Translation of "Aradı" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "Aradı" in a sentence and their portuguese translations:

- Birisi aradı.
- Biri aradı.

- Alguém ligou.
- Alguém telefonou.

Yatırımcı aradı

Investidor chamado

Tom aradı.

Tom ligou.

Onlar aradı.

- Eles ligaram.
- Elas ligaram.
- Ligaram.

Birisi aradı.

Alguém ligou.

Karın aradı.

- A sua esposa ligou.
- Sua mulher ligou.

O anahtarı aradı.

Ele procurou a chave.

Telefonda annesini aradı.

- Ela telefonou para a mãe dela.
- Ela telefonou para sua mãe.

Tom beni aradı.

Tom me ligou.

Beni kim aradı?

Quem me ligou?

Tom aradı mı?

Tom ligou?

O beni aradı.

Ela me telefonou.

Kız kardeşini aradı.

- Ela chamou sua irmã.
- Ela chamou a irmã.

Kim polisi aradı?

Quem chamou a polícia?

Tom komşuları aradı.

Tom chamou os vizinhos.

Tom polisi aradı.

Tom chamou a polícia.

Komşum polisi aradı.

Meu vizinho chamou a polícia.

Annem beni aradı.

Minha mãe me chamou.

Tom tekrar aradı.

O Tom ligou de novo.

Tom bizi aradı.

Tom nos chamou.

Tom sözlükte aradı.

Tom olhou para cima.

Onları kim aradı?

- Quem chamou eles?
- Quem chamou elas?
- Quem os chamou?
- Quem as chamou?

Tom polisleri aradı.

Tom chamou a polícia.

Annesi onu aradı.

A mãe dele o chamou.

O seni aradı.

Ela ligou para você.

O bizi aradı.

Chamou-nos.

O onu aradı.

- Ela o chamou.
- Ela o chamava.

Tom, Mary'yi aradı.

Tom chamou a Mary.

İstasyona vardığında, annesini aradı.

Chegando na estação, ela ligou para a mãe.

Doktor onu geri aradı.

O médico o chamou de volta.

Birisi beni aradı mı?

Alguém me ligou?

Biri beni mi aradı?

Alguém me chamou?

O, beni defalarca aradı.

- Ela me ligou muitas vezes.
- Ela me ligou várias vezes.

Az önce biri aradı.

Alguém acabou de ligar.

Daniela beni evde aradı.

Daniele me telefonou em casa.

Bir kız beni aradı.

- Uma menina me ligou.
- Uma garota me ligou.

Birisi 911'i aradı.

Alguém ligou para o 911.

Tom kaç kez aradı?

Quantas vezes Tom ligou?

Tom havaalanından Mary'yi aradı.

Tom ligou para Mary do aeroporto.

Tom listede adını aradı.

Tom procurou o seu nome na lista.

Bütün gün mektubu aradı.

Ele procurou pela carta o dia inteiro.

Polisler karanlık gölü aradı.

A polícia procurou no lago obscuro.

O birçok insanı aradı.

- Ele ligou para uma série de pessoas.
- Ele ligou para muita gente.

Neden o beni aradı?

- Por que ele me ligou?
- Por que ela me ligou?

Tom ne zaman aradı?

Quando Tom ligou?

Ertesi gün beni aradı.

Ela me ligou no dia seguinte.

Polis Tom'un arabasını aradı.

A polícia revistou o carro de Tom.

Polis, Fadıl'ın evini aradı.

A polícia revistou a casa de Fadil.

Fadıl, Leyla'nın hücresini aradı.

Fadil ligou para o celular de Layla.

- Tom gecenin bir yarısında beni aradı.
- Tom gecenin ortasında beni aradı.

Tom me ligou no meio da noite.

Ancak çoğu onun tahtını aradı.

Mas muitos buscaram seu trono.

Sen yokken Meg seni aradı.

A Meg ligou enquanto você estava fora.

Ming dün akşam arkadaşını aradı.

Ming chamou seu amigo ontem à noite.

Tom her yerde Mary'yi aradı.

Tom procurou por Mary por toda parte.

Kayıp anahtar için odayı aradı.

Ele procurou no quarto a chave perdida.

Bill dün gece beni aradı.

Bill me ligou na noite passada.

Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.

Todos eles procuravam pela criança perdida.

Tom her gün Mary'yi aradı.

- Tom ligou para Maria todos os dias.
- Tom ligava para Mary todos os dias.

- Tom telefon etti.
- Tom aradı.

Tom telefonou.

O ertesi gün beni aradı.

Ele me ligou no dia seguinte.

Tom bu sabah Mary'yi aradı.

- Tom ligou para Maria hoje de manhã.
- Tom ligou para a Mary de manhã.

O, öğleden sonra beni aradı.

Ela me ligou à tarde.

Leyla'nın komşusu 911'i aradı.

- O vizinho de Leila ligou para o 911.
- O vizinho de Layla ligou para a polícia.

Polis, Leyla için kenti aradı.

A polícia vasculhou a cidade procurando Leila.

Tom 2.30 da Mary'yi aradı.

Tom ligou para Mary às 2:30.

Tom anahtar için ceplerini aradı.

O Tom procurava as suas chaves nos seus bolsos.

- O, istasyona vardığı an, annesini aradı.
- O istasyona varır varmaz, annesini aradı.

Assim que ela chegou na estação, telefonou para a mãe dela.

- Paul az önce telefon etti.
- Paul demin aradı.
- Paul az önce aradı.

Paul telefonou agorinha.

Bir arkadaşım dün gece beni aradı.

Um amigo meu me telefonou ontem à noite.

Tom beni neredeyse her gün aradı.

Tom me ligou quase todos os dias.

Tom geç kalacağını söylemek için aradı.

Tom ligou para dizer que ele vai se atrasar.

Tom yolda olduğunu söylemek için aradı.

Tom ligou para dizer que está a caminho.

Fadıl iki saat boyunca evi aradı.

Fadil revistou a casa por duas horas.

Fadil Layla'yı cuma akşamı telefonla aradı.

Fadil ligou para Layla na noite de sexta-feira.

Tom, sabah 2.30'da Mary'yi aradı.

Tom ligou para Mary às 2:30 da madrugada.

- Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
- Tom dün sabah saat dokuzda beni aradı.

Tom me ligou ontem às 9 da manhã.

- Ann'e kim telefon etti?
- Ann'i kim aradı?

Quem telefonou para Ann?

Onlar yağmurdan sığınmak için bir yer aradı.

Eles procuraram um lugar para refugiar-se da chuva.

Polis Dan'ın arabasını durdurdu ve onu aradı.

A Polícia parou o carro do Dan e o inspecionou.

- Lucy telefon etti mi?
- Lucy aradı mı?

- A Lucy já ligou?
- Lucy já ligou?

O, New York'a taşındı, orada bir iş aradı.

Ele mudou para Nova Iorque onde ele buscou um emprego.

- Beni arayan oldu mu?
- Biri beni aradı mı?

Alguém me chamou?

Tom yardım etmek için gelemeyeceğini söylemek için aradı.

Tom ligou para dizer que não pode vir para ajudar.

Tom Boston'da iken neredeyse her gün beni aradı.

Tom me ligou quase todos os dias quando ele estava em Boston.

Tom ilk yardım kitini aradı fakat onu bulamadı.

Tom procurou o seu kit de primeiros socorros, mas não conseguiu encontrá-lo.

Tom Mary'yi niçin partide olmadığını sormak için aradı.

Tom ligou para Mary para perguntar por que ela não estava na festa.

Yakın bir arkadaşım aradı dedi ki yobaz ne yapıyosun

Um amigo próximo ligou, ele disse, o que você está fazendo?

Bir iş bulmadan önce, Jeff üç ay boyunca aradı.

Jeff procurou por três meses antes de encontrar trabalho.

- O, anahtar için cebini araştırdı.
- O, anahtar için cebini aradı.

Ele procurou nos bolsos pela chave.

Tom beni aradı ve ona bir iyilik yapmamı istediğini söyledi.

Tom me chamou e disse que ele precisava que eu fizesse um favor para ele.

Polis, evi baştan başa aradı ama Fadıl'dan hiçbir iz bulmadılar.

Os policiais revistaram a casa de alto a baixo, mas não encontraram nem sinal de Fadil.