Translation of "Ayakta" in Polish

0.006 sec.

Examples of using "Ayakta" in a sentence and their polish translations:

Halen ayakta duruyor.

On wciąż stoi.

Onlar ayakta durdu.

Oni stali.

Ben ayakta duracağım.

Postoję.

Kim ayakta durdu?

Kto stał?

Tom ayakta durdu.

Tom stał.

Ayakta duracak hâlim yok.

Nie byłem w stanie utrzymać się na nogach.

Ayakta duramayacak kadar sarhoştu.

Był tak pijany, że nie mógł utrzymać się na nogach.

Neden orada ayakta duruyorsun?

Czemu tu stoisz?

Tom şafaktan beri ayakta.

Tom jest od świtu na nogach.

Ama bu şehirli çete ayakta.

Ale nie ten miejski gang.

Bireysel fedakârlık, koloninin ayakta kalmasını sağlıyor.

Wymaga poświęceń, by kolonia mogła przetrwać.

Ve uzun süre ayakta kalacak bir binadır.

które pozostanie na długo.

Hâlâ bayağı ayakta olan bir dünya. Zimbabve.

Który wciąż czuwa. Zimbabwe.

Tom'un büyük büyükbabasının evi hâlâ ayakta duruyor.

Dom pradziadka Toma wciąż stoi.

Bir bebek geyik doğar doğmaz ayakta durabilir.

Mały jeleń potrafi stać od razu po tym, gdy się urodzi.

Bu gece bütün gece ayakta olacağım gibi görünüyor.

Dziś chyba zarwę nockę.

Bir orangutan. Gece yarısı ayakta ne işi var, bilinmez.

Orangutan. Nie wiadomo, czemu nie śpi o północy.

Kalp ve aşk arasındaki bu bağ modern zamanda da ayakta kaldı.

Kojarzenie serca z miłością przetrwało do dzisiaj.

Ne kadar geç saatlere kadar ayakta kalabileceğiniz önemli değil. Sabah yediye kadar kalkmalısın.

Bez względu na to, jak długo będziesz siedział w nocy, wstań o siódmej rano.

Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.

W pociągu był taki tłok, że całą drogę musiałem stać.