Translation of "Idare" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Idare" in a sentence and their japanese translations:

O, şirketimi idare eder.

彼はわが社と取引をしている。

Aleti ustalıkla idare etti.

彼はその道具を上手に扱った。

Tom'u idare etmek zor.

トムは扱いにくいやつだ。

Kendi başıma idare edeceğim.

一人でも大丈夫さ。

O atları iyi idare eder.

彼は馬の扱いがうまい。

Küçük bir gelirle idare etmeliyim.

僕は少ない収入でなんとかやっていかなければならない。

Onu idare edebileceğini düşünüyor musun?

自分の手に負えると思う?

Bu makineyi idare etmek kolaydır.

この機械は扱いやすい。

O yüzbaşı, birliklerini iyi idare eder.

その大尉はうまく部隊を指揮している。

Çocuğu idare etmekte büyük zorluk çekiyorum.

その子にはほとほと手を焼いている。

- Bu işe yarar.
- Şimdilik idare eder.

これでもいいや。

Bu da kış boyunca onları idare eder.

これで冬の間も 持ちこたえられる

Ve bu gece boyunca sizi idare edecektir.

これなら夜も越せるよ

O kaynağı idare eden belli bir topluluk

そしてその資源を管理する 特定のコミュニティ

Okulu yeni bir okul müdür idare etmektedir.

新しい校長が学校を管理運営している。

O sık sık günlerce yiyeceksiz idare eder.

彼は何日も何も食べないでいることがよくある。

O günlerce yiyeceksiz idare etmek zorunda kaldı.

彼は何日も何も食べずに過ごさねばならなかった。

Şekerimiz çok az, onsuz idare etmek zorundayız.

砂糖なしでうまくすまさなくてはなりません。きらしているのです。

Öylesine büyük bir malikhâneyi nasıl idare edeceğimi bilmiyorum.

その大きな土地をどう管理してよいか私にはわからない。

- O ağır, ama başedebilirim.
- Ağır ama idare ederim.

重いけど、何とか運べます。

Bırak bir ulusu, o kendi ailesini idare edemez.

彼は自分の家族すら取りしきれないのに、まして一国を治めるなんて!

Kızımı nasıl idare edeceğim hakkında bir fikrim yok.

私は娘をどう扱ったらよいのか全然わからない。

Çiftlik balıkları vahşi olanlardan daha ucuzdur ve tadı idare eder.

養殖の魚は天然物より安くて、味もまあまあだ。

Davout'un birliklerini ustaca idare etmesi, Üçüncü Kolordu'nun Prusya saldırısını püskürtmesini sağladı.

ダヴーの部隊の巧みな取り扱いにより、第3軍団はプロイセンの猛攻撃を撃退することができました。

O sadece evi idare etmez fakat aynı zamanda okulda ders verir.

彼女は家事を切り盛りするだけでなく学校の先生もしている。

Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.

新しいバイクは買えないのでこの古いやつでなんとか間に合わせなくてはならないだろう。

- Birbirine zıt iki şeyi aynı anda idare edemezsin.
- Birini seç, ikisi birden olmaz.
- Hem o hem bu olmaz, birini seç.

両天びんにかけようたってそうはいきませんよ。