Translation of "Birbirlerine" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Birbirlerine" in a sentence and their portuguese translations:

Birbirlerine yazdılar.

Eles se escreviam.

Birbirlerine bakıyorlar.

- Eles estão se encarando.
- Elas estão se encarando.

birbirlerine neler yaptığı

o que ele fez um ao outro

Hemen birbirlerine kenetleniyorlar

eles se juntam imediatamente

İkizler birbirlerine benziyorlar.

Os dois gêmeos são realmente parecidos.

Birbirlerine âşık olacaklar.

Eles vão se apaixonar um pelo outro.

Kızlar birbirlerine baktılar.

As meninas se entreolharam.

Çocuklar birbirlerine baktı.

Os meninos se entreolharam.

Arabalar birbirlerine çarptılar.

Os carros bateram um contra o outro.

Onlar birbirlerine gülümsedi.

Eles sorriram um para o outro.

Küçük aileler birbirlerine yaklaşır.

As famílias pequenas são mais unidas.

Kız kardeşler birbirlerine benziyorlar.

As irmãs se parecem.

Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.

Os amigos devem se ajudar mutuamente.

Onlar birbirlerine yardım ettiler.

- Eles se ajudam mutuamente.
- Elas se ajudam mutuamente.
- Eles se ajudaram.

Onlar birbirlerine yardımcı olurlar.

- Eles ajudam um ao outro.
- Elas ajudam uma a outra.
- Eles se ajudam.

Ödevde birbirlerine yardım ettiler.

Eles ajudaram um ao outro com o dever de casa.

Çocuklar birbirlerine kartopu attılar.

As crianças atiravam bolas de neve umas nas outras.

birbirlerine olan güveni konusunda ise

sobre confiar um no outro

birbirlerine tutunarak bir köprü yapıyoralar

eles fazem uma ponte segurando um ao outro

Tom ve Mary birbirlerine bakıyorlardı.

Tom e Mary estavam olhando um para o outro.

Tom ve Mary birbirlerine baktı.

Tom e Mary olhavam um para o outro.

Tom ve Mary birbirlerine güvenmiyor.

Tom e Maria não confiam um no outro.

Tom ve Mary birbirlerine rastladılar.

Tom e Mary se encontraram.

Adam ve karısı birbirlerine yardım etti.

O homem e a mulher dele se ajudavam.

Sahneler kesintisiz görünmesi için birbirlerine işlendi.

Eles são costurados para parecerem contínuos.

Tom ve Mary birbirlerine bakıp güldüler.

- O Tom e a Mary se entreolharam e riram.
- O Tom e a Mary olharam um para o outro e riram.

Tom ve Mary birbirlerine yakın duruyorlardı.

Tom e Mary estavam perto um do outro.

Tom ve Mary birbirlerine kum attılar.

Tom e Maria jogaram areia um no outro.

Baba ve oğul birbirlerine çok benzerler.

O pai e o filho são muito parecidos.

Bu iki erkek kardeş birbirlerine benzerler.

Estes dois irmãos lembram um ao outro.

Tom ve Mary birbirlerine âşık oldu.

Tom e Mary se apaixonaram.

Fadıl ve Leyla birbirlerine mesaj gönderdiler.

Fadil e Layla trocavam entre si mensagens de texto.

Tom ve Mary birbirlerine saygı duymaya başladılar.

Tom e Maria começaram a respeitar um ao outro.

Tom ve Mary birbirlerine gülümsemekten kendilerini alamadılar.

O Tom e a Mary não podiam deixar de sorrir um para o outro.

Tom ve Mary birbirlerine sırılsıklam âşık oldular.

Tom e Mary apaixonaram-se perdidamente.

Tom ve Mary birbirlerine baktı ve gülümsedi.

- O Tom e a Mary se entreolharam e sorriram.
- O Tom e a Mary olharam um para o outro e sorriram.
- Tom e Maria se entreolharam e sorriram.
- Tom e Maria olharam um ao outro e sorriram.

birbirlerine olan güveni ve diğer insanlara olan güveni

confiar um no outro e confiar em outras pessoas

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

- Todos os seres humanos nascem livres e iguais em dignidade e direitos. Eles são dotados de razão e consciência e devem agir com os outros com um espírito de fraternidade.
- Todos os homens são livres de nascimento e iguais em dignidade e direitos. Possuem razão e consciência e devem dirigir-se uns aos outros com espírito fraterno.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.

Todos os seres humanos nascem livres e iguais em dignidade e direitos. Eles são dotados de razão e consciência e devem agir com os outros com um espírito de fraternidade.

Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

Todos os seres humanos nascem livres e iguais em dignidade e direitos. Eles são dotados de razão e consciência e devem agir com os outros com um espírito de fraternidade.

Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.

Todos os seres humanos nascem livres e iguais em dignidade e direitos. Eles são dotados de razão e consciência e devem agir com os outros com um espírito de fraternidade.