Translation of "Kahve" in Japanese

0.033 sec.

Examples of using "Kahve" in a sentence and their japanese translations:

Kahve içerim.

- 私はコーヒーを飲みます。
- コーヒーを飲みます。

Kahve içmem.

- 私はコーヒーを飲みません。
- 私はコーヒーは飲みません。

Kahve yapacağım.

コーヒーを作るわ。

Kahve iğrençtir.

コーヒーはいやな味がする。

Kahve, lütfen.

- コーヒーをください。
- コーヒーください。
- コーヒーをお願いします。

Kahve sevmiyorum.

私はコーヒーを好まない。

Kahve istemiyorum.

私はコーヒーは好まない。

Kahve mi?

それ、コーヒーですか?

Kahve içtim.

- コーヒーを飲んだよ。
- コーヒーを飲みました。
- コーヒー飲んだよ。

Kahve içemem.

僕、コーヒー飲めないんだ。

- Bu kahve iyi.
- Bu kahve güzel.

このコーヒーはおいしい。

- Kahve, Brezilya'nın ana ürünüdür.
- Kahve, Brezilya'nın temel mahsulüdür.
- Kahve, Brezilya'nın temel ürünüdür.

コーヒーはブラジルの主要産物である。

Evi kahve kokuyordu,

家にはコーヒーの匂いが漂い

Biraz kahve yapacağım.

コーヒーを作るわ。

Zaten kahve içmiştim.

もうコーヒーは頂きました。

Ben kahve sevmem.

- 僕はコーヒーが嫌いだよ。
- 私はコーヒーが好きじゃない。
- コーヒーは好きじゃないの。

Normalde kahve içmem.

普段私はコーヒーを飲みません。

Buzlu kahve sevmem.

アイスコーヒーは好きじゃない。

Kahve molası verelim.

ひと休みしてコーヒーにしよう。

Yeterli kahve yok.

コーヒーが足りません。

Biraz kahve içelim.

コーヒーを飲みに行こうよ。

Biraz kahve istiyorum.

コーヒーが欲しいな。

Kahve sıcak mı?

そのコーヒーって熱い?

Sabahleyin kahve içerim.

朝コーヒーを飲む。

Kahve içer misiniz?

- コーヒー飲みますか。
- コーヒーを飲みますか。
- コーヒーを飲むの?

Yeterince kahve yok.

コーヒーが足りません。

Kahve içmek istiyorum.

コーヒーが飲みたいです。

Hiç kahve içmiyorum.

- コーヒーを全然飲みません。
- コーヒーは全く飲まないですね。

Üç kahve, lütfen.

コーヒー三つおねがいします。

Kahve içer misin?

コーヒー飲みますか。

Kahve demliği kaynıyor.

コーヒーポットが沸騰している。

Kahve fiyatı düştü.

コーヒーの値段が下がった。

Kahve cezvede fokurdadı.

コーヒーがポットの中で泡立った。

Biraz kahve almazmısın?

- コーヒーいかがですか。
- コーヒーはどう?

Kahve tercih ederim.

- コーヒーの方が好きです。
- コーヒーの方が好き。

İki kahve, lütfen.

コーヒーふたつ下さい。

Kahve içerken konuşalım.

一緒にコーヒーを飲みながら雑談をしませんか。

- Birçok çeşit kahve vardır.
- Birçok tür kahve vardır.

コーヒーにもいろいろある。

- O hepimiz için kahve yaptı.
- Hepimize kahve yaptı.

彼女は私たちにコーヒーをいれてくれました。

- Ah! Bu kahve sıcak!
- Ay! Bu kahve sıcak!

あちっ! 熱いよこのコーヒー!

Mame kahve çekirdeklerini öğütmek için kahve değirmeni kullanır.

マメちゃんがコーヒー豆を挽く為にコーヒーミルを使います。

- Korkarım ki, hiç kahve kalmamış.
- Maalesef hiç kahve kalmadı.

コーヒーは少しも残っていないと思う。

Üç fincan kahve içtin.

君はコーヒーを3杯も飲んだよ。

Sana biraz kahve hazırlayacağım.

コーヒーをごちそうするよ。

O kahve güzel kokuyor.

- そのコーヒーはいいにおいがする。
- そのコーヒーは香りがいいね。

Kahve, içemeyeceğim kadar sıcaktı.

そのコーヒーは私が飲めないほど熱かった。

Şimdi mutfakta kahve yapıyor.

彼女は今台所でコーヒーをいれています。

Masadaki fincanlara kahve doldurdu.

彼女はテーブルの上のカップにコーヒーを注いだ。

Makul miktarda kahve içer.

彼は適度な量のコーヒーを飲む。

O, kahve çekirdeklerini kavuruyor.

彼はコーヒー豆をいっている。

Bana kahve servisi yaptı.

彼女は私にコーヒーを出した。

Tom sadece kahve içer.

トムはコーヒーしか飲まないんだ。

Bir fincan kahve getirdim.

コーヒーを持ってきたよ。

Kahve, Brezilya'nın temel ürünüdür.

コーヒーはブラジルの主な生産物です。

Bir fincan kahve, lütfen.

- コーヒー一杯ください。
- コーヒーを一杯下さい。
- コーヒーを1杯、おねがいします。

Kahve istemediğine emin misin?

本当にコーヒーいらないの?

O şimdi kahve içiyor.

彼女は今コーヒーを飲んでいます。

İki fincan kahve içtim.

私はコーヒーを2杯飲んだ。

Arkadaşlarımdan hiçbiri kahve içmez.

私の友人はだれもコーヒーを飲まない。

İstediğim çay değil, kahve.

私がほしいのは、紅茶ではなくてコーヒーです。

Bu kahve harmanını severim.

私はこのブレンドのコーヒーが好きだ。

Tom kahve fincanlarını topladı.

- トムはコーヒーカップをコレクションしてるんだよ。
- トムはコーヒーカップを集めてるんだ。

Bir kahve dükkanına girdim.

私は喫茶店に入った。

Sana biraz kahve getirdim.

あなたにコーヒーを持ってきた。

Tom biraz kahve içiyor.

トムはコーヒーを飲んでいる。

Kahve aromalı puding yiyeceğim.

コーヒープリンを食べます。

Bu kahve çok acı.

このコーヒーは苦すぎるよ。

Kahve servis edin, lütfen.

コーヒーを御出ししてください。

Kahve beni uyanık tutar.

- 私はコーヒーを飲むと眠れない。
- コーヒーを飲むと眠くならない。

Biraz kahve alır mısın?

コーヒーを飲みますか。

Biraz kahve ister misin?

- コーヒーをいかがですか。
- コーヒーはいかがですか。

Kahve, Avrupa'ya Arabistan'dan tanıtıldı.

コーヒーはアラビアからヨーロッパに伝えられた。

Evde hiç kahve yok.

コーヒーの買い置きがなくなった。

Kahve lekesini çıkarmak zordu.

コーヒーの染みは拭い取るのが難しい。

Neden kahve içip konuşmuyoruz?

コーヒーでも飲みながら話をするのはどうですか。

Ben bir kahve istiyorum.

- コーヒーください。
- コーヒーをお願いします。

Çok fazla kahve içiyorsun.

あなたはコーヒーを飲み過ぎます。

Kahve yapmamı ister misin?

あなたは、私にコーヒーをいれてもらいたいですか。

İtalyanlar asla kahve içmezler.

- イタリア人はコーヒーを飲まない。
- イタリア人てね、コーヒーは飲まないんだよ。

İtalyanlar genellikle kahve içerler.

イタリア人はよくコーヒーを飲む。

Çeşitli türlerde kahve vardır.

コーヒーにもいろいろある。

Kafateryada kahve içiyor olabilir.

彼女はカフェテリアでコーヒーを飲んでいるかもしれない。

İki büyük kahve, lütfen.

大きなカップにコーヒーを二つお願いします。

Bir fincan kahve istiyorum.

私はコーヒーが飲みたい。

Sadece Naoko kahve içer.

直子だけがコーヒーを飲む。

Bir kahve içmek istiyorum.

コーヒーが飲みたいです。

Dün kahve dükkanına gittim.

昨日は喫茶店に行きました。

Tom gömleğine kahve döktü.

トムはシャツにコーヒーをこぼした。

- Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
- Bir fincan kahve kafamı temizledi.

- 一杯のコーヒーを飲んだら頭がすっきりした。
- コーヒー1杯で頭がすっきりしたよ。

- Çocuklarınızın kahve içmesine izin verir misiniz?
- Çocuklarınıza kahve içirtir misiniz?

お宅では子供にコーヒーを飲ませていますか。

- Yanlışlıkla kahve fincanına tuz koydu.
- Kahve fincanına kazara tuz attı.

彼は間違ってコーヒーに塩を入れた。