Translation of "çabucak" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "çabucak" in a sentence and their japanese translations:

Çabucak!

早く!

Çabucak bitirelim.

急いで終わりにしよう。

Çabucak hazırlanmalısın.

- あなたは急いで準備をしなければならない。
- さっさと準備しなさい。

Çabucak hazırlanın.

早く用意して。

çabucak büyümeye çalışıyor.

明らかに急激に成長しようとしています

O çabucak giyindi.

彼女は服をさっと着た。

Bluzu çabucak yıkadı.

彼女はそのブラウスをすばやく洗った。

O, çabucak iyileşiyor.

彼は目に見えて快方に向っている。

Onu çabucak yedi.

彼はたちまちそれを平らげた。

Doktoru çabucak geldi.

彼の主治医は全速力でやって来た。

Çabucak eve git.

- 早く帰宅しろ。
- 早く家に帰りなさい。

Yıllar çabucak geçiyor.

年月が過ぎるのは早い。

Onu çabucak yapın.

さっさとやりなさい。

Moda çabucak değişir.

流行はすぐ変わります。

İşinizi çabucak yapın.

仕事は素早くしなさい。

Çabucak buraya gel.

速くここに来なさい。

Zaman çabucak geçiyor.

時はすぐたってしまう。

Çabucak ona yazmalısın.

- すぐに彼に手紙を書かないといけないよ。
- すぐに手紙をかかなきゃいけないよ。

Ona çabucak alışacaksın.

すぐに慣れるわ。

Çocuk çabucak öğreniyor.

この子は物覚えが早い。

Kalabalıkta çabucak kayboldu.

彼は人混みに素早く姿を消した。

O, çabucak giyindi.

彼女はすばやく服を着た。

- Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
- Çabucak bu resmi tamamlayalım.

さっさとこの絵を仕上げよう。

Çabucak bir şeyler yiyelim.

急いで何か食べましょう。

Biz çabucak toplantıyı bitirdik.

会合をすぐにきりあげた。

Mary çabucak hastaneye gitti.

メアリーは病院に急いだ。

Posterler çabucak duvarlardan söküldü.

ポスターは即刻壁から撤去された。

Teklifimi çabucak kabul etti.

彼女は進んで私の提案に賛成した。

O, çabucak odadan çıktı.

彼はすばやく部屋を出ていった。

O ayakkabılarımı çabucak fırçaladı.

彼女は私の靴にさっとブラシをかけてくれた。

O, çabucak mektubu açtı.

すばやく彼女はその手紙を開けた。

Ağabeyim ödevini çabucak bitirdi.

私の兄は宿題をさっさと済ませた。

Öğle yemeğimi çabucak bitirdim.

私は急いで昼食を終えた。

Ona yardım etmelisin, ve çabucak!

- 君は彼女を助けなければいけない。しかもすぐに。
- あなたは彼女を助けなければならない。しかもすぐにだ。

Çabucak karar vermezsen, fırsat kaybedilecek.

君が早く決断をしなければ好機を逃がすことになるよ。

Benim çocuklarım ayakkabılarını çabucak eskitiyorlar.

私の子供達はすぐに靴をすり減らす。

Hisse senedi değerleri çabucak düştü.

株価が急落した。

Mektubuma çabucak bir cevap yazdı.

彼は私の手紙にすぐさま返事を書いてくれた。

Yeni okuluma çabucak uyum sağladım.

私はすぐに新しい学校に溶け込んだ。

Ben vardığımda çabucak evden kaçtılar.

私が着くと彼らは急いで家から出て行った。

Oyalanma ve yemeğini çabucak bitir.

ふざけてないで早く食べてしまいなさい。

Ona raporu çabucak bitirmesini söyledim.

私は彼女に急いで報告書を書き終えるように言った。

İnsanları çabucak değerlendirmede iyi değilim.

私は人をみて直ぐ判断するのはあまりうまくない。

On yıl daha çabucak geçti.

さらに十年がまたたく間に過ぎて行った。

Başarısızlığa uğramış devrimler çabucak unutulur.

失敗した革命はすぐに忘れられる。

Ben çabucak öğle yemeği yedim.

- 私は急いで昼食をとった。
- 私は急いで昼食を食べた。

Gerekli tüm ürünleri çabucak al.

必要な物品を急いで購入しなさい。

- Öğle yemeğini çabucak bitirip alışverişe gitti.
- Öğle yemeğini çabucak bitirdi ve alışverişe gitti.

彼女はお昼をすませ、買い物に出かけた。

Yani bunu vücut ısımla çabucak ısıtabilirim.

自分の体温ですぐに 暖められる

Öğretmenimiz önemli noktaları çabucak gözden geçirdi.

先生はもう一度重要な箇所を要約した。

İlk treni yakalayabilmek için çabucak yürüdüm.

一番列車に間に合うように速く歩いた。

Sana çabucak cevap vermediğim için üzgünüm.

もっと早くに返事を出さなくてごめんなさい。

Eğer çabucak cevap verirsen aferin alırsın.

反応が早ければ点数が上がります。

Hayat sadece çabucak geçen bir rüya.

人生は、はかない夢にすぎない。

O, sessizce ve çabucak hareket edebilir.

彼は音もなくしかもすばやく動ける。

Kız kardeşim parti için çabucak giyindi.

姉は急いでパーティーの服に着替えた。

- Umarız çabucak iyileşirsiniz.
- Hızlı iyileşmenizi umuyoruz.

あなたが早くよくなるように祈っています。

Bu durumda burayı vücut ısımla çabucak ısıtabilirim.

自分の体温ですぐに 暖められる

Parayı çabucak gözden uzak bir yere koydu.

彼女は見えないところにすばやくお金を置いた。

Bir kibrit çaktı fakat onu çabucak söndürdü.

彼はマッチを擦ったが、すぐに消した。

Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk.

私たち、パパにインターホンで階下にすぐこれるかどうか尋ねたのよ。

Çabucak öğrendiğim ki pek fazla bir şey bilmiyoruz.

すぐに分かったことは 私たちは海をよく知らないということです

O, bloktaki yeni bir çocukla çabucak arkadaş oldu.

彼はその区画の新しい男の子とすぐ親しくなった。

Bir dakika öteye bak! Ben çabucak elbiselerimi değiştireceğim.

ちょっとあっち向いてて!ササっと着替えるから。

İlk başta sahne korkum vardı, ama çabucak atlattım.

最初、私は舞台であがってしまったが、すぐに立ち直った。

Ayrıca,bebeğim sekiz aylık,sağlıklı ve çabucak büyüyor.

我が家の赤ちゃんも8ヶ月になり元気いっぱいすくすくとそだっていますよ。

- Kalan işi çabucak bitirelim ve birkaç içki için dışarı gidelim.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.

さあ、残りの仕事をさくっと片づけて飲みに行こうぜ。

Çok şükür, oğlum yeni okulundaki yaşama çabucak uyum sağladı.

幸いなことに、息子は新しい学校での生活にすぐに慣れた。

Nedeni çabucak bulmalıyım, bu çöküntüden kurtulup Bay Tanizaki'nin beklentilerini karşılamalıyım.

早く原因を見つけて、スランプを治して谷崎主任の期待にこたえないと。

Sanırım bir yerli konuşur ile daha sık konuşsam, İngilizce yeteneklerim çabucak gelişir.

ネイティブともっと話したら、私の英語力はすぐに向上すると思う。

- Birlikte çalışarak bütün evi çabucak temizlediler.
- Birlikte çalışarak tüm evi vakit kaybetmeden temizlediler.

一緒に働いていたので彼らは家全体をすぐにきれいにした。

- Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- Pijamalı hasta yağız şoföre çabucak güvendi.

いろはにほへと ちりぬるを わかよたれそ つねならむ うゐのおくやま けふこえて あさきゆめみし ゑひもせすん

Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.

私は、かっこよく違った格好をするためには、ハワイのTシャツを着て緑のショートパンツをはくのが好きでしたが、すぐに白いシャツと黒のズボンを身につけるのに慣れました。