Translation of "Araya" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Araya" in a sentence and their portuguese translations:

Tom araya girmemeliydi.

Tom não deveria ter ficado no caminho.

Belki bir araya koymaya.

talvez encaixá-las...

Gözleri bir araya geldi.

O olhos deles se encontraram.

Bir araya ihtiyacımız vardı.

Nós precisávamos de uma pausa.

Nasıl ikisini bir araya getirirsiniz?

Como juntar essas duas coisas?

Kırkıncı günde bir araya gelerek

Se reúnem no quadragésimo dia

Hepsini bir araya koyman gerekmiyor.

Não é preciso meter tudo no mesmo saco.

Geceleri, su onları bir araya getirir.

À noite, juntam-se para beber água.

10 tane yazılımcı bir araya gelip

10 desenvolvedores de software se reúnem

Evrakların hepsini bir araya toplar mısın?

Você consegue juntar todos os papéis?

araya giren UFO nükleer bir yakıtla çalışıyordu

OVNI interveniente estava funcionando com combustível nuclear

- Araya kaynamaya çalıştım.
- Ortama uyum sağlamaya çalıştım.

Eu tentei me integrar.

Belki yarın öğleden sonra bir araya gelebiliriz.

Talvez pudéssemos nos encontrar amanhã à tarde.

- Yakında toplanacağız.
- Biz yakında bir araya geleceğiz.

Logo ficaremos juntos.

Yedi yıl önce İspanya'da bir araya geldiler.

- Eles se conheceram na Espanha há sete anos.
- Elas se conheceram na Espanha há sete anos.

Gözlerimiz bir an için bir araya geldi.

Nossos olhos se encontraram por um momento.

özel bir fotoğraflama tekniği ile bir araya getirilen

que, combinado com uma técnica especial de fotografia,

Düzinelerce türden yüzlerce kurbağa çiftleşmek için bir araya gelir.

Dezenas de espécies, centenas de rãs, juntam-se para acasalar.

- Beni de araya sıkıştırabilir misin?
- Bana vakit ayırabilir misin?

Você poderia me encaixar?

Peki tüm bu numaraları bir araya koyarsanız nasıl görünürler?

Então, como fica juntando todos esses truques?

Acaba sadece kuyruklu yıldızların bir araya getirdiği bir şey mi?

é apenas algo que os cometas reúnem?

Tom ve arkadaşları bir araya gelmeyi ve müzik çalmayı seviyor.

Tom e os amigos dele amam se juntar e tocar música.

Aman canım ne olacak 3-5 insan bir araya gelmiş yapmıştır

oh querido, o que vai acontecer? 3-5 pessoas se uniram

İki nehrin bir araya geldiği bir bölgede bir kasaba inşa ettiler.

Eles construíram uma cidade numa área onde dois rios se encontram.

Bir objenin sahne önünden geçtiği iki benzer zamanlı çekimi bir araya koyarak

Reunindo dois takes com o mesmo tempo em que um objeto passa em primeiro plano…

Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.

Bill e John gostam de se encontrar uma vez por mês para conversar.

- Bu faktörlerin kombinasyonu ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin kombinasyonu ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin bir araya gelmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca yol açtı.
- Bu faktörlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etmenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etmenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca yol açtı.
- Bu etmenlerin bir araya gelmesi ilginç bir sonuca yol açtı.
- Bu etmenlerin bir araya gelmesi enteresan bir sonuca yol açtı.
- Bu etkenlerin bir araya gelmesi enteresan bir sonuca yol açtı.
- Bu faktörlerin bir araya gelmesi enteresan bir sonuca yol açtı.
- Bu etkenlerin kombinasyonu enteresan bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin kombinasyonu ilgi çekici bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin kombinasyonu ilgi çekici bir neticeye yol açtı.

A combinação desses fatores levou a um resultado interessante.