Translation of "Geçiyor" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Geçiyor" in a sentence and their japanese translations:

Unutmayın, zaman geçiyor.

時間はないぞ

Yıllar çabucak geçiyor.

年月が過ぎるのは早い。

Zaman boşa geçiyor.

時間がもったいない。

Zaman çabucak geçiyor.

時はすぐたってしまう。

Nehir kasabadan geçiyor.

川が町の中を流れている。

Gününüz güzel geçiyor mu?

良い日を過ごしていますか?

Nehir vadinin içinden geçiyor.

その谷間には川が流れている。

Saat onu yirmi geçiyor.

10時20分過ぎだ。

O, şimdi caddeyi geçiyor.

彼は今道を横切っているところだ。

Yüzmede onların hepsini geçiyor.

彼女は水泳では彼ら全員より優れている。

Saat dokuzu çeyrek geçiyor.

9時15分です。

Zaman çok hızlı geçiyor.

時がどんどんたってゆく。

Tom dalga mı geçiyor?

トムはからかってるの?

Benimle dalga geçiyor olmalısın!

なんでやねん!

Uyuma zamanın geldi de geçiyor.

- もう寝る時間だぞ。
- そろそろ寝る時間だぞ。
- そろそろ床についてもいいころだ。

Vedalaşmamızın zamanı geldi de geçiyor.

そろそろ別れを告げてもいいころだ。

Saat sabah dokuzu çeyrek geçiyor.

今は朝の9時15分だよ。

Neredeyse yatma zamanı geldide geçiyor.

- そろそろ寝る時刻だ。
- そろそろ寝る時間だ。

O sadece seninle dalga geçiyor.

ただ君をからかっているだけだ。

Bir araba geçiyor. Onu kaçırmak istemem!

車が来た 逃すな

Iyi bir tartışma ortamı yaratmaktan geçiyor.

良い議論を喚起することです

Kaçamayan çevik istilacı tekrar atağa geçiyor.

逃げられない侵入者は 再び襲います

Gitmenin zamanı geldi de geçiyor bile.

- 君はもうとっくに出発していなければならない時間だ。
- もうとっくに出掛ける時間だよ。

Eve gitmemizin zamanı geldi de,geçiyor.

もう帰宅すべき時間だ。

Berbere gitmenin zamanı geldi de geçiyor.

- もう散髪屋さんに、行ってもいい頃です。
- もうそろそろ髪を切っても良いころだ。

Zaman çok çabuk geçiyor, değil mi?

時のたつのってはやいものですね。

Çocukların yatma zamanı geldi de geçiyor.

- 子供達はもう寝るべき時間だ。
- もう子どもは寝てもよい時間だ。

En çok kim aklımdan geçiyor biliyor musunuz?

私がいつも考えているのは 誰だと思いますか?

Sonra anne ikinci kez kırmızı ışıkta geçiyor,

しかし おばあさんは2つ目の赤信号も 無視して突っ切ります

Sen eğleniyorken zaman uçarak geçiyor gibi görünüyor.

楽しい時って、あっと言う間に時間過ぎちゃうんだよね。

Gerçekle yüzleşmenin zamanı geldi de geçiyor bile.

そろそろ現実を直視していい頃だ。

Burayı terk etmemin zamanı geldi de geçiyor.

そろそろお暇します。

Japon ekonomisi büyük bir stres döneminden geçiyor.

日本経済では、大きなひずみが進行しつつある。

- Saat dokuzu çeyrek geçiyor.
- Saat dokuz çeyrek.

9時15分です。

Saç tıraşı olmanın zamanı geldi de geçiyor.

もうそろそろ髪を切っても良いころだ。

Neredeyse evlenmenin zamanı geldi de geçiyor bile.

- 君もそろそろ結婚してもいい年頃だね。
- あなたもそろそろ結婚してもいい頃ですよ。
- あなたは結婚してもよいころだ。

Buraya geldim geleli, hayat çok monoton geçiyor.

ここに来て以来、生活は単調そのものだ。

Benim yıllık gelirim beş milyona yeni geçiyor.

私の年収は500万円を超している。

Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.

かかわってくる問題は経済学の領域をはるかに越えている。

Yoksa balıklar oraya gelmez. Bakın, bir tane geçiyor.

さもないと魚が来ない 来たぞ

özgün, tartışmaya yer açan bir amaç benimsemekten geçiyor.

議論の余地がある 特別な目的を 持たせることです

"Ara sıra onu boşamayı düşünüyorum." "Dalga geçiyor olmalısın!"

- 「時々、彼と離婚しようと思うの」「冗談だろう!」
- 「時々、彼との離婚を考えることがあるの。」「冗談言わないでよ!」

Fakat insanlar yanımdan hızla geçiyor ve görmemiş gibi yapıyordu.

でも 周りの人は見ないフリをして 急ぎ足で通り過ぎて行きました

Saçını kestirmenin zamanı geldi de geçiyor bile, o çok fazla uzadı.

もう髪を切ってもらってもいい時ですよ。大分伸び過ぎていますよ。

- Zaman çabuk geçiyor.
- Zaman uçar.
- Zaman su gibi akıp gidiyor.
- Zaman geçip gidiyor.

- 時早く過ぎる。
- 時は飛ぶように過ぎる。
- 時のたつのは早いものだ。