Translation of "Hepsini" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Hepsini" in a sentence and their japanese translations:

Kıvrımları, selülitleri, hepsini!

ぜい肉も体の丸みも セルライトも全部

Sütünün hepsini bitir.

ミルクを全部飲んでしまいなさい。

Onların hepsini tanıyorum.

私は彼らの全部を知っている。

Soruların hepsini cevaplayamadım.

私はすべての質問に答えられたわけではない。

Yapabileceğimin hepsini yaptım.

私はできることはすべてやった。

Onların hepsini sevmiyorum.

みんな嫌い。

Onların hepsini tanımıyorum.

- 私は彼らを全部知っているわけではない。
- 私は彼らを皆知っているわけではない。

Hepsini bana bırak.

俺に任せろ。

Onların hepsini kazanamazsın.

いつもうまくいくとは限りませんよ。

Hepsini nefesinizle dışarı atıyorsunuz,

すべて吐き出しましょう

Ve bu saydıklarımın hepsini

私のIDと同様のeIDカードを使って

Ben hepsini size borçluyum.

すべて君のおかげだ。

Şarabın hepsini içtiğine şaşırdım.

彼女がワインをからにしたのにはたまげた。

Pirinç kekinin hepsini yemedi.

彼は餅をすっかり食べたわけではない。

O onun hepsini yedi.

- 彼はそれをみんな食べた。
- 彼は全部平らげた。

O, elmanın hepsini yedi.

彼はそのりんごを全部食べた。

Yüzmede onların hepsini geçiyor.

彼女は水泳では彼ら全員より優れている。

Ben onların hepsini sevmiyorum.

みんな嫌い。

Bu kitapların hepsini okumadım.

私はこれらの本を全部読んだわけではない。

Ben onların hepsini seviyorum.

彼らがみんな好きだ。

Onun romanlarının hepsini okumadım.

私は彼の小説を全部読んだわけではない。

Bunların hepsini almak istiyorum.

これ全部買いたい。

Betty onların hepsini öldürdü.

ベティは彼ら全員殺した。

Bu türkülerin hepsini sevmiyorum.

私はこれらのフォークソングすべてが好きというわけではない。

Kelimelerin hepsini ezbere öğrenemeyeceğiz.

私たちはそれらの単語を全て暗記できるとは限らない。

Hepsini kendin mi yaptın?

それは自分自身で作ったんですか?

- Aylığını alır almaz, onun hepsini harcadı.
- Maaşını aldığı gibi hepsini harcadı.

彼女は給料をもらうとすぐに使い切ってしまった。

Sizden bunların hepsini unutmanızı istiyorum.

そういうのは 全て忘れてください

Ve konuşmam boyunca hepsini dağıttım.

トーク全体に 種を蒔いたんです

O, onun hepsini kendi yaptı.

彼女はまったく自分ひとりでそれをした。

Bizim takım oyunlarının hepsini kaybetti.

我がチームは全敗を喫した。

Onun hepsini kendin mi yiyeceksin?

それ全部一人で食べるつもり?

Hepsini kendin mi yemeyi planlıyorsun?

それ全部一人で食べるつもり?

Patentlerin hepsini çerçeveletip evin duvarlarına astık.

家の壁には 額に入れた特許証が飾られています

Ve hepsini bir gülümse ile bitiren

最後は笑顔で締めくくり

KS: Bunların hepsini kendi başına yaptın.

(司会者)自分で全て演奏したんですね

Bir soyguncu onun parasının hepsini soydu.

泥棒が彼から有り金全部を奪った。

Onun hepsini kendin mi yemeyi planlıyorsun?

それ全部一人で食べるつもり?

Onun hepsini kendiniz mi yemeyi planladınız?

それ全部一人で食べるつもり?

Kredi kartlarımdan biri hariç hepsini parçaladım.

一つだけ残して全部のクレジットカードを止めた。

"Pastam nerede?" "Üzgünüm, hepsini ben yedim."

「僕のケーキは?」「ごめん、全部食べちゃった」

CA: Yani uyandın ve hepsini internette okudun.

(クリス)では朝起きて ニュースで知るといったような?

Gökyüzünde birçok yıldız var onların hepsini sayamam.

空には星がたくさんでていてとても数え切れない。

Onların hepsini büyük bir çantaya koyar mısın?

全部の品を1個の大きい袋にいれてもらえますか。

Mary kedinin sütün hepsini içip içmediğini sordu.

猫はミルクを全部飲んでしまったの、とメアリーはたずねました。

Köpek balığı, kemikleri, kuyruğu ve hepsini yedi.

犬はその魚を骨も尾も全部食べた。

Sadece verilmiş 30 dakikada, soruların hepsini cevaplayamazdık.

30分しかなかったので、私達はすべての問題には答えられなかった。

Bunun hepsini içmemin bir sakıncası var mı?

これ全部飲んじゃってもいい?

Bu işlerin hepsini bir defada yapmaya çalışma.

- これらのことを一度にしようとするな。
- こういうことは一度に全部やろうとしちゃ駄目だよ。

Onun hepsini yemeği ciddi olarak düşünüyor musun?

- 本気であれを全部たいらげるつもりですか?
- 本気であれを全部食べるつもりですか?

2.000 tane vantuzu var ve hepsini bağımsız kullanıyor.

‎2000個の吸盤を ‎別々に動かせる

Bu hepsini bir kerede yapman gereken bir iş türü.

こういう仕事はいっきにやった方がいいんだよ。

Bir aile birini bir makinede yaşatmak için parasının hepsini harcamamalı.

機械によって人を生かしておくために、家族がすべてのお金をつぎ込むべきではありません。

- Bir torba patates kızartmasının hepsini yememeliydim.
- Patates çipsinin tüm torbasını yememeliydim.

- ポテトチップスをまるまる一袋食べるんじゃなかった。
- ポテチ一袋全部食べるんじゃなかった。

Bu yıl yine birkaç tehlikeli mal buldum bu yüzden onların hepsini burada tanıtacağım.

今年もいくつか怪しいグッズを見つけたので、それらをまとめて紹介しよう。

- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.

デビッドはとてもガールフレンドが多いので、名前を全部覚えられない。

- Masaya bir miktar kurabiye koydum ve çocuklar onların hepsini silip süpürdüler.
- Masaya bir miktar kurabiye koydum ve çocuklar onları hemen yediler.

テーブルにクッキーを置いていたら、子供たちがあっという間に食べつくしてしまった。