Translation of "Kültürel" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Kültürel" in a sentence and their japanese translations:

Kültürel hoşgörü, kültürel güvenlik,

異文化間寛容、文化的安全性

Bu yolla, kültürel kimlik

こうして文化的アイデンティティは

Ayrıca kültürel bir sorun var.

さらに文化の問題で

Kültürel düşüncenin temeli merak duygusudur.

好奇心は 文化的姿勢の始まりです

Kültürel törenler ve benzeri şeyler.

文化的な儀式なども 目にします

Kültürel görecelikle ne demek istiyorsun?

「文化相対主義」とはどういう意味ですか。

Kültürel miras gelecek nesillere aktarılır.

文化遺産は後世に伝えられる。

Kendini birçok kültürel etkinliklere adadı.

彼は多くの文化活動に専念した。

Firmamız farklı kültürel etkinlikleri destekler.

私が働いている会社は、いくつかの文化事業を後援しています。

Bu ülke kültürel açıdan gelişmiş

その国は文化が進んだ。

Okinawa, Japonya'dan kültürel olarak farklıdır.

沖縄は他の日本と文化的に異なる。

Kültürel eleştirmen ve müzik gazetecisi Touré

文化評論家で音楽ジャーナリストのトゥーレは

Kültürel binalar bir merak duygusu uyandırmalıydılar.

人々の好奇心を 掻き立てるべきであること

Kültürel bir bina yapmanın yolu budur.

それが文化施設を作り上げる基本です

Biz problemi kültürel farklılıklar ışığında düşünmek zorundayız.

我々は文化の違いを考慮してその問題を考えなくてはいけない。

Bir taşı hayata geçirmek için gerçekleştirilen kültürel ritüel.

石に命を吹き込む 文化的儀式のほうだったのです

Ailenin kültürel geçmişini göz önüne almak çok önemlidir.

その家族の文化的背景を考察することが非常に重要である。

Hiçbir kültürel geçmiş, sanatı anlamak için gerekli değildir.

芸術を理解するのに文化的背景は必要ではない。

Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.

地球人の一人として、私は文化の壁を越える方法を知っています。

Bu müze Kelt dönemi kültürel eserlerinin muhteşem bir koleksiyonuna sahiptir.

その博物館にはケルト時代の文化遺産のすばらしいコレクションがある。

Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.

一国で生産され消費される紙の量は、その国の文化水準と密接な関係がある。

İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.

両国間の文化交流が進むにしたがって、相互理解も一段と深まっていった。