Translation of "Fazlasını" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Fazlasını" in a sentence and their japanese translations:

Bundan fazlasını yapamam.

もうこれ以上はできません。

Çok daha fazlasını istiyorum.

もっとたくさん欲しい。

Bundan daha fazlasını yapamam.

それ以上はできない。

Hem de 50 taneden fazlasını.

‎その数 50頭以上

O, çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırdı.

- 彼は背伸びをして失敗した。
- 彼はできもしないことに手を出した。

Beklenebilenden daha fazlasını teklif etti.

彼は期待以上のものを提供した。

Keyif, mutluluktan fazlasını hedeflemekten daha güzeldir.

幸せよりも喜びを目指す方が賢明です

Çevresindekilere geçici bir ilgiden fazlasını almaz."

ています。「彼は周囲の人々に一過性の関心を持っているだけです。」

Bu köprü on tondan fazlasını taşıyamaz.

この橋は重さ10トンしか支えられません。

Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.

私の祖母は私が欲しがる以上のものをくれた。

Sizce bu mahlukların daha fazlasını nerede buluruz?

生き物がいるのはどっちだ?

Aslında onlardan biraz daha fazlasını hak ediyorlardır.

他の人より少しだけ 価値があるという点です

Kentin daha fazlasını görmek için otobüsle gidelim.

もっと町を見るためにバスで行こう。

Bu otel 1,000 misafirden daha fazlasını barındırabilir.

このホテルは千人以上の客が収容できる。

Ve daha fazlasını keşfetmek için bir sürü fikrimiz.

さらに探るためのアイデアも 数多くあります

Benim arka bahçe on kişiden daha fazlasını barındırabilir.

家の裏庭なら10人以上入れるわよ。

Lütfen o hikayenin daha fazlasını duymama izin verme.

- もうこれ以上その話を聞かせないでください。
- もうこれ以上その話を私に聞かせないでください。

- Ondan daha fazlasını bekleyemezsin.
- Ondan daha fazla bekleyemezsin.

それ以上は望む方が無理ですよ。

Bugüne kadar dokuz ülkeden daha fazlasını ziyaret ettim.

私はこれまで10ヶ国以上の国を訪れている。

Evcil hayvanlar sadece bize eşlik etmekten daha fazlasını sunar.

ペットは私たちに親しみ以上のものを与えてくれる。

Ben bugüne kadar dokuz ülkeden fazla fazlasını ziyaret ettim.

私はこれまで10ヶ国以上の国を訪れている。

Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.

患者はまったく絶望だったので、医者はそれ以上しようがなかった。

Bu patates cipsi, size daha fazlasını istetecek kadar yeterince iyi.

このポテトチップおいしくて後を引くね。

Cümleler bize çok şey öğretebilirler ve kelimelerden çok daha fazlasını.

文はたくさんのことを教えてくれる。ただの単語よりずっと多く。

İnsanlar ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, her zaman daha fazlasını isterler.

人はどんなに金持ちでも、必ずもっと多くを望む。

O ne zaman alışverişe gitse, kendini gücünün yettiğinden daha fazlasını alarak bitirir.

彼女は買い物に出かけると、結局不相応な買い物をしてしまう。

Birinin beş dilden daha fazlasını akıcı olarak konuştuğunu iddia ettiğini duyduğumda şüphe ederim.

私は、5つ以上の言語を流暢に話せるという主張には、疑いを持ちます。

Birisi beş dilden daha fazlasını akıcı olarak konuşabildiğini iddia ettiğini duyduğumda tamamen inanmıyorum.

私は、5つ以上の言語を流暢に話せるという主張には、疑いを持ちます。

Umarım bu harcama raporu tüm ilişkili iş masraflarını içerir,çünkü bundan bir sent daha fazlasını ödemeyeceğim.

この見積もりは経費一切合切を含めたものでしょうね。これ以上はびた一文お金は出さないからね。

Onunla konuşmaya çalıştığımda, ben her zaman kekelemekten ya da aptalca bir şey yapmaktan daha fazlasını yapamayacak kadar kendimi çok utangaç buldum.

彼女に話しかけようとするとき、私はいつでもとても恥ずかしくて、口ごもるとか、何かばかげたことを言う以上のことはできなかった。