Translation of "Ayak" in Korean

ayak tabanlarınız yere değecek şekilde olsun ,

발을 바닥에 붙힌 뒤,

Onların hızına ayak uyduramayacağımı da anladım.

저는 그들만큼 속도를 내거나 달릴 수 없었습니다.

Altyapı nüfus artışına ayak uyduramadığı için

프리타운은 인구 성장에 비해 인프라가 열악했죠.

Zamana ve çağa uymak ayak uydurmak için

시대에 맞게

Burası cidden ayak bileği kırmak için birebir.

근데 이거 정말 발목 부러질 만한 지형이네요

Ama bazı hayvanlar için değişime ayak uydurmak zor.

‎하지만 일부 동물들에겐 ‎변화의 속도가 너무나 빠릅니다

Uzun adımlarla yürüyüp gidiyor. İki ayak üstünde duruyor.

‎그렇게 성큼성큼 걸어가 버려요 ‎두 다리로 서서요

İşletmeler için de modaya ayak uydurup kısa zamanda kâr etmek

기업이 단기적 수익창출에 혈안이 되어, 미래의 투자를 등한시하는 것도

Henüz acının var olmadığı bir yere ayak basmadım ama aynı zamanda

고통이 없거나, 치유의 가능성이 없는 곳은

1953 yılında, Sir Edmund Hillary ile Tenzing Norgay Sherpa, Everest'in zirvesine ayak basan ilk insanlar oldular.

1953년, 에드먼드 힐러리 경과 셰르파 텐징 노르가이는 세계 최초로 에베레스트 산 등정에 성공했습니다.