Translation of "Arkadaşını" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Arkadaşını" in a sentence and their portuguese translations:

Arkadaşını azarlama.

Não repreenda seu amigo.

Oda arkadaşını tanıyorum.

- Eu conheço o seu companheiro de quarto.
- Eu conheço o seu colega de quarto.

Kız arkadaşını sevmiyor.

Ele não ama a namorada dele.

Kız, arkadaşını ziyaret ediyor.

A moça está visitando sua amiga.

O erkek arkadaşını seviyor.

Ela ama o namorado.

Tom kız arkadaşını yener.

Tom bate na namorada.

Kanada'da arkadaşını aradın mı?

- Você chamou a sua amiga do Canadá?
- Chamaste a tua amiga do Canadá?

Erkek arkadaşını nerede tanıdın?

Onde você conheceu o seu namorado?

Ming dün akşam arkadaşını aradı.

Ming chamou seu amigo ontem à noite.

Jim kız arkadaşını çok seviyor.

Jim é louco por sua namorada.

Bana kız arkadaşını tanıtacak mısın?

Você vai me apresentar a sua namorada?

O, erkek arkadaşını çok seviyor.

Ele ama seu namorado muito.

Ken Tom'un kız arkadaşını öptü.

Ken beijou a namorada de Tom.

Tom Mary'nin erkek arkadaşını sevmez.

Tom não gosta do namorado de Maria.

Tom bir iş arkadaşını yaraladı.

Tom machucou um colega de trabalho.

Leyla arkadaşını almaya gitmek istedi.

Layla queria ir buscar a amiga.

Akşam yemeği için arkadaşını davet et.

Convide sua amiga para o jantar.

Tom, Boston'daki kız arkadaşını ziyaret ediyor.

Tom está visitando sua namorada em Boston.

Tom kız arkadaşını dövdüğünü inkar etti.

Tom negou ter batido na namorada.

Tom Cumartesi akşamı kız arkadaşını dışarı çıkardı.

Tom saiu com a namorada na noite do sábado.

O eski arkadaşını görmek için gitmiş olmalı.

Ele deve ter ido ver seu velho amigo.

En son ne zaman erkek arkadaşını gördün?

Quando foi a última vez que você viu o seu namorado?

Dedektifler Tom'un, kız arkadaşını boğarak öldürdüğünü söylediler.

Os detetives disseram que Tom estrangulou sua namorada.

Şiddetli yağmura rağmen hastanedeki arkadaşını ziyaret etti.

Apesar da forte chuva, ele visitou o amigo no hospital.

Kız arkadaşını başka bir adamla görmesi işkenceydi.

Para ele era tortura ver sua namorada com outro homem.

Sadece en iyi arkadaşını kaybetmiş gibi görünüyorsun.

- Parece que você acabou de perder o seu melhor amigo.
- Parece que você acabou de perder a sua melhor amiga.

Bu öğleden sonra senin eski bir arkadaşını gördüm.

Eu vi um velho amigo seu, esta tarde.

Kısa süre önce yeni kız arkadaşını annesine tanıttı.

Ele acabou de apresentar a nova namorada para a mãe.

O, kız arkadaşını hamile bıraktı ve onlar evlenmek zorundaydı.

Ele engravidou a namorada e tiveram que casar.

Eğer paranı arkadaşına ödünç verirsen, paranı ve arkadaşını kaybedersin.

Quem empresta dinheiro a um amigo pode perder o dinheiro e o amigo.