Translation of "Birbirlerine" in Italian

0.009 sec.

Examples of using "Birbirlerine" in a sentence and their italian translations:

İkizler birbirlerine benziyorlar.

- I gemelli si assomigliano davvero.
- Le gemelle si assomigliano davvero.

Birbirlerine âşık olacaklar.

- Si innamoreranno l'uno dell'altro.
- Si innamoreranno l'una dell'altra.

Onlar birbirlerine gülümsediler.

Si sorrisero a vicenda.

Birbirlerine hediyeler verirler.

Si fanno regali a vicenda.

Olar birbirlerine gülümsedi.

- Si sono scambiati dei sorrisi.
- Si sono scambiate dei sorrisi.
- Si scambiarono dei sorrisi.

Küçük aileler birbirlerine yaklaşır.

Le piccole famiglie si riuniscono.

Onlar birbirlerine yardım ettiler.

- Si aiutavano.
- Loro si aiutavano.

Onlar birbirlerine hayran kaldılar.

Si ammiravano a vicenda.

Onlar birbirlerine saygı duyarlar.

- Si rispettano a vicenda.
- Loro si rispettano a vicenda.

Birbirlerine âşık gibi görünüyorlar.

Loro sembrano essere innamorati l'uno dell'altro.

. Paris'te tanıştıklarında birbirlerine ısındılar; Napolyon

compito di imporre alla Svizzera il suo "Atto di mediazione", che eseguì con

Üç komşu birbirlerine yardımcı oldular.

I tre vicini si aiutarono l'un l'altro.

Tom ve Mary birbirlerine sarıldılar.

Tom e Mary si abbracciano a vicenda.

Onların birbirlerine âşık olduğunu biliyorum.

- So che sono innamorati.
- So che loro sono innamorati.

Tom ve Mary birbirlerine bakıyorlardı.

Tom e Mary si guardavano a vicenda.

Tom ve Mary birbirlerine güvenmiyor.

Tom e Mary non si fidano l'uno dell'altro.

Tom ve Mary birbirlerine aşıktılar.

Tom e Mary erano innamorati l'uno dell'altro.

Tom ve Mary birbirlerine seslendiler.

Tom e Mary si urlavano a vicenda.

Tom ve Mary birbirlerine baktılar.

Tom e Mary si guardavano a vicenda.

Tom ve Mary birbirlerine güvenirler.

Tom e Mary si fidano l'un l'altro.

Sık sık birbirlerine yardım ederler.

- Si aiutano spesso a vicenda.
- Loro si aiutano spesso a vicenda.

Tom ve Mary birbirlerine baktı.

Tom e Mary si guardarono a vicenda.

Tom ve Mary birbirlerine bağlılar.

- Tom e Mary dipendono l'uno dall'altra.
- Tom e Mary sono dipendenti l'un l'altra.

Adam ve karısı birbirlerine yardım etti.

- L'uomo e sua moglie si sono aiutati a vicenda.
- L'uomo e sua moglie si aiutarono a vicenda.

Tom ve Mary birbirlerine nefretle baktılar.

Tom e Mary si fissavano a vicenda con odio.

Tom ve Mary birbirlerine bakıp güldüler.

- Tom e Mary si sono guardati e hanno riso.
- Tom e Mary si guardarono e risero.

Tom ve Mary birbirlerine Fransızca bağırıyorlardı.

Tom e Mary si stavano urlando a vicenda in francese.

Tom çocuklarına birbirlerine yardım etmelerini söyledi.

- Tom ha detto ai suoi figli di aiutarsi a vicenda.
- Tom disse ai suoi figli di aiutarsi a vicenda.
- Tom ha detto alle sue figlie di aiutarsi a vicenda.
- Tom disse alle sue figlie di aiutarsi a vicenda.

Tom ve Mary birbirlerine deli oluyor.

Tom e Mary sono pazzi l'uno per l'altro.

Bu iki erkek kardeş birbirlerine benzerler.

Quei due fratelli si assomigliano.

Tom ve Mary birbirlerine âşık oldu.

- Tom e Mary si innamorarono l'un l'altro.
- Tom e Mary si sono innamorati l'un l'altro.

Tom ve Mary birbirlerine yardım etmedi.

- Tom e Mary non si sono aiutati a vicenda.
- Tom e Mary non si aiutarono a vicenda.

Ahtapotlar kavgaya başlamak için birbirlerine doğru yaklaştıklarında,

Quando i polpi si avvicinano per iniziare il combattimento

Tom ve Mary birbirlerine her şeyi söylerler.

Tom e Mary si dicono tutto.

Tom ve Mary birbirlerine baktı ve gülümsedi.

- Tom e Mary si guardarono e sorrisero.
- Tom e Mary si sono guardati e hanno sorriso.

Tom ve Mary sık sık birbirlerine yardım eder.

Tom e Maria spesso si aiutano a vicenda.

Arkadaşlar her zaman birbirlerine yardım etmek için hazırlıklıdırlar.

Gli amici sono sempre preparato per aiutarsi a vicenda.

Tom ile Mary çırılçıplak bir şekilde birbirlerine sarılıyorlar.

Tom e Mary si abbracciano come mamma li ha fatti.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

Şirketler birbirlerine göre farklılıklar gösterir, ve her bir problemin değerlendirilmesi yeniliklere açık ve esnek bir yaklaşıma sahip olmayı gerektirir.

Ogni azienda è diversa e ogni problema deve essere esaminato con un approccio aperto e flessibile.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve kardeşlik ruhu içinde birbirlerine karşı hareket etmelidirler.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.

Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.

Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza.