Translation of "Yanıt" in Japanese

0.016 sec.

Examples of using "Yanıt" in a sentence and their japanese translations:

Yanıt vermiyor.

その原因は分かっていませんが

Yanıt kolaydı.

答は簡単でした。

- Yanıt beni irite etti.
- Yanıt beni öfkelendirdi.

その返事は私をいらいらさせた。

Neden yanıt vermiyorsun?

どうして返事をしないの?

Tüm sorulara yanıt verebildim.

- 私はすべての質問に答えられた。
- 私は全ての質問に答えることができた。

Onun mektubuna bir yanıt.

それは彼女の手紙の返事だ。

Hızlı bir yanıt verdi.

彼はすぐに相づちを打った。

O iyi bir yanıt.

それは、良い反応です。

John soruya yanıt vermez.

ジョンはその質問に答えようとしない。

Mektuba yanıt vermene gerek yok.

その手紙に返事を出す必要はないよ。

O, kaba bir yanıt verdi.

彼は無作法な返事をした。

O olumlu bir yanıt verdi.

彼は肯定的な答えを出した。

O, belirsiz bir yanıt verdi.

彼はあいまいな返事をした。

İngilizce yanıt vermek zorunda mıyım?

英語で答えなければなりませんか。

Sorum için hiçbir yanıt yoktu.

私の質問に何の応答もなかった。

Bugün yanıt vermek zorunda değilsin.

返事今日じゃなくてもいいからね。

O benim soruya yanıt vermedi.

私の質問に彼女は答えなかった。

Bana hemen yanıt yazması inceliktir.

すぐ返事をくれるなんて彼女は礼儀正しい人だ。

Geçen haftaya kadar yanıt almadım.

先週までに私は返事を受け取っていなかった。

Amaç yalnızca bir soruya yanıt bulmak:

次の質問の答えを出すというものです

O bize belirsiz bir yanıt verdi.

彼女は私たちにあいまいな返事をした。

O bana kısa bir yanıt verdi.

彼はけんもほろろな返事をした。

Soruma bir "hayır" ile yanıt verdi.

彼は私の質問に「ノー」と答えた。

Gazetedeki reklamınıza yanıt vermek için geldim.

新聞広告を見て来ました。

Evet, onlardan bir tür yanıt vardı.

ええ、先方から一応返事はありました。

Seninle konuştuğum zaman lütfen bana yanıt ver.

私が話しかけたら返事をしてください。

Ben ona büyük güçlükle bir yanıt verdim.

私はやっとの事で彼に返事をした。

Ve "Seninle nasıl iletişime geçeceğim?" diye yanıt verdi.

すると彼はこう聞きます 「どうやって会話するのか?」

Sizden tatminkar bir yanıt almayı dört gözle bekliyorum.

良いご返事をお待ちしております。

Babam bana, bir yanıt yazıp hemen postalamamı söyledi.

返事を書いて、すぐ投函せよと父は私にいった。

Kapıyı tekrar tekrar çaldı ama hiç yanıt yoktu.

彼は何度もドアを叩いたが答えはなかった。

- İsteğinize düşünmeden cevap veremem.
- Talebinize düşünmeden yanıt veremem.

- あなたの要求に応じることはできない。
- あなたのその要求にやすやすと応じるわけにはいかない。

Bir sinir hücresi hafif bir uyarıcıya yanıt verir.

神経細胞は弱い刺激に反応する。

Tüm aramalar doğrudan bana geliyordu. Aramalara ben yanıt veriyordum.

誰かが電話や手紙をくれたら 私が個人的に対応しました

29 kalifiye kişiden sadece 15'i mesajıma yanıt verdi,

29人の候補者のうち 私に返信したのは15人だけで

O, telefona yanıt vermedi, bu nedenle ona bir e-posta gönderdim.

電話には出なかったからメールしておきました。

Parola "Dağ" dır. Birisi "dağ" diyorsa, siz "nehir" diye yanıt verin.

合言葉は『山』です。誰かが「山」と言ったら「川」と返すのです。

- Bu soruları cevaplamak zorunda değilsin.
- Bu soruları yanıtlamak zorunda değilsiniz.
- Bu sorulara yanıt vermek zorunda değilsiniz.
- O soruları yanıtlamak zorunda değilsiniz.

これらの問題には答える必要はない。