Translation of "Almaz" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Almaz" in a sentence and their japanese translations:

Tom ekmek almaz.

トムはパンは買わないよ。

Çoğumuz büyük riskler almaz;

一方で 私たちのほとんどは リスクを恐れ

Alır almaz parayı harcarım.

- 入るお金が右から左へと出てしまう。
- お金が入ると、すぐ使っちゃうんだよ。
- お金が入るそばから、すぐ使ってしまうんだ。

Bir sandalye almaz mısın?

座りませんか。

Bu otel köpekleri almaz.

このホテルは犬は受け入れない。

Biraz kek almaz mısınız?

ケーキを食べないかい?

Biraz çay almaz mısın?

お茶をいかがですか。

Biraz daha kahve almaz mısınız?

- もう少しコーヒーをいただけますか。
- もう少しコーヒーはいかがですか。
- コーヒーをもう少しいかがですか。

Cevap alır almaz, seni arayacağız.

僕たちに答えがわかったらすぐに電話するよ。

Bu oda çok güneş almaz.

- この部屋は採光が悪い。
- この部屋は日当たりが悪い。

Bu oda fazla güneş almaz.

この部屋はあまり日が当たらない。

Biraz daha çay almaz mısınız?

- お茶をもう少し御召し上がりになりませんか。
- もう少し紅茶をいかかですか?

İnanılmaz, akıl almaz derecede olasılık dışı.

しかし その可能性は非常に低いのです

Çevresindekilere geçici bir ilgiden fazlasını almaz."

ています。「彼は周囲の人々に一過性の関心を持っているだけです。」

Yani akıl almaz bir hayat bu.

‎驚異的な存在だ

Bir bardak daha süt almaz mısınız?

牛乳をもう一杯いかがですか。

Bir fincan daha kahve almaz mısınız?

もう一杯コーヒーはいかがですか。

Biletleri alır almaz onları sana göndereceğiz.

チケットが手に入ったらすぐに君のところに送ります。

Benimle birlikte biraz çay almaz mısın?

ご一緒にお茶を飲みませんか。

O, ilacı alır almaz onun ateşi düştü.

その薬を飲んですぐに彼の熱が下がった。

Doktor yoksullardan gelen herhangi bir hediyeyi almaz.

その医者は貧しい人からはどんな贈り物も受け取らなかった。

Eğer sözünü tutmazsan insanlar seni ciddiye almaz.

約束を守らないと、みんなから相手にされなくなるぞ。

O mektubu alır almaz New York'a gitti.

彼は手紙を受け取るとすぐにニューヨークへ行った。

O, mektubu alır almaz onu ikiye yırttı.

彼はその手紙を受け付けとるやいなや2つにさいてしまった。

Mektubu alır almaz cevap yazmaya özen gösteririm.

私は手紙をもらうと決まってすぐ返事を書くことにしている。

Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.

この部屋は日当たりが良くない。

Bu mektubu alır almaz bana cevap yaz.

この手紙を受け取ったらすぐに返事を下さい。

- Biraz meyve almaz mısın?
- Biraz meyve istemez misiniz?

果物を何かいかがですか。

O, çok meşgul olduğum gerçeğini asla dikkate almaz.

彼は僕がとても忙しいという事を全然考慮してくれない。

O, şeyleri asla ödünç almaz ya da vermez.

彼は決して物の貸し借りはしない。

Lütfen bu e-postayı alır almaz cevap ver.

このメールを見たらすぐに返信をください。

Bu çok güzel bir dondurma. Biraz almaz mısın?

これはとてもおいしいアイスクリームです。いかがですか。

Lütfen bu postayı alır almaz bana bir cevap gönder.

これを受け取ったらすぐに返信してください。

Çin klasikleri konusunda neredeyse hiçbir öğrenci tam not almaz.

漢文の試験で満点を取る生徒はほとんどいません。

Çok fazla kurabiye yaptım, bu yüzden biraz almaz mısın?

クッキー作りすぎちゃったから、ちょっともらってくれない?

Bir sınavı ilk bitiren öğrenci mutlaka en iyi notu almaz.

試験を最初にやり終える学生が必ずしも一番いい成績を取るわけではない。

Sınavı ilk bitiren öğrenci her zaman en iyi notu almaz.

最初に試験を終えた生徒が必ずしも一番良い成績を取るとは限らない。

Hangi yolu izlersen izle, şehre gidiş yirmi dakikadan fazla zamanını almaz.

どちらの道を行こうとも、町まで車で行けばせいぜい20分くらいでしょう。

- Aylığını alır almaz, onun hepsini harcadı.
- Maaşını aldığı gibi hepsini harcadı.

彼女は給料をもらうとすぐに使い切ってしまった。