Translation of "Uyanık" in English

0.015 sec.

Examples of using "Uyanık" in a sentence and their english translations:

- Uyanık mısın?
- Uyanık mısınız?

Are you awake?

- Uyanık kalmak zorundasın.
- Uyanık kalman gerekiyor.
- Uyanık kalmalısın.

- You have to stay awake.
- You must stay awake.
- You need to stay awake.
- You've got to stay awake.

Uyanık mısın?

Are you up?

Tom uyanık.

- Tom's awake.
- Tom is awake.

Uyanık kal.

Stay awake.

Uyanık görün.

Look alert.

Bebek uyanık.

The baby's awake.

O uyanık.

- He is awake.
- She is awake.

Uyanık olmalısın.

You must be alert.

Uyanık kalmalıyız.

We have to stay awake.

Uyanık ol.

Get with it.

Kimler uyanık?

- Who is already awake?
- Who's already awake?

Uyanık kalamam.

I can't stay awake.

Tom uyanık değil, ama Mary uyanık.

Tom isn't awake, but Mary is.

Tom tamamen uyanık.

Tom is wide awake.

Tom hâlâ uyanık.

Tom is still awake.

O tamamen uyanık.

He's wide awake.

Tom şimdi uyanık.

Tom is awake now.

Uyanık olduğunu bilmiyordum.

- I didn't know you were awake.
- I didn't know that you were awake.

Uyanık olduğunu görüyorum.

I see you are awake.

Sanırım Tom uyanık.

- I think Tom is awake.
- I think that Tom is awake.

Tom uyanık mı?

Is Tom awake yet?

Uyanık kalmaya çalışıyorum.

I'm trying to stay awake.

Tom, uyanık mısın?

Tom, are you awake?

Hâlâ uyanık mısın?

Are you still awake?

Uyanık kalman gerekiyor.

You need to stay awake.

Tom uyanık kaldı.

Tom stayed awake.

Kim uyanık bak.

Look who's awake.

Uyanık kalmak zorundasın.

You have to stay awake.

Gerçekten uyanık mısın?

Are you really awake?

Uyanık kalmaya çalış.

Try to stay awake.

Uyanık kalmamız gerek.

We need to stay awake.

Uyanık kalmak zorundayız.

We've got to stay alert.

Tom uyanık görünüyordu.

Tom looked sharp.

Tom uyanık olabilir.

- Tom may be awake.
- Tom might be awake.

Tom uyanık kalamadı.

Tom wasn't able to stay awake.

Tom uyanık gözükmüyordu.

Tom didn't seem to be awake.

Tom uyanık olmalı.

- Tom must've been awake.
- Tom must have been awake.

Tom uyanık görünüyor.

Tom looks awake.

Uyanık olmak zorundayız.

We have to be vigilant.

Tom zaten uyanık.

Tom is already awake.

O, uyanık görünüyor.

He looks awake.

- Bütün gece uyanık durma.
- Bütün gece uyanık durmayın.

Don't stay up all night.

- Eminim Tom uyanık olacak.
- Tom'un uyanık olacağından eminim.

I'm sure Tom will be awake.

Uyanık olsan iyi olur.

You'd better stay on your guard.

- Dikkatli olun.
- Uyanık olun.

- Watch yourselves.
- Watch yourselves!
- Be vigilant.

- Tom uyumuyor.
- Tom uyanık.

- Tom's awake.
- Tom's up.
- Tom is up.
- Tom isn't sleeping.
- Tom is awake.
- Tom's not asleep.
- Tom isn't asleep.

Uyanık kalmaya çalışmak zorundasın.

You have to try to stay awake.

Tom henüz uyanık değil.

Tom isn't awake yet.

Henüz tamamen uyanık değilim.

I'm not wide awake yet.

Tom'un uyanık olduğundan eminim.

I'm sure Tom was awake.

- Tetikte kalın.
- Uyanık kalın.

Remain on the lookout.

Tom uyanık olacağımı biliyordu.

Tom knew I'd be awake.

Ben yatakta uyanık yatıyorum.

I lay awake in bed.

Sabaha kadar uyanık kaldım.

I stayed awake until morning.

- Tetikte ol.
- Uyanık kal.

Remain alert.

Sen uyanık olmak zorundasın.

- You have to be vigilant.
- You must be vigilant.

İstesende istemesende uyanık kalmalısın.

You must stay awake whether you want to or not.

Seni ne uyanık tutuyor?

What's been keeping you awake?

Uyanık olduğunu fark etmedim.

- I didn't realize you were awake.
- I didn't realize that you were awake.

Sen hâlâ uyanık mısın?

You're still awake?

Tom ve Mary uyanık.

Tom and Mary are awake.

Bütün gece uyanık mıydın?

Have you been awake all night?

Tom uyanık kalmaya çalıştı.

Tom tried to stay awake.

Biz uyanık kalmak zorundayız.

We've got to stay awake.

Ben uyanık kalmaya çalıştım.

I tried to stay awake.

Kahve beni uyanık tutar.

Coffee keeps me awake.

Tom güçlükle uyanık kalabildi.

Tom is barely able to stay awake.

Tom hâlâ uyanık mı?

Is Tom still awake?

Uyanık olmak hayatta olmaktır.

To be awake is to be alive.

Yangına karşı uyanık olun.

Be on your guard against fire.

Hepinizin uyanık olduğunu görüyorum.

I see you're all awake.

Elimden geldiğince uyanık kaldım.

I stayed awake for as long as I could.

Tom'un uyanık olacağını biliyordum.

- I knew Tom would be awake.
- I knew that Tom would be awake.

Tom'un uyanık olmadığını düşünüyorum.

- I thought Tom wasn't awake.
- I thought that Tom wasn't awake.

Tom'un uyanık olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is awake.
- I know Tom is awake.

Tom'un uyanık olduğunu sandım.

- I thought Tom was awake.
- I thought that Tom was awake.

Tom muhtemelen uyanık olmayacak.

Tom won't likely be awake.

Tom muhtemelen uyanık olacak.

- Tom is likely to be awake.
- Tom will probably be awake.

Bence Tom hâlâ uyanık.

- I think Tom is still awake.
- I think that Tom is still awake.

Gürültü beni uyanık tuttu.

The noise kept me awake.

Tom henüz uyanık değildi.

Tom wasn't awake yet.

Tom uyanık olduğumu biliyordu.

- Tom knew that I was awake.
- Tom knew I was awake.

Kahve beni uyanık bırakır.

Coffee keeps me awake.

Tom neden hâlâ uyanık?

Why is Tom still awake?

Tom'un uyanık olacağını düşünmedim.

I didn't think Tom would be awake.

Uyanık olan var mı?

- Is anyone awake?
- Is anybody awake?