Translation of "Geleceğine" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Geleceğine" in a sentence and their japanese translations:

Geleceğine memnun oldum.

あなたが来られるのでうれしい。

- Geleceğine yormuştum.
- Geleceksin sanmıştım.

わたしはあなたが来るものと考えていた。

Onun yarın geleceğine inanıyorum.

彼は明日来ると思います。

Trenin zamanında geleceğine inanıyordu.

電車は時間通りに来るものだと彼は考えていた。

Senin geleceğine ilgisiz kalamam.

私は君の将来について無関心でおれない。

Onların zamanında geleceğine inanabilirsin.

あの人達はきっと時間通りに来ますよ。

Tom'un geleceğine emin misin?

本当にトムは来るの?

Polislerin seni görmezden geleceğine inanıyorum.

- 警察は君の事を無視すると思うよ。
- 警官は君のことを無視すると思うよ。

Onun geleceğine kesin gözüyle bakıyordum.

私は当然彼女は来るだろうと思っていた。

Partime geleceğine kesin gözüyle baktım.

君は勿論パーティーにくることと私は思っていた。

Senin bizimle geleceğine kesin gözüyle baktım.

てっきりあなたが我々といっしょに来られるものと思っていました。

O, bana geleceğine dair söz verdi.

彼女は私に来ると約束したよ。

Tek başına geleceğine dair fikrim var.

私はかれが一人で来ると思ったんです。

O, bana dörtte geleceğine söz verdi.

- 彼は4時に行くと私に約束した。
- 彼は4時に来ると私と約束した。

- Ne zaman geleceğine karar verdiğin zaman, bana bildir.
- Ne zaman geleceğine karar verdiğin zaman, bileyim.

いつ来るか決まったら教えて。

Yakında geri geleceğine dair bana söz verdi.

彼はすぐにここに戻ると私に約束した。

Onun geleceğine dair bir umut var mı?

彼が来る見込みはありますか。

Onun bizim düğünümüze geleceğine olmuş gözüyle bakıyorum.

彼女は当然私たちの結婚式にくるものと思っていた。

Onun bugün geleceğine dair bir fikrim var.

彼女は今日来るような気がする。

Onun bugün geleceğine dair bir hissim var.

- 彼女は今日来るような気がする。
- 今日彼女が来るような気がする。

Onun geleceğine dair bir ihtimal var mı?

彼が来る見込みはありますか。

O saat üçte geleceğine bana söz verdi.

彼女は3時に来ると私に約束した。

Biz onun bizimle geleceğine kesin gözüyle baktık.

私たちは彼が突然、私たちに同行すると思っていた。

Onun bugün geleceğine dair içimde bir his var.

彼女は今日来るような気がする。

Onun zamanında geleceğine dair küçük bir umut var.

彼女が時間どおりにやってくる望みはほとんどない。

O bana saat beşte buraya geleceğine söz verdi.

彼は5時にここに来ると約束した。

Neredeyse süper ötesi geleceğine peleriniyle uçarak süzülen bir kahraman.

マントをまとって ヒーローみたいに 将来へ飛んでいくイメージです

Onun çok yakında geleceğine dair küçük bir umut yok.

彼女がすぐに良くなる見込みはほとんどない。

O, bana en geç beşe kadar geleceğine söz verdi.

彼は遅くても5時までには来ると、私に約束した。