Translation of "'dan" in Portuguese

0.014 sec.

Examples of using "'dan" in a sentence and their portuguese translations:

Dan Bilzerian

Dan Bilzerian

Dan hapsi boyladı.

Dan acabou sendo preso.

Dan bir dilbilimci.

Dan é linguista.

- Dan neden kendini öldürdü?
- Dan neden intihar etti?

Por que o Dan se matou?

- Dan kilisede Linda'ya rastladı.
- Dan kilisede Linda'yla karşılaştı.

Dan encontrou Linda na igreja.

- Dan, Linda'yı bile davet etmedi.
- Dan, Linda'yı davet etmedi bile.
- Dan, Linda'yı davet etmedi ki.

O Dan sequer convidou a Linda.

Whatsapp dan da öğrencilerinize

Do Whatsapp para seus alunos

Dan ve Andrei'yi görüyorum.

Eu vejo Dan e Andrei.

Dan varan ilk kişiydi.

Dan foi o primeiro a chegar.

Dan, Linda'nın dairesine geldi.

Dan chegou no apartamento da Linda.

Dan kasada elması bulamadı.

Dan não encontrou o diamante dentro do cofre.

Dan planına devam etti.

Dan seguiu adiante com o seu plano.

Dan, soyadını bile açıklamadı.

Dan não revelou nem mesmo o sobrenome dele.

Dan partiye bile gelmedi.

Dan nem mesmo veio para a festa.

Dan, Londra'ya doğru yöneldi.

Dan dirigiu-se para Londres.

Dan bir cinayet dedektifiydi.

Dan era detetive de homicídios.

6.30'dan beri uyanığım.

Estou acordado desde as 6:30.

2.30'dan beri bekliyorum.

- Eu estive esperando desde as 2h30.
- Eu fiquei esperando desde as 2h30.

Tom 2.30'dan önce gelmeyecek.

O Tom não volta até às 2:30.

1990'dan beri burada yaşamaktayım.

- Vivo aqui desde 1990.
- Eu moro aqui desde 1990.

Tom 2.30'dan beri uyanık.

Tom está acordado desde as 2:30.

2.30'dan önce bilmem gerekiyor.

Eu preciso saber antes das 2h30.

2.30'dan sonra burada olmayacağız.

Não estaremos aqui após as 2:30.

Dan evrenin merkezi olduğuna inanıyor.

Dan acredita ser o centro do universo.

Dan parkta Linda ile buluştu.

Dan se encontrou com Linda em um parque.

Dan Linda'ya kelebek koleksiyonunu gösterdi.

Dan mostrou sua coleção de borboletas a Linda.

Dan tekrar polisle konuşmak istedi.

Dan queria falar com a polícia de novo.

Dan dünyayı dolaşmaya karar verdi.

Dan decidiu viajar pelo mundo.

Dan, diğerlerinin yaşamını iyileştirmek istedi.

Dan queria melhorar a vida dos outros.

Dan bir uyuşturucu satıcısı oldu.

Dan tornou-se traficante de drogas.

Dan güzel bir dairede yaşadı.

Dan morava em um belo apartamento.

Treniniz platform 10'dan kalkar.

Seu trem parte da plataforma 10.

Yağmur dan dolayı evde kaldım.

Fiquei em casa por causa da chuva.

Müze sabah 9'dan itibaren açıktır.

O museu está aberto a partir das 9 horas da manhã.

2.30'dan biraz sonra oradan ayrıldım.

Eu saí de lá um pouco depois das 2:30.

Bunu 2.30'dan önce yapmaya çalışacağız.

Tentarei fazê-lo antes das duas e meia.

Dedektif Dan Anderson, Linda'nın ifadelerini doğruladı.

O detetive Dan Anderson verificou as declarações de Linda.

Tom 2.30'dan önce geri gelebilir.

Tom pode estar de volta antes das 2:30.

Dan çok geleneksel bir aileden geliyor.

Dan vem de uma família muito tradicional.

Dan kime inanacağına karar vermek zorundaydı.

Dan tinha que decidir em quem acreditar.

Dan meşru müdafada Mat'e ateş etti.

Dan atirou em Matt em legítima defesa.

Dan kasabayı terk etmeye karar verdi.

Dan decidiu sair da cidade.

1990'dan beri onu tanıyor musun?

- Você a conhece desde 1990?
- Você conhece ela desde 1990?

O, 2006'dan beri Ankara'da yaşıyor.

Ele vive em Ancara desde 2006.

Tom muhtemelen 2.30'dan önce varacaktır.

Parece que Tom chegará antes das duas e meia.

Tom 2.30'dan önce odasını temizlemeli.

- Tom tem que limpar seu quarto antes das 2h30.
- Tom tem que limpar seu quarto antes das 14:30.

Dan küstah ve kibirli bir adam değil.

Dan não é um cara arrogante e desdenhoso.

Portekizcedeki "eu" zamiri Latince "ego" dan gelmiştir.

O pronome "eu" da língua portuguesa proveio do latim "ego".

Dan babasına yazması için Linda'yı teşvik etti.

Dan encorajou Linda a escrever para o pai dela.

Tom eve 02:30'dan önce geldi.

O Tom voltou para casa antes das 2h30.

Dan arabasını sekiz yüz dolara Linda'ya sattı.

Dan vendeu seu carro para Linda por oitocentos dólares.

Dan, kilise ve devletin birbirlerinden ayrılmasını savunur.

Dan é a favor da separação entre Igreja e Estado.

Dan Linda adında bir fahişe ile tanıştı.

Dan conheceu uma prostituta chamada Linda.

İbrahim Müteferrika dan bir gram ders almamışız yahu!

Não tivemos uma aula de grama com İbrahim Müteferrika!

9:00'dan sonra aramak daha ucuz mudur?

É mais barato ligar depois das 9 horas?

8:30'dan 2:30'a kadar Tom'laydım.

Eu estive com o Tom das 8h30 às 2h30.

Dan, deney başlamadan henüz iki gün önce öldürüldü.

Dan foi morto apenas dois dias antes do início do julgamento.

Dan kiralık arabayı polis istasyonunun yanına park etti.

Dan estacionou o carro alugado perto da delegacia de polícia.

Dan, Macarcayı diğer bütün dillerden daha çok seviyor.

Dan gosta mais de húngaro do que de qualquer outra língua.

Dan, Linda ile olan fotoğraflarını Facebook'ta bile paylaşmadı.

Dan não compartilha as fotos dele com a Linda no Facebook.

Dan tehlikeli bir uyuşturucu satıcısı için uyuşturucu sattı.

Dan trabalhou vendendo drogas para um traficante perigoso.

Dan Linda'yı parayı çalması için ikna etmeye çalıştı.

Dan tentou convencer Linda a roubar o dinheiro.

DAN MITRIONE BUGÜN ÖLDÜRÜLDÜ Kentleri işgal edip cephanelikleri, bankaları...

ASSASSINARAM HOJE DAN MITRIONE Ocuparam cidades, assaltaram arsenais, bancos...

Tom 2.30'dan önce onu yaptırmak için çok çalışıyor.

O Tom está tentando muito terminá-lo antes das 14h30.

Tom Mary'ye 2.30'dan önce ayrılmak zorunda olduğunu söyledi.

Tom disse à Mary que ele tinha que ir embora antes das 2:30.

Dan Linda'nın nereye gittiğini bilmiyordu ama her halükârda onu izledi.

O Dan não sabia para onde a Linda estava indo mas a seguia mesmo assim.

"2009'dan beri birbirimizi görmedik." "O kadar uzun zaman oldu mu?"

"Não nos vemos desde 2009." "Já faz tanto tempo assim?"

- Ben 1976 yılından beri John'u tanırım.
- 1976'dan beri John'u tanıyorum.

Conheço John desde 1976.

Jüpiter ve Satürn her birinin 60'dan fazla uydusuyla birlikte gaz devidirler.

Júpiter e Saturno são gigantes gasosos e cada um tem mais de 60 luas.

- George az 70 kilogram ağırlığındadır.
- George 70 kg dan daha az gelmez.

George não pesa menos do que 70 quilos.

Bu yüzden kendinizi ve çevrenizdekileri Covid-19'dan korurken amaç riski tamamen elimine etmek değil

Portanto, o objetivo de proteger a si e aos outros da Covid-19 não é eliminar completamente o risco -

Dan Brown 1998 yılında " Dijital Kale"yi yayınlandı. O, beş yıl sonra başka bir best seller " Da Vinci Şifresi"ni tamamlandı.

Em 1998, Dan Brown lança "Fortaleza Digital". Cinco anos mais tarde concluiria outro best-seller, "O Código da Vinci".