Translation of "Fadıl" in Portuguese

0.012 sec.

Examples of using "Fadıl" in a sentence and their portuguese translations:

- Fadıl aşçıbaşıydı.
- Fadıl ahçıbaşıydı.

Fadil era o chefe dos cozinheiros do restaurante.

Fadıl kayboldu.

Fadil desapareceu.

Fadıl Araptır.

Fadil é árabe.

- Fadıl becerilerini kullandı.
- Fadıl becerilerini uygulamaya koydu.

Fadil fez uso de suas habilidades.

Fadıl iş arıyordu.

Fadil procurava emprego.

Fadıl, Leyla'ya ulaşamadı.

- Fadil não conseguiu entrar em contato com Layla.
- O Fadil não conseguiu alcançar a Layla.

Fadıl evde değildi.

Fadil não estava em casa.

Fadıl okulda nasıldı?

Como estava Fadil se saindo na escola?

Fadıl, Facebook'ta faaldir.

Fadil está ativo no Facebook.

Fadıl asla vazgeçmeyecek.

Fadil nunca vai desistir.

Fadıl bir psikopattır.

Fadil é psicopata.

Fadıl özel kuvvetlerdeydi.

Fadil esteve nas forças especiais.

Fadıl şu anhapiste.

Fadil está preso agora.

Fadıl artık özgür.

Fadil está em liberdade agora.

Fadıl yine tutuklandı.

Fadil foi preso novamente.

Fadıl çocuklarla ilgileniyor.

Fadil está cuidando das crianças.

Fadıl hastaneden ayrıldı.

Fadil saiu do hospital.

Fadıl kazayı atlattı.

Fadil sobreviveu ao incidente.

Fadıl daima gülümsüyordu.

Fadil estava sempre sorrindo.

Fadıl bagajla geldi.

Fadil veio com bagagem.

Fadıl, Mısır'dan taşındı.

Fadil mudou-se do Egito.

Fadıl ilişkiyi sürdürdü.

Fadil levou adiante o caso.

Fadıl kalıba uymadı.

Fadil não se encaixava no modelo.

Fadıl kenara itildi.

Fadil foi empurrado para a borda.

Fadıl merdivenlerden iniyordu.

Fadil estava descendo as escadas.

Fadıl ölmüş olabilir.

Fadil poderia estar morto.

Fadıl ilişkiyi bitirdi.

Fadil terminou o relacionamento.

Fadıl, Leyla'ya saldırdı.

Fadil atacou Layla violentamente.

Fadıl, Kahire'ye taşındı.

Fadil mudou-se para o Cairo.

Fadıl atlarla ilgileniyordu.

Fadil se interessava por cavalos.

Fadıl Arapça konuşuyor.

Fadil fala árabe.

- Fadıl bir maç izliyordu.
- Fadıl bir oyun izliyordu.

Fadil estava assistindo a um jogo.

- Fadıl, Leyla'nın dördüncü kocasıydı.
- Fadıl, Leyla'nın dört numaralı kocasıydı.

Fadil foi o marido número quatro de Layla.

- Fadıl eyaletten eyalete seyahat etti.
- Fadıl devletten devlete gitti.

Fadil viajava de um Estado para outro.

- Fadıl, İslam ile ilgilenmeye başladı.
- Fadıl, İslam ile ilgili hale geldi.
- Fadıl, İslam'a merak sardı.

Fadil se interessou pelo Islã.

Fadıl, köpeği öldüreceğini söyledi.

Fadil disse que ele ia matar o cachorro.

Fadıl silahları arabada sakladı.

Fadil escondeu as armas no carro.

Fadıl hala Dania'yı seviyor.

Fadil ainda ama Dania.

Fadıl, Dania'yı zorlukla tanıdı.

Fadil mal reconheceu Dania.

Fadıl, Leyla'nın ölümünden sorumludur.

Fadil é responsável pela morte de Layla.

Fadıl bütün kartları tutuyordu.

O Fadil estava a segurar todas as cartas.

Fadıl, Leyla'yı Rami'yle tanıştırdı.

- Fadil apresentou Layla a Rami.
- O Fadil apresentou Layla ao Rami.

Fadıl evin içinde idi.

Fadil estava dentro da casa.

Fadıl evinde yalnız oturuyordu.

Fadil estava sentado em sua casa sozinho.

Fadıl evi zorlanmadan buldu.

Fadil encontrou a casa sem dificuldade.

Fadıl, Leyla'nın evine girdi.

Fadil entrou na casa de Layla.

Fadıl annesinin evinde saklandı.

Fadil estava escondido na casa de sua mãe.

Fadıl annesinin evinden ayrıldı.

Fadil saiu da casa de sua mãe.

Fadıl cinayet sırasında evindeydi.

Fadil estava em sua casa durante o assassinato.

Fadıl kiminle iletişime geçti?

Com quem Fadil entrou em contato?

Fadıl yeni arabasına aşıktı.

Fadil estava apaixonado por seu carro novo.

Fadıl evde çok sıkıldı.

Fadil ficava muito entediado em casa.

Fadıl tek kalan kişiydi.

Fadil foi o único que ficou.

Fadıl, Leyla'nın hücresini aradı.

Fadil ligou para o celular de Layla.

Fadıl evde Leyla'yı bekledi.

Fadil esperou por Layla em casa.

Fadıl, Leyla'yı eve getirdi.

Fadil trouxe Layla para casa.

Fadıl' bulmana yardım edeceğim.

Vou ajudá-lo a encontrar o Fadil.

Fadıl, İslam'ın tanrısına inanıyor.

Fadil acredita no Deus do Islã.

Fadıl buna pişman olacak.

Fadil vai lamentar isso.

Fadıl nihai kontrolü istedi.

Fadil queria ter o supremo controle.

Fadıl otopsilerden birini yaptı.

Fadil fez uma das autópsias.

Fadıl, Leyla'nın geleceğinden korktu.

Fadil temia pelo futuro de Layla.

Fadıl uzun süre yaşamadı.

O Fadil não viveu por muito tempo.

Fadıl bebek karyolasında öldü.

Fadil morreu em seu berço.

Fadıl adalete teslim edildi.

Fadil foi levado à justiça.

Fadıl sadist bir sosyopattı.

Fadil era um sociopata sádico.

Fadıl hala kanserle savaşıyordu.

Fadil ainda estava lutando contra o câncer.

Fadıl kemik kanserinden kurtuldu.

Fadil sobreviveu a um câncer ósseo.

Fadıl işten eve döndü.

Do trabalho, Fadil foi para casa.

Fadıl hiçbir şey bulmadı.

Fadil não encontrou nada.

Fadıl konuşmaya istekli değil.

Fadil não está disposto a falar.

Gerçek Fadıl ortaya çıktı.

O verdadeiro Fadil tornou-se conhecido.

Fadıl karanlık sırrını açıkladı.

Fadil revelou seu tenebroso segredo.

Fadıl, Leyla'nın altıncı kocası.

Fadil é o sexto marido de Layla.

Fadıl boşanma davası açıyordu.

Fadil estava pedindo o divórcio.

Fadıl güvenilir bir cerrahtı.

Fadil era um cirurgião de confiança.

Fadıl bir çatışma istemedi.

Fadil não queria um confronto.

Fadıl ailesine odaklanmaya çalıştı.

Fadil tentou se concentrar em sua família.

Fadıl, Texas Chicken'e bayılır.

Fadil adora o Texas Chicken.

Fadıl insanların güvenini kazandı.

Fadil ganhou a confiança das pessoas.

Fadıl, Leyla'ya bakmak istedi.

Fadil queria cuidar de Layla.

Fadıl ne istiyorsa sahip.

Fadil tem o que quer.

Fadıl kayınpederini öldürmeye çalıştı.

Fadil tentou matar o sogro.

Fadıl defalarca kez vuruldu.

Fadil foi baleado várias vezes.

Fadıl altı kere vuruldu.

Fadil foi baleado seis vezes.

Fadıl klasik Arapça öğreniyordu.

Fadil estava aprendendo Árabe clássico.

Fadıl, Leyla'yla evleneceğini söyledi.

Fadil disse que ia se casar com Layla.

Kimse Fadıl ile evlenemezdi.

Ninguém queria se casar com Fadil.

Fadıl iki kez aşağılandı.

Fadil foi humilhado duas vezes.

Fadıl hepimizi öldüreceğini söyledi.

Fadil disse que nos mataria a todos.

Fadıl hapishanede yatmak istemedi.

Fadil não queria passar uma temporada na cadeia.

Fadıl, Leyla'dan ölümüne korkuyordu.

Fadil estava morrendo de medo de Layla.

Fadıl üst katta kalıyordu.

Fadil ficou lá em cima.

Fadıl bir mazeret hazırlıyordu.

Fadil estava construindo um álibi.

Fadıl, Leyla'ya tamamen güveniyordu.

Fadil confiava em Layla completamente.

Fadıl uyuşturulmuş ve çaresizdi.

Fadil estava drogado e desamparado.

Fadıl kalpsiz bir sosyopattır.

Fadil é um sociopata sem coração.

Fadıl nefretini masuma çevirdi.

Fadil voltou seu ódio contra a inocente.

Fadıl şöhreti çok istiyordu.

Fadil desejava notoriedade.

Fadıl, Leyla'dan yararlanmaya bakıyordu.

Fadil procurou se aproveitar de Layla.