Translation of "Keyif" in Japanese

0.266 sec.

Examples of using "Keyif" in a sentence and their japanese translations:

Onunla konuşurken keyif aldım.

彼女とのおしゃべりを楽しんだ。

TV izlemekten keyif aldık.

私たちはテレビを見て楽しんだ。

Keyif, insanın rahatlaması değildir, dağılmasıdır.

しかし喜びは 自分自身の 拡大でなく解体なのです

Biz oyunu izlerken keyif aldık.

- 私たちはその試合を見て楽しんだ。
- 我々は試合を見て楽しんだ。

Biz tenis oynamaktan keyif aldık.

- 私たちはテニスを楽しんだ。
- 私たちは、テニスをして楽しみました。
- 我々はテニスを楽しんだ。

Ben gerçekten ondan keyif aldım.

私は本当に楽しんだ。

Paskalya Törenini izlemekten keyif aldım.

私は復活祭のパレードを見て楽しんだ。

Keyif, mutluluktan fazlasını hedeflemekten daha güzeldir.

幸せよりも喜びを目指す方が賢明です

Sık sık sinemaya gitmekten keyif aldık.

私たちはよく映画に行って楽しんだものだ。

Tom partiden keyif alıyor gibi görünüyor.

トムはパーティーを楽しんでるようだね。

Bu kitaptan büyük bir keyif alacaksınız.

この本は非常に楽しく読める。

Bu kitap sana büyük keyif verecek.

この本はとても楽しく読めます。

Benim liderlik ettiğimi görmekten büyük keyif alan

マークは私の良さをいつも 最大限に引き出してくれる人です

Ve İyiliksevenlerdeki gönüllü işimden çok keyif aldım

サマリタンズでのボランティア活動を 楽しいと感じていました

çünkü Yahudilerin öldürülüşünü izlemekten keyif alacağını sanıyordu.

観ていて楽しいに違いないと思い 映画を見ました

Robert, kız arkadaşı ile konuşmaktan keyif aldı.

ロバートはガールフレンドと話すことを楽しんだ。

Hayat sadece keyif ve eğlenceden ibaret değildir.

人生は楽しみや遊びばかりでない。

Ben dün gece futbol izlerken keyif aldım.

私は昨夜サッカーを見て楽しんだ。

Senin beyzbol hakkında konuşmaktan keyif aldığını düşündüm.

あなたは野球の話題を楽しんでいるのだと思っていました。

Erkek kardeşim pul koleksiyonundan büyük keyif alır.

私の弟は切手収集を大いに楽しみにしている。

40 yılı aşkın bir süredir barıştan keyif aldık.

我々は40年以上も楽しむ場を享受している。

keyif, sevgi ve karşılıklı destek için bir kaynak olabilir.

喜びや愛 助け合いの元となり得ます

"Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime,

「楽しい」と表現するのは おかしい気もします

- Ders çalışmaktan keyif alıyor musun?
- Ders çalışmaktan hoşlanır mısın?

あなたは、勉強が好きですか。

- Yanımda olmanızdan gerçekten memnun oldum.
- Refakatinizden gerçekten keyif aldım.

あなたと一緒にいて楽しかった。

Yaptığın işten keyif alıyorsan, paradan daha değerli bir şeyin vardır.

自分の仕事を楽しくすることが出来れば、金以上に価値のあるものをもっていることになる。

O çok cana yakın birisi bu yüzden onunla çalışmaktan keyif alıyorum.

彼はとても親切なので、いっしょに仕事をするのは楽しい。

- Tom yaptığı her şeyde kendini beğenir.
- Tom yaptığı her şeyden keyif alır.

トムは何事も楽しんでやるんだ。