Translation of "Sabahın" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Sabahın" in a sentence and their polish translations:

Sabahın serinliğinde Çalış.

Ucz się w chłodzie o poranku.

Saati sabahın üçünü gösteriyordu.

Jej zegarek pokazywał trzecią nad ranem.

Afrika'nın güneyinde sabahın erken saatleri.

Wczesny wieczór w południowej Afryce.

Sabahın erken saatlerinde, istasyonun tuvaletleri açıldığında,

Wcześnie rano, kiedy otwarto stacyjne toalety,

Japonya'da şimdi saat sabahın 3.00'ü.

W Japonii, jest teraz trzecia nad ranem.

Tom sabahın erken saatlerinde sahilde oturmayı sever.

Tom lubi przesiadywać na plaży wczesnym rankiem.

Tom bu sabahın erken saatlerinde Mary'den bir telefon çağrısı aldı.

Tom miał dzisiaj rano telefon od Marii.

- Bu sabah erken saatlerden beri yemek yemediğimden dolayı oldukça açım.
- Sabahın erken saatlerinden beri yemek yemediğim için ben oldukça açım.

Jestem bardzo głodny, bo nie jadłem nic od wczesnego rana.