Translation of "Öğrenciler" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Öğrenciler" in a sentence and their japanese translations:

Öğrenciler sıkıldı.

生徒たちは退屈している。

- Öğrenciler öğretmenlerine hayrandır.
- Öğrenciler öğretmenlerine hürmet eder.

生徒たちは大いに先生を尊敬して入る。

Öğrenciler gayretli olmalılar.

君たち学生は勤勉でなくてはならない。

Öğrenciler kahkahalara boğuldular.

学童たちはどっと笑った。

Öğrenciler otobüs bekliyorlardı.

学生達はバスを待ちながら立っていた。

Tüm öğrenciler Amerikalı.

学生はすべてアメリカ出身だ。

Öğrenciler sınıfta toplandı.

学生たちは教室に集まった。

Öğrenciler hamleti oynadı.

学生たちは「ハムレット」を演じた。

Tüm öğrenciler alkışladılar.

- その生徒たちは皆手をたたいた。
- 生徒たちが皆拍手しました。

Öğrenciler öğretmenlerini selamladı.

生徒達は先生におじぎをした。

Kütüphanede öğrenciler var.

図書館に学生がいる。

Bütün öğrenciler mevcut.

全ての生徒が出席している。

Öğrenciler arasında popülerdir.

彼は生徒に人気があります。

Bu öğrenciler Koreli.

この学生たちが韓国人だ。

Bütün öğrenciler eve gittiler.

生徒達はみんな家に帰りました。

Öğrenciler bir cevap veremedi.

生徒は答えられなかった。

Öğrenciler o şakayı seviyordu.

生徒たちはその冗談を大変面白がった。

Sınıfta bazı öğrenciler vardı.

教室には何人かの生徒がいました。

Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.

学生は読書の技能を磨くべきだ。

Tüm öğrenciler partiye katıldı.

学生はすべてパーティーに参加した。

Sadece öğrenciler kabul edilir.

学生に限り入場可。

Öğrenciler onu başkan seçtiler.

学生たちは彼女を議長に選んだ。

Öğrenciler birçok şiiri ezberledi.

学生たちは多くの詩を暗記した。

Öğrenciler sınav öncesi huzursuzdu.

学生たちは試験を前にして落ち着かなかった。

Öğrenciler otoriteye karşı ayaklandılar.

学生たちは権威に反抗した。

Öğrenciler planı saatlerce tartıştı.

学生たちは何時間もその計画について話し合った。

Neredeyse tüm öğrenciler sınıftaydı.

ほとんど全ての生徒が教室の中にいた。

Bütün öğrenciler mevcut değiller.

その生徒達が全員出席しているわけではない。

Öğrenciler hükümete karşı ayaklandılar.

その学生達は政府に対して反抗した。

Öğrenciler geç kalmamaya çalışmalıdır.

- 学生は遅刻しないように努めるべきだ。
- 学生は遅刻しないようにすべきだ。

Bütün öğrenciler oraya gitmedi.

全部の学生がそこへ行ったわけではない。

Bütün öğrenciler İngilizce çalışırlar.

その学生たちは全員英語を勉強しています。

Öğrenciler sırayla cevap verdi.

- 生徒たちは順番に答えを言った。
- 生徒たちは順に答えていった。

O, öğrenciler arasında popülerdir.

彼は生徒に人気があります。

Öğrenciler bu tuvaleti kullanmamalıdır.

生徒はこの便所を使ってはならない。

Öğrenciler öğretmenlerine karşı geldiler.

生徒たちは教師に反抗した。

Öğrenciler sınav için hazırlandı.

生徒たちは試験の準備をしました。

Bütün öğrenciler mevcut değildi.

すべての学生が出席したわけではなかった。

Öğrenciler öğretmenlerinin etkilerine açıktırlar.

学生達は教師の影響を受けやすい。

Bütün öğrenciler tatilleri severler.

生徒たちはみんな休日が好きだ。

Bütün öğrenciler sınavı geçti.

生徒は全員テストに合格しました。

İyi öğrenciler çok çalışır.

よい学生は一生懸命勉強する。

Kitaplar öğrenciler tarafından götürüldü.

本は生徒達に持ち去られた。

Öğrenciler öğretmenlerine itaat etmedi.

生徒たちは教師に反抗した。

Bütün öğrenciler toplantıya katılmadı.

すべての学生が会合に出席したわけではなかった。

Öğrenciler kütüphanedeki kitaplardan yararlanmalıdırlar.

学生は図書館の本を利用すべきだ。

Öğrenciler açıkça konuşmaktan korkarlar.

生徒たちは恐がって素直に意見を述べられない。

- Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.
- Bütün öğrenciler savaşa karşı protestoda bulundular.

- 学生は皆で戦争に抗議した。
- 学生はみんな戦争に抗議した。

Öğrenciler hep birlikte okumaya başladılar.

生徒たちは声をそろえて読み始めた。

Öğrenciler bugün uykulu gibi görünüyor.

生徒たちは今日は眠たいようである。

Öğrenciler dil ve kültürden bahsediyorlar.

生徒たちは言葉と文化についてはなします。

Bütün öğrenciler ona saygı duyuyor.

生徒たちは皆彼を尊敬している。

Öğrenciler yaz tatilini sabırsızlıkla bekliyorlar.

生徒たちは夏休みを楽しみにしている。

Bütün öğrenciler derhal konuşmaya başladı.

生徒たちはみんな同時にしゃべりだした。

Öğrenciler öğretmenlerine karşı saygılı değildiler.

生徒たちは、その先生に敬意を示さなかった。

Öğrenciler mutlu ama öğretmenler değil.

- 生徒達はうれしいけど先生方はそうではありません。
- 生徒達は喜んでいるが、先生達は違う。

Öğrenciler sınav için hazırlanmakla meşgul.

学生達は試験勉強で忙しい。

Öğrenciler şimdi bir tatile giriyorlar.

- 学生達は今休憩時間中だ。
- 学生たちは今休憩時間中です。
- 学生たちは今休憩時間です。

Öğrenciler İngilizcede iyi ilerleme yapıyorlar.

学生達は英語の力を伸ばしている。

Öğrenciler, ders süresince sessiz olmalıdır.

学生は授業中、静かにしていなければならない。

Tüm öğrenciler plana karşı değildir.

学生の全員が計画に反対しているわけではない。

Öğrenciler araştırmada profesöre yardımcı oldular.

学生たちは教授の調査の助手を務めた。

Öğrenciler dönem ödevlerini teslim ettiler.

学生たちは期末レポートを提出した。

Öğrenciler yaz tatilini iple çekiyorlar.

学生たちはみんな夏休みを楽しみに待っていた。

Bazı öğrenciler okula geç kaldılar.

学校に遅れた学生もいた。

Yatılı öğrenciler şimdi uzakta tatilde.

下宿生たちは今休暇で不在です。

Neredeyse tüm öğrenciler onu biliyor.

ほとんどすべての学生はそのことを知っている。

Tenis öğrenciler arasında çok popülerdir.

テニスは学生の間で大変人気がある。

Öğrenciler aynı hataları yapmaya eğilimlidir.

その学生たちは同じ間違いを犯しがちだ。

O, öğrenciler arasında çok popülerdir.

彼女は学生の間でたいへん人気がある。

Onun çevresindeki öğrenciler testten bahsediyordu.

彼女の近くの学生たちはテストについて話していた。

Öğrenciler neredeyse bütün gece koşturdu.

学生は一晩中さわぎまくった。

Öğrenciler onu başkan olarak seçti.

学生たちは彼女を議長に選んだ。

Tüm öğrenciler İngilizce öğrenimi görüyorlar.

すべての学生が英語を勉強している。

Öğretmenleri girdiğinde öğrenciler ayağa kalkar.

生徒達は先生が入って来ると起立する。

Öğrenciler birbiri ardına sorular sordu.

生徒たちは次々と質問した。

Öğretmen ve öğrenciler sanat müzesindeler.

先生と生徒達は美術館にいる。

Banliyölü öğrenciler okula otobüsle gelmektedir.

郊外から通う学生はバスで通学している。

Okul bahçesinde bazı öğrenciler var.

校庭に何人かの生徒がいます。

Öğrenciler haksız sınavı protesto ettiler.

学生たちはアンフェアな筆記試験に抗議した。

Öğrenciler oyuna çok zaman harcarlar.

学生は多くの時間を遊びに費やす。

Okuldaki tüm öğrenciler beni tanır.

学校で全ての学生は僕を知っています。

Öğrenciler yaklaşan geziye can atıyor.

児童たちは、もうすぐやって来る遠足を楽しみにしている。

Öğrenciler onun hayatını mutlu etti.

生徒たちは、彼女の人生を幸福にした。

Bu kurallar öğrenciler tarafından incelenmeli.

これらの規則を、学生は守るべきである。

Bu kitap öğrenciler arasında popüler.

この本は学生に愛読されている。

Öğrenciler derslere düzenli olarak katılmalıdırlar.

きちんと授業に出席すること。

Amerikalı öğrenciler matematikte yetersiz kalıyor.

アメリカの学生は数学で遅れをとっている。

Sınıfımdaki bütün öğrenciler arkadaş canlısı.

私のクラスの生徒はみんな仲良しです。

Neredeyse tüm öğrenciler İngilizceden hoşlanıyor.

学生のほとんど全員英語が好きだ。

Öğrenciler onun konuşmasını hevesle dinlediler.

彼の話の間生徒は熱心に聞いていた。

- Öğrenciler final sınavını çok kolay buldu.
- Öğrenciler için final sınavı çocuk oyuncağıydı.

生徒達は最終試験は簡単だと思った。

Öğrenciler aynı zamanda geçerliliği oldukça kanıtlanmış

また 生徒には感情を

Öğrenciler okul festivali için hazırlanmakla meşguldü.

生徒達は学園祭の準備をするのに忙しかった。

Öğrenciler hikayenin çok zor olduğunu söyledi.

生徒たちは物語が難しすぎると言った。

Bu hafta öğrenciler öğretmenler odasına girmemeli.

生徒たちは今週職員室に入ってはいけません。

Öğrenciler yeni İngilizce öğretmenlerini çok seviyor.

生徒たちはその新しい英語の先生にあこがれている。

Öğrenciler, yeni hükümete karşı gösteri düzenlediler.

学生達は新政府反対のデモをした。

Bütün öğrenciler onu temsilcileri olarak tanıdılar.

学生全員が彼女を自分達の代表と認めた。