Translation of "Aradı" in Japanese

0.037 sec.

Examples of using "Aradı" in a sentence and their japanese translations:

- Birisi aradı.
- Biri aradı.

電話があったよ。

Anahtarı aradı.

彼は鍵を探した。

Onlar aradı.

彼らは電話した。

Havaalanından annesini aradı.

彼は空港から母に電話をかけた。

O anahtarı aradı.

彼は鍵を探した。

Telefonda annesini aradı.

彼女は、母親を電話に呼びだした。

Çekmecede anahtarı aradı.

彼は鍵はないかと引き出しの中を探した。

Tom aradı mı?

トムから電話があった?

Kim polisi aradı?

- 誰、警察に電話したのは?
- 警察を呼んだのは誰なの?

Öğrenciniz beni aradı.

- あなたの生徒は私に電話をした。
- あなたの生徒が私に電話を掛けてきました。

O onu aradı.

彼女は彼に電話した。

Tom, Mary'yi aradı.

- トムはメアリーに電話した。
- トムはメアリーを呼んだ。

İstasyona vardığında, annesini aradı.

駅に着くとすぐ彼女は母に電話をかけた。

Doktor onu geri aradı.

医者は彼を呼び戻した。

Mayuko beni tekrar aradı.

マユコは私を呼び戻した。

Anahtar için ceplerini aradı.

彼女はキーを探してポケットをさぐった。

Hemen bir cevap aradı.

彼は即座に答えることを求められた。

Beş saat onları aradı.

彼は5時間それを捜した。

O, beni Tokyo'dan aradı.

あの人は東京から私に電話をかけてきた。

O, günaşırı onu aradı.

彼は彼女に一日おきに電話した。

Maria Brezilyalı annesini aradı.

マリアさんはブラジルのお母さんに電話をかけました。

O beni Tokyo'dan aradı.

彼女は東京から電話をしてきた。

Polis evi tamamen aradı.

警察はその家を徹底的に捜索した。

O, beni defalarca aradı.

彼女は何度も私に電話をかけてきた。

Bütün gün mektubu aradı.

彼は一日中手紙をさがした。

Bir kız beni aradı.

ある女の子から電話がかかってきた。

O, dün beni aradı.

昨日彼がぶらっと立ち寄った。

Takeo cebinde biletini aradı.

建雄はポケットに手を入れて券を探した。

Polis kayıp çocuğu aradı.

- 警察官は行方不明の子供を捜した。
- 警察はその行方不明の子供を捜した。

Zaten Lucy aradı mı?

ルーシーはもう呼んだのか?

O, onu telefonla aradı.

彼女は彼に電話した。

O, ben dışardayken aradı.

私の外出中に彼女は来た。

O kaçırılan torununu aradı.

彼女は連れ去られた孫娘を探した。

- Neredeyse her gün beni aradı.
- Beni hemen hemen her gün aradı.

彼は毎日のように電話をしてきた。

Sen yokken Meg seni aradı.

君の留守中にメグから電話があった。

Havaalanına gelir gelmez ofisini aradı.

空港に着くとすぐ彼は会社に電話をした。

O merdivenlerden çıkarken babasını aradı.

階段を上りながら彼は父親を呼んだ。

Kurtarma ekibi kayıp yolcuları aradı.

レスキュー隊は行方不明の乗客を捜査した。

Ming dün akşam arkadaşını aradı.

ミンは昨夜友達に電話をかけました。

O günde güne beni aradı.

彼は毎日私に電話をかけてきた。

Arabasının anahtarı için çantasını aradı.

彼は自動車のキーを見つけようと鞄の中を捜した。

O, yağmurdan dolayı sığınak aradı.

彼は雨を避ける避難場所を捜した。

Dün Bay Mitsue beni aradı.

昨日満枝さんが私のところに立ち寄った。

Kayıp anahtar için odayı aradı.

彼はなくした鍵を捜して部屋を調べた。

Dün seni biri aradı mı?

昨日は、誰か君を訪問しましたか。

O beni birçok kez aradı.

彼女は何度も私に電話をかけてきた。

Sen dışarıdayken Bay Tanaka aradı.

留守の間に田中さんから電話がありました。

Yağmurdan sığınacak bir yer aradı.

彼は、雨やどりする場所を探した。

Bill dün gece beni aradı.

ビルがゆうべ私に電話してきた。

Dün partide gözümüz seni aradı.

昨日のパーティーにくればよかったのに。

Oğlu onu New York'tan aradı.

彼女の息子はニューヨークから電話をかけてきた。

Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.

彼らはみんなで迷子を探した。

Bütün gün kayıp kedisini aradı.

彼は一日中行方不明の猫を探した。

Tom hemen 911'i aradı.

- トムはすぐに911に電話した。
- トムは直ちに911番通報した。

O, Matsuyama'yavarır varmaz amcasını aradı.

彼は松山に着くとすぐにおじさんに電話した。

- Tom telefon etti.
- Tom aradı.

トムは電話をかけた。

Sahneyi seyreden Dan polisi aradı.

現場を目撃していたダンが警察を呼んだ。

Tom bu sabah Mary'yi aradı.

トムは今朝、メアリーに電話をした。

O, öğleden sonra beni aradı.

彼女は午後に私に電話をした。

- O, istasyona vardığı an, annesini aradı.
- O istasyona varır varmaz, annesini aradı.

駅に着くと同時に彼女は母に電話した。

- Paul az önce telefon etti.
- Paul demin aradı.
- Paul az önce aradı.

ついさっきポールが電話をしてきました。

- Siz yokken bir beyefendi aradı, efendim.
- Bir beyefendi sizin yokluğunuzda aradı, efendim.

お留守中に男の方がお見えになった。

O eve gelir gelmez onu aradı.

彼は帰宅するとすぐに彼女に電話した。

O, arkadaşlarını aradı, ancak hiçbiri bulmadı.

彼女は友達を探したが誰一人見つからなかった。

Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını aradı.

彼女は暗がりで明かりのスイッチを手探りで捜した。

Mümkün olan her kaçış vasıtasını aradı.

彼は逃げるためにありとあらゆる手段を捜した。

Karanlıkta kapı kolunu el yordamıyla aradı.

彼は暗闇の中でドアの取っ手を手探りでさがした。

O, konaklama için bir otel aradı.

彼はホテルに電話で宿泊を頼んだ。

"Biri polisi aradı mı?" "Ben aradım."

「誰か警察に電話したの?」「私がしました」

O, burada ve orada çantasını aradı.

彼女は自分の鞄をあちこちと捜しました。

Bir arkadaşım dün gece beni aradı.

友人が昨夜電話をかけてきた。

- Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
- Tom dün sabah saat dokuzda beni aradı.

トムさんはあたしに昨日の朝九時に電話をしました。

Evsiz, serin sağanaktan korunmak için sığınak aradı.

家のない人たちは冷たいにわか雨をよける場所を探した。

Dün gece çok geç saatlerde beni aradı.

- 彼女は昨夜遅く私に電話をかけてきた。
- 彼女は昨夜大変遅く私に電話を掛けてきた。
- 彼女は昨晩大変遅く私に電話をかけてきた。

Dün gece uygunsuz bir zamanda beni aradı.

彼女は昨夜とんでもない時間に電話してきた。

- Cebinde çakmağını aradı.
- Çakmağı için cebini yokladı.

彼はポケットに手を入れてライターをさがした。

Uzun zamandan beri ilk kez beni aradı.

彼女から久しぶりに電話があった。

Başkan enerji tasarrufu yapmak için herkesi aradı.

大統領は国民の一人一人に、エネルギーを節約するように訴えた。

Siz dışarıdayken Bay West diye biri aradı.

留守中にウェストという人から電話があったよ。

Sen dışarıdayken West adında bir kişi aradı.

留守中にウェストという人から電話があったよ。

Senin yokluğunda Bay West adında biri aradı.

留守中にウェストという人から電話があったよ。

- O şimdi telefon etti.
- O demin aradı.

彼女はちょうど今電話した。

Ben dışardayken beni herhangi biri aradı mı?

- 私の留守中に誰かから電話がありませんでしたか。
- 私の外出中に誰かから電話がありましたか。

- Ann'e kim telefon etti?
- Ann'i kim aradı?

誰がアンに電話してきたのですか。

Bay Ono diye birisi sizinle görüşmek için aradı.

あなたに会いに小野さんという方が立ち寄られました。

Polis onun ceplerini aradı ama hiçbir şey bulmadı.

警察官は彼のポケットを調べたが、何も見つからなかった。

O, New York'a taşındı, orada bir iş aradı.

彼はニューヨークへ引っ越して、そこで仕事を探した。

Siz yokken Bay West adında birisi sizi aradı.

留守中にウェストという人から電話があったよ。

Eski erkek arkadaşımın eski sevgilisi durup dururken beni aradı.

さっき元彼の元カノからいきなり電話かかってきた。

Bir iş bulmadan önce, Jeff üç ay boyunca aradı.

ジェフは仕事が見つかるまで3ヶ月も仕事を捜してた。

- O, anahtar için cebini araştırdı.
- O, anahtar için cebini aradı.

彼は鍵がないかとポケットの中をさがした。

- Polis, Tom Smith'in evini aradı.
- Polis, Tom Smith'in evinde arama yaptı.

警察はトム・スミスの家を家宅捜索した。

- Lucy telefon etti mi?
- Lucy aradı mı?
- Lucy hâlâ aramadı mı?

- ルーシーはもう電話しましたか。
- ルーシーはもう電話をかけた?

Dün gece Bay A bugünkü toplantıya katılamayacağını söylemek için beni aradı.

昨夜A氏は私に電話をして、今日の会合には出られないと言ってきた。