Translation of "Birbirine" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Birbirine" in a sentence and their polish translations:

Dişlerim soğuktan birbirine vurdu.

Szczękałem zębami z zimna.

Fikirler birbirine yakın olduğu için

Mają podobne poglądy,

Tereyağı ve şekeri birbirine karıştırdı.

Połączyła masło z cukrem.

Tom ve Mary birbirine baktı.

Tom i Mary spojrzeli na siebie nawzajem.

Çünkü mizah insanları birbirine bağlar.

Humor łączy ludzi.

Bu iki grubu zekice birbirine bağlamak.

i inteligentnie połączyć te dwie grupy.

Dünyada yaşayan her şey birbirine bağlıdır.

- Żyjące rzeczy na ziemi są od siebie uzależnione.
- Wszystkie organizmy żyjące na powierzchni ziemi są od siebie zależne.

Onlar ortak çıkarları tarafından birbirine bağlıdır.

Łączą ich wspólne interesy.

İki ahtapotun birbirine yakın durması çok nadirdir.

Rzadko widuje się dwie ośmiornice blisko siebie.

Tom ve Mary birbirine sürekli yalan söyler.

Tom i Mary cały czas się wzajemnie okłamują.

Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.

Teraz przeplatam wszystkie te gałęzie.

Tom ve Mary birbirine baktı ve omuz silkti.

Tom i Mary spojrzeli na siebie i wzruszyli ramionami.

Biz de küçük, birbirine bağımlı küresel bir köy haline geliyoruz.

Stajemy się małą, współzależną, globalną wioską.

Ve insanları birbirine daha da yaklaştıran olumlu ortak deneyimler oluşturur.

i tworzy wspólne doświadczenia, które łączą ludzi.

İşin kötü tarafı, mesleğimin ve özel hayatımın bu derece birbirine karışıyor olması.

Wadą jest to, jak głęboko praca ingeruje w moje życie prywatne.

Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.

Ale tutaj nawet dalecy krewni oraz zupełnie obcy piją i kąpią się pod gwiazdami.