Translation of "Hikâye" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Hikâye" in a sentence and their japanese translations:

Anlatmamız gereken hikâye

私たちが語るべき物語とは

Küçük bir hikâye:

ちょっとした話があります

Hikâye doğru görünüyor.

その話は本当らしい。

Size bir hikâye anlatayım.

あるお話をしましょう

Mimari hikâye anlatma sanatıdır.

建築とは物語を語る芸術です

Ne üzücü bir hikâye!

なんと悲しい話でしょう。

Ama bu başka bir hikâye.

それは さておき―

Ama geceler... ...ayrı bir hikâye.

‎しかし夜は‎― ‎別世界になる

Bu ne üzücü bir hikâye!

これはなんと悲しい話だろう。

Ve yüceltmekten çok hikâye anlatımıyla ilgiliydi.

何かを美化するよりも 物語ることの方が多かったんです

O bana nasıl hikâye oluşturulacağını öğretti

物語を創ることについて学べはしましたが

Hayat tecrübelerinden bir hikâye paylaşmalarını söyleyin.

みんなに 物語を話してもらうよう 頼むのです

Bu bir hikâye ise doğru mu?

その話は本当だろうか?

Bu hikâye de politik spektrumu yansıttı.

この物語もまた 幅広い政治思想の層から共感を得ました

Ve doğru söylediğimiz takdirde bu hikâye,

そしてそのような物語は 正しく語ることができれば

Sonra hikâye farklı bir yol aldı

しかし状況が変わりました

Sizinle burada bir hikâye paylaşmak istiyorum.

例をひとつあげましょう

Hikâye, özellikle zihinsel engelli insanlar iyidir,

知的障がい者は 「善」だとする物語です

- Hikâye doğru görünüyor.
- Hikaye gerçek görünüyor.

その話は本当らしい。

Ve yüzde 65'ini hikâye anlatmaya ayırırlar.

物語が65%を占めている理由です

Bir hikâye gerçek değildir çünkü doğru olmayabilir.

体験談は事実とは言えません 真実では無いかもしれないからです

Benim için, hikâye Polyannacılık oynamakla ilgili değil

このお話は 物事の良い側面を見よう という話でもなければ

Yer farklı ama maalesef hikâye aynı eski hikâyeydi.

国が変わっても 残念ながら 同じような状況でした

Bundan dolayı tarihteki en etkili kitaplar hikâye serileri

だから歴史に残る影響力のある本は みなシリーズものの物語であり

Eğer günümüzün mücadelesi hakkında bir hikâye anlatmak istesem

例えば 現代社会での葛藤について 伝えたい場合

Hikâye oluşturmak için biraz daha fazla detaya ihtiyacımız var.

物語を創るにはちょっとだけ ディテールがあればよいのです

Tek başına diyetin işe yaramadığı binlerce başka hikâye olabilir

食事療法で病状が回復しなかった人も 何千人といるでしょうが

Fark ettim ki hikâye olduğu için bunun anlatılması gerek

その話を知ったら これはきちんと語るべきだと思いました

Kulübenin içinde yaşayan insanların kimliği hakkında bir hikâye anlatır.

その小屋に住む人たちの アイデンティティーを語っています

Size, az önce söylediğim her şey hakkında bir hikâye anlatacağım.

これまで述べてきたことを エピソードでお話しします

Ama tek bir hikâye, büyük ölçekli bir veri tarafından desteklenmiyorsa

でもたった1件の体験談は それを支持する大量のデータが無い限り

Bu hikâye bana çok uzun zaman önce yaşadığım bir tecrübeyi hatırlatıyor.

その話はずっと昔の経験を思い出させてくれる。