Translation of "Aradı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Aradı" in a sentence and their spanish translations:

- Birisi aradı.
- Biri aradı.

- Alguien llamó.
- Ha llamado alguien.

Yatırımcı aradı

Inversor llamado

Anahtarı aradı.

Él buscó la llave.

Birisi aradı.

Ha llamado alguien.

Tom aradı.

Tom llamó.

Onlar aradı.

Llamaron.

O, annesini aradı.

- Ella llamó a su madre.
- Llamó a su madre.

Havaalanından annesini aradı.

Él llamó a su madre desde el aeropuerto.

O anahtarı aradı.

Él buscó la llave.

Telefonda annesini aradı.

Ella llamó a su madre al teléfono.

Tom beni aradı.

Me ha llamado Tom.

Beni kim aradı?

¿Quién me llamó?

Kapının anahtarını aradı.

Buscó la llave de la puerte.

Tom aradı mı?

¿Ha llamado Tom?

O beni aradı.

Me llamó.

Birisi Tom'u aradı.

Alguien llamó a Tom.

Tom bizi aradı.

Tom nos llamó.

Kim polisi aradı?

¿Quién ha llamado a la policía?

Seni kim aradı?

¿Quién te llamó?

Tom polisi aradı.

Tom llamó a la policía.

Tom, Mary'yi aradı.

Tom llamó a Mary.

Tom nereden aradı?

¿Desde dónde llamó Tom?

Tom anahtarı aradı.

Tom buscaba sus llaves.

Tom seni aradı.

Tom te llamó.

Tom sözlükte aradı.

Tom miró hacia arriba.

Onları kim aradı?

¿Quién los llamó?

Annem beni aradı.

Me llamó mi madre.

O bizi aradı.

Nos ha llamado.

O onu aradı.

Ella lo llamó.

Tom ceplerini aradı.

Tom hurgó en sus bolsillos.

Mayuko beni tekrar aradı.

Mayuko me volvió a llamar.

Hemen bir cevap aradı.

Él inmediatamente buscó una respuesta.

O, beni Tokyo'dan aradı.

Me llamó desde Tokio.

Birisi beni aradı mı?

¿Me llamó alguien?

Maria Brezilyalı annesini aradı.

María llamó a su madre brasileña.

O beni Tokyo'dan aradı.

Ella me llamó desde Tokio.

O, beni defalarca aradı.

Ella me llamó muchas veces.

Az önce biri aradı.

Alguien acaba de llamar.

Bütün gün mektubu aradı.

Él buscó todo el día por la carta.

Tom onu ​​tekrar aradı.

Tomás volvió a llamarla.

Tom seni aradı mı?

¿Te llamó Tom?

Tom seni neden aradı?

¿Por qué te llamó Tom?

Daniela beni evde aradı.

- Daniela me llamó a casa.
- Daniela me llamó a la casa.

Bir kız beni aradı.

Una chica me llamó por teléfono.

Tom kaç kez aradı?

¿Cuántas veces llamó Tom?

Polis kayıp çocuğu aradı.

La policía buscó al niño desaparecido.

Neden o beni aradı?

¿Por qué me llamó?

Tom bugün beni aradı.

Tom me llamó hoy.

Ertesi gün beni aradı.

Ella me telefoneó el día siguiente.

Tom bu sabah aradı.

Tom ha llamado esta mañana.

O, onu telefonla aradı.

Le llamó por teléfono.

Herkes kayıp çocuğu aradı.

Todos buscaron al niño extraviado.

Zaten Lucy aradı mı?

¿Lucy ya ha llamado?

Tom beni Boston'dan aradı.

Tom me llamó desde Boston.

Tom dün Mary'yi aradı.

Tom llamó a Mary ayer.

Tom havaalanından Mary'yi aradı.

Tom llamó a Mary desde el aeropuerto.

O, çekmecede anahtarları aradı.

Él buscó las llaves en el cajón.

O kaç kere aradı?

¿Cuántas veces llamó ella?

Fadıl, Leyla'nın hücresini aradı.

Fadel contactó con Laila por teléfono móvil.

Daniela evde beni aradı.

Daniela me llamó a la casa.

- Neredeyse her gün beni aradı.
- Beni hemen hemen her gün aradı.

Él me llamaba casi todos los días.

Ancak çoğu onun tahtını aradı.

Pero muchos buscaron su trono.

Sen yokken Meg seni aradı.

Meg te llamó cuando no estabas.

O, yağmurdan dolayı sığınak aradı.

Él buscó refugio de la lluvia.

Tom her yerde Mary'yi aradı.

- Tom buscó a Mary por todas partes.
- Tom buscó a Mary por todos lados.

Kayıp anahtar için odayı aradı.

Buscó en el cuarto por la llave perdida.

Tom John yerine Mary'yi aradı.

Tom llamó a Mary en vez de a John.

Sen dışarıdayken Bay Tanaka aradı.

El Sr. Tanaka llamó cuando no estabas.

Bill dün gece beni aradı.

Bill me llamó anoche.

Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.

Todos buscaron al niño perdido.

Bütün gün kayıp kedisini aradı.

Él rastreó a su gato perdido todo el día.

O, Matsuyama'yavarır varmaz amcasını aradı.

Él llamó a su tío tan pronto como llegó a Matsuyama.

- Tom telefon etti.
- Tom aradı.

- Tomás llamó por teléfono.
- Tomás telefoneó.

Beş saat boyunca onları aradı.

La ha estado buscado durante cinco horas.

O, öğleden sonra beni aradı.

Ella me llamó por la tarde.

- Paul az önce telefon etti.
- Paul demin aradı.
- Paul az önce aradı.

Paul acaba de llamar ahora mismo.

- Siz yokken bir beyefendi aradı, efendim.
- Bir beyefendi sizin yokluğunuzda aradı, efendim.

- Señor, recibimos una llamada de un caballero mientras usted estuvo ausente.
- Un caballero lo intentó contactar durante su ausencia, señor.

- Yaklaşık 2.30'da Tom Mary'yi aradı.
- Tom yaklaşık 2.30'da Mary'yi aradı.

Tom llamó a Mary cerca de las 2:30.

O eve gelir gelmez onu aradı.

Él le telefoneó a ella tan pronto como llegó a casa.

Bir arkadaşım dün gece beni aradı.

Un amigo mío me llamó anoche.

Tom telefonunu çıkardı ve Mary'yi aradı.

Tom sacó su teléfono y llamó a María.

Tom zaten dolaptaki topunu aradı mı?

¿Tom ya ha buscado su bola en el armario?

İki günde bir o onu aradı.

Ella lo llamaba día por medio.

Tom Mary'yi aradı, fakat hat meşguldü.

Tom llamó a Mary, pero la línea estaba ocupada.

İstasyona vardığında, o, erkek kardeşini aradı.

Llegada a la estación, ella llamó a su hermano.