admitiu que usa óculos falsos para parecer mais inteligente.

Web sitelerini kullanmak için kayıt sırasında insanların sahte kişisel bilgi vermeleri nadir değildir.

Não é extraordinário que as pessoas forneçam informações pessoais falsas ao registrar-se para utilizar sítios web.