Translation of "Oldular" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Oldular" in a sentence and their japanese translations:

Japon vatandaşı oldular.

彼らは日本の国民となった。

Sınavda başarısız oldular.

彼らは試験ダメだった。

Ve kendilerinin ispatı oldular.

アメリカ人自身を その証拠としています

Tetiği çekenlere destek oldular.

急速に変貌させています

Onlar dumandan muzdarip oldular.

彼らはスモッグで苦しんだ。

İyi habere mutlu oldular.

彼らは良い知らせを聞いて喜んだ。

Sonunda evliliğimize razı oldular.

彼らはとうとう私達の結婚に同意した。

Öğrenciler araştırmada profesöre yardımcı oldular.

学生たちは教授の調査の助手を務めた。

Üç komşu birbirlerine yardımcı oldular.

3人の隣人はお互いに助け合った。

Onlar beni gördüklerine memnun oldular.

彼らは私に会って喜んだ。

Bütün erkekler Julia'ya âşık oldular.

- 男の子達はみんなジュリアに恋をした。
- 男の子達はみんなジュリアに心を奪われた。

Koşulları yerine getirmede başarısız oldular.

彼らはその条件を満たすことが出来なかった。

Ebeveynlerin bize göz kulak oldular.

あなたの両親が私たちを見守ってくれました。

Iş dünyasındaki en büyük jenerasyon oldular.

職場でもっとも大きな割合を 占める世代になりました

Onlar gözleri karşılaştığı an âşık oldular.

- 彼等は目があったとたんに恋におちいった。
- 彼らは目と目が合った瞬間に恋に落ちた。

Yurt dışında yaşamaya kolayca adapte oldular.

彼らは外国の生活にたやすく順応した。

İnkalar, Avrupalılardan daha sık banyo oldular.

インカ人はヨーロッパ人よりも多く風呂へ入った。

Anlaşmazlığı giderdiler ve tekrar arkadaş oldular.

彼らは仲直りしてまた友達になった。

İki kız kardeş gittikçe daha ünlü oldular.

その二人の姉妹はますます有名になった。

Onlar, odanın çok sıcak olmasından şikayetçi oldular.

彼らは部屋が暑すぎると不平を言った。

- Onlar profesyonel oyuncu oldu.
- Profesyonel futbolcu oldular.

彼らはプロサッカー選手になった。

Tom ve John aynı kıza âşık oldular.

トムとジョンは同じ女の子を好きになった。

Onlar sağlıklı bir erkek bebeğe sahip oldular.

元気な男の子が産まれましたよ。

- Onlar karı koca oldu.
- Karı koca oldular.

彼らは夫婦になった。

Tom ve Mary çok iyi arkadaş oldular.

トムとメアリーは親友になった。

Okul festivalini başarılı yapmak için birbirlerine yardımcı oldular.

学園祭を成功させるために彼らは互いに助け合った。

Tom ve Mike ortak arkadaşları sayesinde arkadaş oldular.

トムとマイクはお互いの友人を通じて知り合った。

Onlar, caddenin karşısındaki yeni komşuları ile arkadaş oldular.

彼らは向かいの新しい隣人と仲良しになった。

Tom ve Mary ilk görüşte birbirlerine âşık oldular.

トムとメアリーは一目惚れ同士なんだ。

İlk başta, onların hepsi onun masum olduğuna ikna oldular.

最初に、彼らは彼が無罪であることを確信していた。

Eylül ayında Drake ve adamları Pasifik'e ulaşan ilk İngilizler oldular...

9月、ドレーク達はイングランド人として 初めて太平洋に到達した

Ama bugüne kadar ikisi arasındaki güçlü bağı göstermede başarısız oldular.

今のところ それらの 強い関連性は見つかっていません

- Ressamı maddi olarak desteklediler.
- Ressama mali olarak yardım ettiler.
- Ressama parasal yönden yardımcı oldular.

彼らはその画家を財政的に援助した。

1953 yılında, Sir Edmund Hillary ile Tenzing Norgay Sherpa, Everest'in zirvesine ayak basan ilk insanlar oldular.

1953年 ヒラリーとテンジンが エベレストに初登頂

- Tom ve John her ikisi de Mary'ye âşık oldu.
- Hem Tom hem de John Mary'ye aşık oldular.

トムとジョンの二人ともメアリーを好きになった。

1859'dan itibaren, Amerika'dan Protestan misyonerler gelmeye başladı ve Katolik ve de Rus Ortodoks kiliseleri de misyonerlik çalışmalarına aktif olarak dahil oldular.

1859年以降、プロテスタント宣教師がアメリカから派遣され、またカトリックとロシア正教も布教活動を行った。