Translation of "Olası" in Polish

0.013 sec.

Examples of using "Olası" in a sentence and their polish translations:

Çok olası değil.

To bardzo mało prawdopodobne.

O olası değil.

To mało prawdopodobne.

Arkadaşlarına bahsetmeleri daha olası.

i bardziej skłonni polecić program znajomym.

Lanet olası göt deliği!

Jebany dupek!

Bu tek olası açıklama.

To jedyne możliwe wyjaśnienie.

Birkaç olası açıklama var.

Jest kilka możliwych wyjaśnień.

Araziyi haritalayan, olası engelleri teşhis edendir.

bada go i rozpoznaje potencjalne przeszkody.

Şirket, olası müşterilerini partiye davet etti.

Firma zaprosiła potencjalnych klientów na imprezę.

Kazanamam demiyorum. Sadece olası değildir diyorum.

Nie mówię, że nie możemy wygrać. Mówię tylko, że to mało prawdopodobne.

Böylece başarılı olmanız daha olası oluyor

więc masz większe szanse na sukces.

Bitkilerin acı hissetmesinin olası olmadığını düşünüyorum.

Chyba niemożliwe, by rośliny odczuwały ból.

Düşündüğün kadar aptal olması olası değil.

Raczej nie jest tak głupia, jak uważasz.

O kadar aptal olması olası değildir.

- Mało prawdopodobne, by była aż tak głupia.
- Raczej nie jest aż taka niemądra.

Pili değiştirmenin sorunu çözeceği olası değil.

Mało prawdopodobne, by wymiana baterii załatwiła problem.

Sanırım polisin Tom'u bulması olası değil.

Myślę, że to mało prawdopodobne by policja znalazła Toma.

Sorun şu ki, bunun olası olmadığını bulmuştuk.

Kłopot w tym, że odkryliśmy, że to raczej mało prawdopodobne.

İki şeyi aynı anda yapmak olası değildir.

Nie można robić dwóch rzeczy jednocześnie.

- Siktir git!
- Lanet olası!
- Git kendini becer.

Pierdol się.

Birinin beni tanımasının oldukça olası olmadığını biliyorum.

Wiem, że mało prawdopodobne jest, że ktoś mnie zna.

Bugün balina görmemizin pek olası olmayacağını biliyorum.

Wiem, że jest mało prawdopodobne, że zobaczymy dziś jakieś wieloryby.

Onun yanlış bir şey yaptığı olası değil.

- Mało prawdopodobne, by zrobił coś złego.
- Raczej nie zrobił nic złego.

Buralarda bir at göreceğiniz pek olası değildir.

- Mało prawdopodobne, byś zobaczył tu konia.
- W tej okolicy konia nie uświadczysz.

Ve saldırmaya hazır gergedanların öldürülmesi öldürmelerinden daha olası.

nosorożce mają większe szanse zginąć niż zabić.

Birinin bana yardım edebilmesinin pek olası olmadığını biliyorum.

Wiem, że jest mało prawdopodobne, by mi ktoś pomógł.

Bütün bu şeyleri satabileceğimizin oldukça olası olmadığını biliyorum.

Wiem, że jest mało prawdopodobne, że zdołamy sprzedać to wszystko.

Ben hâlâ onun bugün geleceğinin olası olmadığını düşünüyorum.

Mimo wszystko uważam, że raczej dziś nie przyjdzie.

Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.

Myślę, że nie jest prawdopodobne, by taka sytuacja się powtórzyła.

Tom Mary'nin hâlâ evde olduğunun olası olduğunu düşünmüyordu.

Tom uważał, że to niemożliwe, że Mary wciąż jest w domu.

Nereden geldiğini bulmaya çalıştıklarında ise olası bir kaynak buldular:

Kiedy próbowali prześledzić jego pochodzenie, znależli prawdopodobne źródło:

Ben bu hapishaneden kaçmayı başarabilmemizin pek olası olmadığını düşünüyorum.

- Mało prawdopodobne, że zdołamy uciec z tego więzienia.
- Chyba niemożliwe, byśmy dali radę uciec z tego więzienia.

Senin onu tek başına yapabilmenin pek olası olmadığını düşünüyorum.

Mało prawdopodobne, byś dał radę zrobić to sam.

- Takımımızın kazanması pek olası değil.
- Takımımızın kazanma şansı zayıf.

Mało prawdopodobne, by nasza drużyna wygrała.

Onu hatalı olduğuna dair ikna edebileceğin hiç olası değil.

Chyba nigdy nie zdołasz go przekonać, że nie ma racji.

Ben, benim çalıntı motosikletimi tekrar görmemin pek olası olmadığını düşünüyorum.

Mało prawdopodobne jest, bym jeszcze kiedykolwiek zobaczył mój skradziony motocykl.

Bir sonraki modelin bundan daha iyi olacağının olası olmadığını düşünüyorum.

Mało prawdopodobne, by następny model był lepszy niż ten.

Birinin bana yardım etmek için istekli olacağının oldukça olası olmayacağını biliyorum.

Wiem, że jest mało prawdopodobne, że ktoś będzie chciał mi pomóc.

Ben, ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamızın çok olası olmadığını düşünüyorum.

Mało prawdopodobne, byśmy dostali jakąkolwiek pomoc ze strony rządu.

Herhangi bir mağazanın bu modeli o fiyata satacağının olası olmadığını düşünüyorum.

Mało prawdopodobne, by jakikolwiek sklep sprzedawał ten model za taką cenę.

- Düşündüğün kadar salak olması olası değil.
- Muhtemelen düşündüğün kadar salak değil.

Chyba nie jest tak bezradna jak sądzisz.

Windows'un bir sonraki sürümünün bu ayın sonundan önce çıkmasının olası olmadığını düşünüyorum.

Myślę, że nowa wersja Windowsów na pewno nie wyjdzie w tym miesiącu.

O kapıdan geçen bir sonraki kişinin kısa pantolon giymesi pek olası değildir.

Mało prawdopodobne, by następna osoba przechodząca przez te drzwi, miała na sobie krótkie spodenki.

Benimle çıkmak isteyeceğinizin pek olası olmadığını biliyorum fakat hâlâ en azından bir kez sormalıyım.

Wiem, że jest mało prawdopodobne, że będziesz chciała się ze mną umówić, ale i tak spróbuję choć raz cię zaprosić.

Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.

Myślę, że nie jest prawdopodobne, by kosmici podobni do tych, których widzimy na filmach, kiedykolwiek odwiedzili naszą planetę.