Translation of "Hafif" in Polish

0.008 sec.

Examples of using "Hafif" in a sentence and their polish translations:

Hafif üşütmüşüm gibi görünüyor.

Chyba troszkę się przeziębiłem.

Dışarı her seferinde hafif makyaj

Zawsze trochę umalowana,

Hafif bir düşünce farkımız vardı.

Mieliśmy drobną różnicę zdań.

Benim hafif bir ateşim var.

Mam lekką gorączkę.

Tom'a hafif bir yatıştırıcı verdim.

Dałem Tomowi łagodny środek uspokajający.

Onun söylediği hafif bir abartıydı.

To, co powiedział, było lekką przesadą.

Bugün hafif bir ateşim var.

Mam dziś lekką gorączkę.

Bu kutu taşınacak kadar hafif.

Pudełko jest na tyle lekkie, że można je przenieść.

Dolayısıyla, çok hafif olmasını sağlamak lazım.

Więc lepiej zaprojektować wszystko bardzo lekkie.

Hafif ateşim olduğu için, yatakta kaldım.

Ponieważ miałem lekką gorączkę, leżałem w łóżku.

- Tom, hafif çatlaktır.
- Tom biraz kaçıktır.

- Tom jest trochę szalony.
- Tom jest trochę zwariowany.

Bu yıl hafif bir kış var.

Mieliśmy łagodną zimę tego roku.

Yan tarafımda hafif bir ağrı var.

Trochę mnie boli w boku.

Otobüs sürücüsü hafif yaralara maruz kaldı.

Kierowca autobusu odniósł niewielkie obrażenia.

Kutu bir çocuğun taşıması için yeterince hafif.

Paczka jest wystarczająco lekka, aby mogło ją nieść dziecko.

Bu sabahtan beri hafif bir ateşim var.

Od rana mam lekką gorączkę.

Dün gece hafif bir baş ağrım vardı.

Wczoraj w nocy bolała mnie trochę głowa.

- Şimdi iyi, ne çok ağır ne de çok hafif.
- Artık iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.

Teraz jest odpowiednie; ani za ciężkie, ani za lekkie.

Sonuçta bunların da kompakt olması lazım, katlanabilir ve hafif.

zarówno kompaktowy, jak i lekki,

Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu

Delikatny powiew igrał z liśćmi, przez które połyskiwały promienie słońca.