Translation of "Polisler" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "Polisler" in a sentence and their portuguese translations:

Polisler geldi!

É a polícia!

Polisler gitti.

Os policiais foram embora.

Polisler geldi.

Os policiais estão aqui.

Polisler meseleyi araştırıyor.

A polícia está investigando.

Polisler birini tutukladı.

A polícia prendeu alguém.

Polisler Tom'un peşinde.

A polícia está atrás de Tom.

Polisler her yerdeler.

- Os policiais estão em toda parte.
- Os policiais estão em todo lugar.

Polisler Tom'u tutukladı.

A polícia prendeu Tom.

Polisler kayıp çocuğu aradılar.

A polícia procurou o menino perdido.

Polisler onu serbest bıraktılar.

- A polícia soltou ele.
- A polícia liberou ele.

Buradan ayrılıyoruz. Polisler geliyor.

Estamos caindo fora daqui, a polícia está vindo!

Dün polisler şüpheliyi tutukladı.

A polícia prendeu o suspeito ontem.

Polisler cinayet vakasını soruşturuyor.

A polícia está investigando o caso do assassinato.

Polisler karanlık gölü aradı.

A polícia procurou no lago obscuro.

Tom polisler tarafından aranıyor.

Tom está sendo perseguido pela polícia.

Polisler Tom'un bisikletini buldu.

A polícia encontrou a bicicleta de Tom.

Polisler ateşle karşılık verdiler.

A polícia disparou de volta.

Polisler buraya geliyor. Buradan gidelim.

Aí vem a polícia. Vamos sair daqui.

Polisler onu Paris'e kadar izledi.

A polícia o seguiu para Paris.

Polisler onları hırsızlık için tutukladı.

A polícia o prendeu por roubo.

Polisler arabanın lastiklerine ateş ettiler.

Os policiais atiraram nos pneus do carro.

Polisler onun yalan söylediğinden şüpheleniyorlar.

A polícia suspeita que ele estivesse mentindo.

Polisler yerde biraz kan buldular.

A polícia encontrou sangue no chão.

Polisler hiç kimsenin izini bulamadı.

- Os tiras não encontraram pistas de ninguém.
- Os tiras não encontraram rastos de ninguém.
- Os tiras não encontraram vestígios de ninguém.

Çocuklar polisler ve soyguncular oynuyordu.

Os meninos brincavam de polícia e ladrão.

Polisler gaz maskesi ve kask giydi.

Os policiais usavam máscaras de gás e capacetes.

- Polisler binanın içine gaz bombaları attılar.
- Polisler binanın içine göz yaşartıcı gaz bombaları attılar.

Os policiais jogaram bombas de gás lacrimogêneo para dentro do prédio.

Polisler Tom'un kendisini öldürmüş olma olasılığını düşünmediler.

A polícia não achava provável que Tom tivesse se matado.

- Polisler kaçakçılık için onu tutukladı.
- Polis onu kaçakçılıktan tutukladı.

A polícia o prendeu por contrabando.

Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.

A polícia estava na porta da casa de Tom menos de três minutos depois do telefonema.

Polisler park yakınında terk edilmiş bir arabada bir ceset buldu.

A polícia achou um cadáver num carro abandonado perto do parque.