Translation of "Tutar" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Tutar" in a sentence and their japanese translations:

O, sözünü tutar.

- 彼は約束に忠実である。
- 彼は約束に誠実である。
- 彼は約束を守る人だ。

Onu tutar mısın?

本当にできるのか?

Balık tutar mısın?

釣りはしますか?

Çiftçi traktörünü ahırda tutar.

その農夫はトラクターを納屋に置いている。

O, odasını temiz tutar.

彼女は彼の部屋を清潔にしている。

O, saçlarını bukleleli tutar.

彼女は髪をカールしている。

Bütün tasarruflarını bankada tutar.

彼はためた金を全部銀行に預けている。

Tom tropikal balık tutar.

トムは熱帯魚を飼っている。

Bu tutar vergi içermektedir.

この額は税込みです。

Kahve beni uyanık tutar.

- 私はコーヒーを飲むと眠れない。
- コーヒーを飲むと眠くならない。

O bir günlük tutar.

彼は日記を付けている。

Rüya günlüğü tutar mısın?

夢日記をつけていますか?

Ev hesaplarını eşim tutar.

妻が家計簿をつけています。

- O her zaman sözlerini tutar.
- O, sözlerini her zaman tutar.

彼は必ず約束を守る。

Ve konumdaki günlüğünüzü gizli tutar.

そしてそれはあなたのログイン場所をプライベートに保ちます。

Sanırım hikayenin tutar tarafı yok.

君の理論は成り立たないと思う。

Banka insanlar için para tutar.

銀行は人の金を預かる。

Tutar 20,000 yenin üzerine çıktı.

額は2万円以上に達した。

Takeshi İngilizce bir günlük tutar.

たけしは英語で日記をつけている。

O her zaman sözünü tutar.

- 彼女はいつも約束を守る。
- 彼女はいつでも約束を守る。

Odasını her zaman temiz tutar.

- 彼女はいつも部屋をきれいにしておく。
- 彼女はいつも自分の部屋をきれいにしておく。
- 彼女はいつも自分の部屋をきれいしておく。

O, İngilizce bir günlük tutar.

彼は英語で日記をつけている。

O, her zaman sözünü tutar.

- 彼女はいつも約束を守る。
- 彼女はいつでも約束を守る。

O, günlüğünü İngilizce olarak tutar.

彼女は英語で日記をつけている。

Bir buzdolabı eti taze tutar.

冷蔵庫に入れておけば肉は痛まない。

Bir bira ne kadar tutar?

- ビールはいくらですか。
- ビール代はいくら?
- ビール1本、いくらですか?
- ビール1瓶、おいくらですか?
- ビール一杯、いくらぐらいするの?
- 缶ビール1本、おいくら?

Bu köşeyi tutar mısınız lütfen?

- こっちの端を持っていてくれますか。
- ここの端を押さえててもらえますか?

- Kız kardeşim odasını hep temiz tutar.
- Kız kardeşim her zaman odasını temiz tutar.

- 私の妹はいつも自分の部屋を清潔にしておく。
- 私の姉はいつも自分の部屋をきれいにしている。
- 姉はいつも自分の部屋をきれいにしている。

- Her gün bir elma, doktoru uzak tutar.
- Günde bir elma, doktoru uzak tutar.

- 一日一個の林檎で医者いらず。
- 一日1個のリンゴを食べれば医者はいらない。
- りんご一日一個で医者知らず。
- 1日にリンゴ1個で医者いらず。
- 1日1個のりんごは医者を遠ざける。
- 1日1個のリンゴを食べれば医者はいらない。
- 一日一個のりんごを食べれば、医者は要らない。

Her zaman elinde bir sopa tutar.

彼女は手にステッキをずっと持っている。

Odasını her zaman iyi durumda tutar.

彼女はいつも部屋をきれいに整頓している。

Helen odasını her zaman temiz tutar.

ヘレンはいつも部屋をきれいにしている。

O, her zaman saçını temiz tutar.

- 彼女はいつも髪を清潔にしている。
- 彼女はいつも髪をきれいにしている。

Benim paltom hafif ama sıcak tutar.

私のコートは軽いが暖かい。

Bu koltuğu benim için tutar mısın?

この席を取っておいてくれませんか。

Ann odasını her zaman temiz tutar.

アンはいつも自分の部屋を綺麗にしておく。

O, aldığı her şeyin kaydını tutar.

彼女はすべての買い物を記録する。

John mesleğini ailesinden daha önde tutar.

ジョンは家庭より仕事第一です。

Kayak giysileri soğuk havayı dışarıda tutar.

このスキーウェアは冷たい風を通しません。

Hava yoluyla gitmen ne kadar tutar?

飛行機で行くとどれくらいかかりますか。

O, her zaman odasını temiz tutar.

彼はいつも部屋を清潔にしておく。

Hawaii gezisi yaklaşık 200 dolar tutar.

ハワイへ旅行するには200ドルぐらいかかる。

Saat dörde kadar çantalarımı burada tutar mısınız?

4時まで荷物を預かっていただけませんか。

O her zaman kendini ön planda tutar.

彼はいつも自分の利益を第一に考える。

Tom her zaman Mary'nin resmini cüzdanında tutar.

トムって財布の中にいつもメアリーの写真を入れてるんだよ。

Ben haritaya bakarken bu çantayı tutar mısın?

私が地図を見る間このかばんを持ってくれませんか。

Bu saat en çok on dolar tutar.

この時計はせいぜい10ドルだ。

Odasını her zaman temiz ve düzenli tutar.

彼女は部屋をいつもきれいにしている。

K vitamini kan damarlarınızı ve kemiklerinizi sağlıklı tutar.

ビタミンKは血管と骨を健康に保ち

Böylece bir yere gidemez. Bu beni güvende tutar.

固定されるんだ これで安全だよ

Ateş yakmak her zaman iyidir. Avcıları uzak tutar.

火を起こせば 食肉動物が寄ってこない

Onu yapabilirsin! Kim tutar seni. Yardımına hazır olacağım.

君なら成功できるよ、がんばって。僕は見捨てない。

Onlar her zaman köpeği kapıya bağlı tutar mı?

彼らはいつも犬を門につないでおくのですか。

Anne tavşan kendi vücudu ile yavrularını sıcak tutar.

母ウサギは、赤ん坊たちを自分のからだで暖かくしている。

Ateş yakmak her zaman güzeldir, avcıları bizden uzak tutar.

火で食肉動物を避けられる

Göklere sihir hâkimdir. Güneş'in saçtığı elektronlar Dünya'yı bombardımana tutar.

‎空に魔法の世界が広がる ‎太陽から放たれる ‎プラズマが‎―

Bu çantaları bu öğleden sonra dörde kadar tutar mısın?

この荷物を四時まで預かってください。

O az konuşan bir adam ama o her zaman sözünü tutar.

彼は言葉少ないが、必ず約束を守る人です。

Ve bu da beni yılanların, akreplerin ve karıncaların olduğu zeminden uzak tutar.

地面から離(はな)れれば ヘビやサソリから身を守れる

- Bir aile tartışmamız olduğunda, kocam her zaman benim yerime annesiyle taraftır.
- Aile tartışmamız olduğunda,eşim genellikle benim değil ailesinin tarafında yer alır.
- Ne zaman bir aile tartışmamız olsa kocam benim yerime her zaman annesinin tarafını tutar.

家の中で喧嘩がある時は、いつでも私の夫は私ではなく、自分の母の側につく。