Translation of "Hayatımın" in Portuguese

0.009 sec.

Examples of using "Hayatımın" in a sentence and their portuguese translations:

Mary hayatımın aşkı.

Maria é o amor da minha vida.

Hayatımın çoğunda buradaydım.

Estive aqui durante a maior parte da minha vida.

Hayatımın anlamı nedir?

Qual é o sentido da minha vida?

O benim hayatımın aşkıdır.

Ele é o amor da minha vida.

Hayatımın çoğunu burada yaşadım.

- Tenho vivido aqui a maior parte da minha vida.
- Morei aqui a maior parte da minha vida.

Sen benim hayatımın aşkısın.

Você é o amor da minha vida.

Hayatımın en güzel günleriydi muhtemelen

provavelmente foram os melhores dias da minha vida

Onlar hayatımın en hüzünlü saatleriydi.

Aquelas foram as horas mais tristes da minha vida.

Hayatımın çoğunu Boston'da burada geçirdim.

Eu passei a maior parte da minha vida aqui em Boston.

Artık hayatımın bir parçası değilsin.

Você não mais faz parte de minha vida.

Onlar hayatımın en iyi yıllarıydı.

Aqueles foram os melhores anos da minha vida.

Hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.

Gostaria de passar o resto da minha vida com você.

Tom hayatımın büyük bir parçasıdır.

Tom é uma grande parte da minha vida.

Hayatımın böylesine önemli bir kısmını paylaşmamak

não pude deixar de sentir que tinha errado

Hayatımın geri kalanı boyunca seni seveceğim.

Te amarei pelo resto da vida.

Hayatımın çoğunda beni rahatsız eden adamlara benzeyen,

Homens semelhantes àqueles que me perseguiram durante toda a vida.

Bu, hayatımın en iyi anılarından biri olacaktır.

Esta será uma das melhores lembranças da minha vida.

Hayatımın geri kalanını pişman olarak geçirmek istemiyorum.

Eu não quero passar o resto da minha vida lamentando por isso.

Seninle hayatımın geri kalanını hayal etmeye çalışıyorum.

Eu tenho tentado imaginar o resto de minha vida contigo.

Ailem olmadan hayatımın nasıl olacağını hayal edemiyorum.

Eu não consigo imaginar como a minha vida seria sem a minha família.

Hayatımın geri kalanını seninle birlikte geçirmek istiyorum.

Eu quero passar o resto da minha vida com você.

Hayatımın yaşamaya değer olup olmadığını merak ediyorum.

- Me pergunto se vale a pena viver.
- Me pergunto se a minha vida vale a pena.

Bu benim hayatımın en büyük bir deneyimiydi.

Foi a melhor experiência da minha vida.

Hayatımın neye benzediği hakkında bir fikrin var mı?

- Você tem alguma ideia de como a minha vida é?
- Você faz ideia de como é a minha vida?

Müzik olmadan hayatımın nasıl olacağını hayal bile edemiyorum.

Eu não consigo imaginar como a minha vida seria sem música.

Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

Meu interesse é no futuro porque é lá que eu vou passar o resto da minha vida.

Hayatımın bu noktasında paraya ihtiyacım yok. Hem de hiç.

Neste momento, não preciso de dinheiro. De todo.

- Hayatım tehlikede mi diyorsun?
- Hayatımın tehlikede olduğunu mu söylüyorsun?

Você está dizendo que minha vida corre perigo?

- O, hayatımdaki en iyi gündü.
- Bu hayatımın en güzel günüydü.

Aquele foi o melhor dia da minha vida.

Hayatımın geriye kalan kısmını birlikte geçirmek istediğim herhangi biriyle henüz tanışmadım.

Ainda não conheci alguém com quem eu desejaria passar o resto da minha vida.

- Sensiz hayatımın bir anlamı yok.
- Sen olmadan yaşamam için bir sebep yok.

Minha vida não tem sentido sem você.

- Bu, hayatımın en güzel günlerinden biriydi.
- Bu, yaşamımın en iyi günlerinden biriydi.

Este foi um dos melhores dias da minha vida.

On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.

Quando eu tinha dez anos, eu pensava que quando eu tivesse dezesseis anos, minha vida seria legal.

Bir zamanlar seni severdim ve her ne olursa olsun, her zaman hayatımın bir parçası olacaksın.

Uma vez eu amava você, e não importa, você sempre será uma parte de minha vida.