Translation of "Kaya" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Kaya" in a sentence and their portuguese translations:

Pekâlâ, kaya tırmanışını seçtiniz.

Certo, decidiu enfrentar o penhasco.

O, kaya gibi sertti.

- Era duro como pedra.
- Estava duro como rocha.

Yerde bir kaya var.

- No chão jaz uma pedra.
- Tem uma pedra no chão.
- Há uma pedra no chão.

O, kaya kadar sertti.

Estava tão duro como pedra.

- Kaya düşüşünde üç dağcı öldü.
- Bir kaya çığında üç dağcı öldü.

Três alpinistas foram mortos em uma queda de pedras.

Onlar kaya değil. Onlar maden.

Não são rochas. São minerais.

Tom bir kaya evinde yaşıyor.

Tom mora em uma casa de pedra.

Halatla tırmanma mı, kaya tırmanışı mı?

Subir a corda? Ou tentar subir a rocha?

Yani yavaşça uzaklaşan bir kaya gibi.

então, a rocha está a afastar-se lentamente.

Bu bir kaya değil. Bir maden.

Isto não é uma rocha. É um mineral.

Geri dönmeli ve o kaya sığınağı kullanmalıyız.

Temos de voltar e usar o abrigo na rocha.

Uzaktan bakıldığında, kaya insan yüzü gibi görünüyordu.

- Vista de longe, a rocha se parecia com um rosto humano.
- Vista de longe, a rocha se assemelhava a um rosto humano.

Kararı siz verin. Kıyıdan mı, kaya tırmanışı mı?

A decisão é sua. Coasteer ou subir o penhasco?

Vücudunu kaya gibi görünen tuhaf bir pozisyona sokuyor.

Põe o corpo numa postura estranha que parece uma pedra.

Uzaktan bakıldığında, kaya, çömelen bir insan figürüne benziyor.

Vista de longe, a rocha parece uma figura humana de cócoras.

- Tom bir kaya ve sert bir yer arasına sıkıştı.
- Tom bir kaya ve sert bir yerin arasında sıkıştı.

- Tom está entre a cruz e a espada.
- O Tom está em grande perigo.
- O Tom está entre a cruz e a caldeirinha.

Bunu takmak istiyorum. Yukarıda bir sürü gevşek kaya olabilir!

Vou pôr isto. Há ali muitas rochas soltas.

Ama halatı bağlamak için bulabildiğim en büyük kaya bu.

mas é a melhor rocha que encontro a que atar a corda.

Bu kaya duvarlar yolumuzu kapatıyor. Bu yüzden biraz dolaşacağız.

As rochas bloqueiam-nos o caminho direto. Vamos ter de fazer um desvio,

Uzaktan bakıldığında, büyük kaya eski bir kale gibi görünüyor.

Vista de certa distância, a rocha grande parece um velho castelo.

Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.

Posso tentar subir pela corda ou tentar subir a rocha à entrada da caverna.

Buralarda hava erken kararıyor.Sonbahar zamanı geldiğinde güneş bir kaya gibi düşüyor gibi görünüyor.

Está escurecendo cedo por aqui. O sol parece cair como uma pedra quando chega o outono.