Translation of "Kör" in Polish

0.010 sec.

Examples of using "Kör" in a sentence and their polish translations:

Bıçak kör.

Nóż jest tępy.

O kör oldu.

Ona oślepła.

- "Görüyorum" dedi kör adam.
- "Anlıyorum" dedi kör adam.

"Widzę", powiedział ślepy.

...hareket edemeyecek kadar kör.

który ledwo widzi.

Hiç kör adam tanımıyorum.

Nie znam nikogo niewidomego.

Tom'un bir gözü kör.

Tom jest ślepy na jedno oko.

Aşk kör değildir, o engellidir.

Miłość nie jest ślepa, ona jest niedorozwinięta.

Nasıl bu kadar kör olabilirsin?

Jak możesz być tak ślepy?

Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.

Widzi w ciemności... gwanako jest prawie ślepe.

- Kör bir sincap bile bazen bir meşe palamudu bulur.
- Kör bir tavuk bile bir mısır tanesi bulur.

Trafiło się ślepej kurze ziarno.

O kadar soluktur ki, biz neredeyse kör oluruz.

Jest tak nikłe, że jesteśmy nieomal ślepi.

Eğer onu göremediysen bir yarasa gibi kör olmalısın.

Musisz być ślepy jak kret jeśli tego nie widziałeś.

- Onun bir gözü görmüyor.
- Onun bir gözü kör.

Jest ślepy na jedno oko.

- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- Aşkın gözü kördür derler.

Mówi się, że miłość jest ślepa.

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

Jego oczy pokrywa skóra, a futro sprawia, że jest zupełnie ślepy.

Kılıcım kör olabilir ama o senin gibi biri için fazlasıyla yeterli.

Mój miecz jest być może tępy, ale na kogoś takiego jak ty zupełnie wystarczy.

- Hiçbir yerin ortasında değiliz.
- Kimsenin yaşamadığı, şehirden uzakta bir yerdeyiz.
- Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdeyiz.
- Dağ başındayız.
- Kör itin öldüğü yerdeyiz.

Jesteśmy na kompletnym odludziu.

- Dağ başında kaybolduk.
- Kör itin öldüğü yerde kaybolduk.
- Bu ücra yerde kaybolduk.
- Bu kuş uçmaz, kervan geçmez yerde kaybolduk.
- Bu ıssız yerde kaybolduk.

Zgubiliśmy się na kompletnym odludziu.