Translation of "Aradı" in Dutch

0.075 sec.

Examples of using "Aradı" in a sentence and their dutch translations:

- Birisi aradı.
- Biri aradı.

- Er werd gebeld.
- Iemand heeft gebeld.

Anahtarı aradı.

Hij zocht naar de sleutel.

Tom aradı.

Tom belde.

Onlar aradı.

Ze belden.

Babam aradı.

- Mijn vader belde net.
- Mijn pa belde net.

Birisi aradı.

- Er werd gebeld.
- Iemand heeft gebeld.

Lalita aradı.

Lalita heeft gebeld.

Sami aradı.

Sami belde.

O, annesini aradı.

Ze belde haar moeder.

O anahtarı aradı.

Hij zocht naar de sleutel.

Tom beni aradı.

Tom heeft me gebeld.

Tom aradı mı?

Heeft Tom gebeld?

Tom komşuları aradı.

Tom belde de buren.

Tom neden aradı?

Waarom belde Tom?

Annem beni aradı.

Mijn moeder heeft me gebeld.

Tom sözlükte aradı.

Tom keek op.

O onu aradı.

- Ze heeft hem gebeld.
- Ze belde hem.

Tom, Mary'yi aradı.

Tom belde Maria.

Kimse aradı mı?

Heeft iemand gebeld?

O, beni defalarca aradı.

Ze heeft mij meermaals opgebeld.

O, beni Tokyo'dan aradı.

Hij belde me vanuit Tokyo.

O beni Tokyo'dan aradı.

Ze belde me op vanuit Tokyo.

Bütün gün mektubu aradı.

Hij heeft de hele dag naar de brief gezocht.

Daniela beni evde aradı.

Daniela heeft me thuis opgebeld.

Zaten Lucy aradı mı?

- Heeft Lucy al gebeld?
- Heeft Lucy al getelefoneerd?

Bir kız beni aradı.

Een meisje belde me op.

Tom bugün beni aradı.

Tom heeft me vandaag gebeld.

Polis Tom'un arabasını aradı.

De politie heeft Toms auto doorzocht.

O, onu telefonla aradı.

Ze riep hem aan de telefoon.

Tom beni Boston'dan aradı.

Tom belde me vanuit Boston.

Daniela evde beni aradı.

Daniela heeft me thuis opgebeld.

Ancak çoğu onun tahtını aradı.

Maar velen zochten zijn troon.

O günde güne beni aradı.

Hij belde me elke dag weer.

O, yağmurdan dolayı sığınak aradı.

Hij zocht beschutting tegen de regen.

Kayıp anahtar için odayı aradı.

- Hij zocht in de kamer naar de verloren sleutel.
- Hij doorzocht de kamer naar de verloren sleutel.

Yağmurdan sığınacak bir yer aradı.

Hij zocht naar een plek om voor de regen te schuilen.

Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.

Ze zochten allen naar het vermiste kind.

- Tom telefon etti.
- Tom aradı.

Tom belde.

Tom bu sabah Mary'yi aradı.

Tom heeft Mary vanochtend gebeld.

Beş saat boyunca onları aradı.

- Hij heeft ze vijf uur lang gezocht.
- Hij heeft haar vijf uur lang gezocht.

Yağmura karşı bir korunak aradı.

Hij zocht beschutting tegen de regen.

Polis, Leyla için kenti aradı.

De politie doorzocht de stad op zoek naar Layla.

Tom kahvaltıdan önce Mary'yi aradı.

Tom belde Mary voor het ontbijt.

Sami eski kız arkadaşını aradı.

Sami belde zijn ex-vriendin.

- Paul az önce telefon etti.
- Paul demin aradı.
- Paul az önce aradı.

Paul heeft net gebeld.

Tom geç kalacağını söylemek için aradı.

Tom heeft gebeld om te zeggen dat hij te laat zal zijn.

Tom harita için torpido gözünü aradı.

Tom zocht in het handschoenenkastje naar een landkaart.

- Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
- Tom dün sabah saat dokuzda beni aradı.

Tom belde mij gisteren om 9 uur op.

- O şimdi telefon etti.
- O demin aradı.

Ze heeft net gebeld.

- Lucy telefon etti mi?
- Lucy aradı mı?

- Heeft Lucy al gebeld?
- Heeft Lucy al getelefoneerd?

Bir iş bulmadan önce, Jeff üç ay boyunca aradı.

Jeff was drie maanden op zoek voordat hij een baan vond.

- Şey bey seni aradı.
- Şey bey sana telefon etti.

Meneer dinges heeft je gebeld.

- Lucy telefon etti mi?
- Lucy aradı mı?
- Lucy hâlâ aramadı mı?

Heeft Lucy al getelefoneerd?

Tom, Mary'yi ona özür dilemek için aradı fakat o onun yüzüne kapadı.

Tom belde Maria op om zich te verontschuldigen, maar zij legde de hoorn neer.