Translation of "Kızın" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Kızın" in a sentence and their portuguese translations:

Kızın nerede?

Onde está sua filha?

Kızın neredeydi?

Onde estava a sua filha?

- Kızın bana söyleyecek.
- Kızın bana anlatacak.

A sua filha me dirá.

Kızın burada mı?

Tua filha está aqui?

Kızın var mı?

Você tem uma filha?

- Bu kızın babasını tanıyorum.
- Bu kızın babasını biliyorum.

- Eu conheço o pai dessa garota.
- Conheço o pai dessa garota.

Kızın gözleri gözyaşlarıyla doluydu.

- Os olhos da menina estavam cheios de lágrimas.
- Os olhos da garota estavam cheios de lágrimas.

Köpek kızın hayatını kurtardı.

O cachorro salvou a vida da menina.

O, kızın hastalığından bahsetti.

- Ele falou sobre sua enfermidade.
- Ele falou sobre sua doença.

Senin kızın kör mü?

- A tua filha é cega?
- Sua filha é cega?
- A sua filha é cega?
- Tua filha é cega?

Kızın vücudunu sattığı söylenir.

Diz-se que a menina vendeu o corpo.

Küçük kızın bebeği kırık.

A boneca da garotinha quebrou.

- Kızın nasıl?
- Kızınız nasıl?

- Como está a sua filha?
- Como vai a sua filha?
- Como tua filha está?

Kızın babası bir doktor.

O pai da menina é médico.

Senin kızın uzun boylu.

Tua filha é alta.

O da senin kızın.

- Ela também é tua filha.
- Ela é sua filha também.

Kızın nerede yaşadığını biliyor musun?

- Você sabe onde a garota mora?
- As senhoras sabem onde a garota mora?

Nancy dört kızın en güzelidir.

Nancy é a mais bonita dentre as quatro garotas.

Heriki kızın mavi gözleri var.

Ambas as meninas têm olhos azuis.

Bu kızın özel güçleri var.

Esta menina tem poderes especiais.

Kızın artık bir kız değil.

- Sua filha já não é uma garota.
- A filha de vocês já não é uma menina.

Piyano çalan kızın adı Akiko'dur.

A menina que está tocando piano se chama Akiko.

O senin tek kızın mı?

Ela é a única filha de vocês?

Bu köpek kızın hayatını kurtardı.

Este cão salvou a vida da garota.

Neden unutmaya çalıştığım kızın adını hatırlayamıyorum.

Por que eu não consigo lembrar o nome da garota que eu estou tentando esquecer?

- Kızın kaç yaşında?
- Kızınız kaç yaşında?

Qual é a idade da sua filha?

Ben, kızın yardım için ağladığını duydum.

Ouvi a menina pedindo socorro.

O kızın ne zaman ulaştığını bilmiyorum.

Eu não sei quando ela vai chegar.

Neden unutmaya çalıştığım kızın ismini hatırlayamıyorum?

Por que é que eu não consigo lembrar o nome da garota que eu estou tentando esquecer?

Sınıfındaki en güzel kızın kim olduğunu düşünüyorsun?

Quem você acha que é a menina mais bonita da sua classe?

Dün gördüğüm, adını bilmediğim kızın hayâlini kurdum.

Eu tive um sonho sobre a menina que eu conheci ontem da qual não sei o nome.

- Nehirde yüzen kızı gördüm.
- Kızın nehirde yüzdüğünü gördüm.

Vi a menina nadando no rio.

Kızın yanı sıra anne babası da çok sempatikti.

- A menina, assim como os pais dela, era muito simpática.
- A menina, assim como os pais, era muito simpática.

Tom daha önce bir kızın odasında hiç bulunmamıştı.

- Tom nunca tinha estado no quarto de uma garota.
- O Tom jamais estivera no quarto de uma mulher.

Kızın akıcı biçimde dört dil konuşma yeteneği beni etkiledi.

A habilidade da garota de falar quatro idiomas fluentemente me impressionou.

- Kızın artık bir çocuk değil.
- Kızınız artık bir çocuk değildir.

A sua filha não é mais uma criança.

Herkes köle kızın gerçekte bir prenses olduğunun keşfedilmesine çok şaşırmıştı.

Todo mundo estava surpreso ao descobrir que a garota escrava era, na verdade, uma princesa.

Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir.

Esta garota tem um rosto lindo. Meu coração se derrete ao olhar para ela.

Ben artık senin küçük kızın değilim. Ben şimdi senin yetişkin kızınım.

Não sou mais sua filhinha. Agora sou sua filha adulta.

Açılış töreninde Rusya'nın tarihi Lubov adlı genç bir kızın rüyaları vasıtasıyla anlatıldı, bu, "aşk" anlamına geliyor.

Durante a cerimônia de abertura, a história da Rússia foi contada através dos sonhos de uma jovem chamada Lubov, que significa "amor".