Translation of "Evindeki" in Portuguese

0.002 sec.

Examples of using "Evindeki" in a sentence and their portuguese translations:

Tom'un evindeki piyanonun akordu bozuk.

O piano na casa de Tom está desafinado.

Fadıl bir komşunun evindeki bir partiye katıldı.

Fadil foi a uma festa na casa de um vizinho.

- Paul babasının yerine partiye gitti.
- Paul babasının evindeki partiye gitti.

Paul foi para a festa no lugar do seu pai.

İbrahim, evindeki en yaşlı ve her şeyden sorumlu uşağına, "Elini uyluğumun altına koy" dedi, "Yerin göğün Tanrısı Rabbin adıyla ant içmeni istiyorum. Aralarında yaşadığım Kenanlılardan oğluma kız almayacaksın. Oğlum İshaka kız almak için benim ülkeme, akrabalarımın yanına gideceksin."

Abraão disse ao mais antigo dos criados da casa, administrador de todos os seus bens: Põe tua mão debaixo de minha coxa e jura-me pelo Senhor, Deus dos céus e da terra, que não escolherás para meu filho uma mulher entre as filhas dos cananeus, no meio dos quais estou vivendo. Em vez disso, irás à minha terra, à minha parentela, e escolherás uma mulher para meu filho Isaac.