Translation of "Nefes" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Nefes" in a sentence and their korean translations:

Nefes verirken,

그리고 숨을 내쉬면서,

Ve nefes alırken

그리고 솜을 마시면서,

Derin nefes alın

숨을 크게 들이쉬고요.

Rahat bir nefes aldım

저는 안심하며 숨을 돌렸답니다.

nefes verme sırasında büzülen;

흡입시에 팽창하고

Zar zor nefes alabiliyordum.

숨조차 쉬기 힘들었습니다.

Rahat bir nefes aldık.

그래서 저는 안도의 한숨을 내쉬었습니다.

Yukarı çıkıp nefes alabilesin.

‎그래야 위로 올라가 숨을 쉬죠

Ama nefes almak zorundaydım.

‎저는 숨이 차서

Haydi derin nefes alalım,

숨을 크게 들이쉬고요

nefes alıp verdiğinizi farkında olun.

느껴보세요.

Derin nefes alıp bulutlara bakmak

심호흡을 하고, 구름을 올려다보고,

Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,

겉보기엔 모든 부분이 부풀어 오른 거대한 가방 같아서

Bir sandalyede oturuyordu ama nefes nefeseydi --

의자에 앉은 채로 현저하게 숨을 헐떡거렸습니다.

Adının kelimesi kelimesine çevirisi, "zehir nefes".

학명은 말 그대로 '독의 숨결'이죠

nefes kesici bir şekilde gökyüzüyle kaynaşan,

거대한 커튼인 하늘에 모여

Gece herkes rahat bir nefes alıyor.

‎밤에는 한풀 꺾입니다

Mavi ve yumuşaktı ve nefes almıyordu.

아이는 파랗게 질려서 축 쳐져 있었고, 숨을 쉬지 않았습니다.

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

산소 호흡기에 의지하여 숨쉬는 사람들,

Güneşin batmasıyla yoğun sıcaktan bir nefes alıyorlar.

‎일몰이 낮의 열기로부터 ‎한숨 돌리게 해줍니다

Hayatta olduğunu, nefes aldığını görünce içim rahatladı.

‎살아 있는 문어를 보니 ‎그제야 마음이 놓였어요

Zehir nefes almayı zorlaştırıyor, sonra da felç başlıyor.

나팔분홍성게 독은 호흡 곤란과 마비를 일으켜

Çoğu insanın boğulmasının sebebi nefes refleksine karşı koyamamaktır.

많은 사람이 호흡 반사 때문에 익사합니다

Ve anne, hep birlikte rahat bir nefes alabilmek için

산모는 손을 뻗어 간호사의 손을 잡았습니다.

Şiddetli şişlikler ve nefes alma güçlüğü. Bir vakada ise ölümcüldü.

부종으로 호흡 곤란이 생기며 사망한 경우도 있죠

Kısa nefes kesici başarıları Hellenistik Çağ'da Yunanlı olarak hayat sürdü

그의 단편의 숨막히는 업적 헬레니즘 시대를 그리스어로 안내하는 삶

Burada nefes almak da zorlaştı. Bu meşale de artık çok ışık yaymıyor.

숨 쉬기도 힘들어지네요 횃불도 밝게 타지 않고요

O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.

‎동물과 접촉하면 ‎특별한 일이 벌어져요 ‎그래도 때가 되면 숨은 쉬어야죠