Translation of "Dedim" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Dedim" in a sentence and their japanese translations:

- Kapa çeneni dedim!
- Sus dedim!

- だから黙れってば!
- 黙れっつってんだろ!

“Haklısın,” dedim.

私は「まあ確かに」と

Defol dedim.

- 出ていけって言ってるだろ!
- 「出て行け」と言ったはずだ。

Günaydın dedim.

おはようの挨拶をした。

Hayır dedim.

- ダメだって言ったでしょ。
- 違うってば。

Defol dedim!

- 出ていけって言ってるだろ!
- 「出て行け」と言ったはずだ。

''Elbette var.'' dedim,

私は「あるよ」と

Kendime dedim ki

それで思いました

''Beni öldürürler'' dedim.

「殺されちゃう」と言うと

"Buradayım, Mark" dedim.

「マーク 私よ」と言うと

Ona dedim ki:

でも私の答えはこうでした

Onu bırak dedim!

- やめてって言ってるでしょ!
- やめろと言ったらやめろ!

Defol git dedim.

- 失せろと言ったはずだ。
- あっちへ行けって言ってるだろ!

Eve git dedim.

家に帰りなさいと言ったはずです。

Onu durdur dedim!

やめろと言ってるだろうが!

Kapa çeneni dedim.

- だから黙れってば!
- 黙れっつってんだろ!

"Tanrım, başımız dertte." dedim.

こりゃ参ったなと 思いました

"Tanrım!" dedim. Biraz gerildim.

ちょっと緊張するな

Koltuğunuzu bulduğunuzda veririm" dedim.

見つかったら渡します」

Dedim ki "Dinle yabancı"

「ねえ

"yürümene yardımcı olabilirim" dedim.

君が前に進めるように

Ona iyi geceler dedim.

私は彼女におやすみといった。

Bak, Ben hayır dedim!

しつこいな!ダメだって!

Üzgünüm dedim, değil mi?

ごめんって言ったじゃん。

“Mario, fabrikayı almak istiyorum,” dedim.

「あの工場を買いたいんだけど」

"Bu kadarı artık delilik." dedim.

‎すると ありえない光景が

"Lütfen televizyonunu kapatır mısın?" dedim.

「テレビの音を小さくしてもらえませんか」って言ったんですよ!

Kendi kendime "Ne yapmalıyım?" dedim.

- 「どうしたらいいだろう?」と私は独り言を言った。
- 「どうすりゃいいんだ?」僕は独り言ちた。

"Öpmek yok dedim!" "Affedersin, dayanamadım."

「キスは駄目って言ったじゃん!」「ごめん、我慢できなかった」

Ona dedim ki, Gabriel, Hayır!

私の返信は、「だめよ」

Ve “Mario, gerçekten almak istiyorum,” dedim.

「マリオ あの工場が どうしても欲しいんだ」

Ben de ona ''Yapışkan Vicky'' dedim.

私もそう呼んでいました

"Çok şükür güvende. Kayanın altında." dedim.

‎彼女は岩の下に隠れた

Seni incitecek bir şey mi dedim?

何か気に障るようなことを言いましたか。

Ona merhaba dedim ve o gülümsedi.

私が彼女に「ハロー」と挨拶すると彼女は微笑んだ。

Neden ısrar ediyorsun? Zaten hayır dedim!

しつっこいな!ダメはダメなんだよ!

Hatta düzenli olarak ayarlamaları kendim yapıyorum." dedim.

実際に 私自身で定期的に ブレーキを調整しています」

Dedim ki; "Öyleyse bir inananlar grubuyla başlamak

「そうすると 信仰の集まりから始めるのは

Birkaç ay sonra ona ulaşıp şöyle dedim:

数か月後 私は彼に連絡しました

"Kimer dilini akıcı olarak konuşmayı öğrendim" dedim.

クメール語を流暢に 話せるまでになりました

Kendi kendime "Bu iyi bir fikir." dedim.

「それはいい考えだ」と、私は心の中で思った。

Ben "Yapabileceğim bir şey var mı?" dedim.

お手伝いしましょうかって言いましたのよ。

Bu yüzden biraz daha düşündüm ve dedim ki

それで もう少し考えて決めました

- Sana daha önce söyledim!
- Sana daha önce dedim!

言っただろ!

"O zaman otobüs satın alalım, atla deve değil" dedim.

「バスを用意しよう 難しい話じゃない」

Kendime dedim ki: "Gelebileceğim en iyi nokta bu mu?''

こう思ったものです 「これが自分の限界か?」

Debby'ye merhaba dedim fakat o beni bütünüyle görmezlikten geldi.

デビーに挨拶したが彼女は完全に私の事を無視した。

Tom'u aynada gördüm bu yüzden döndüm ve merhaba dedim.

鏡に映ったトムが目に入ったので、振り返って挨拶をした。

Bana ihtiyacın olmadığı zaman ilişkimizi bir daha gözden geçiririz" dedim.

私がもう必要でなくなった時 その時点で私たちの関係を考え直しましょう」

Ve tabii ki evet dedim çünkü demek istediğim Costa Rica çok güzel.

もちろん応じました コスタリカは素敵なところだし

İki hayvanın da oldukça sakin durduğunu fark edince "Evet, şimdi çiftleşme başlayacak." dedim.

‎2匹ともリラックスしている ‎交尾が始まったんだと ‎気づいた

- Hava bulutluydu, ben de yanıma bir şemsiye aldım.
- Hava kapalıydı, ben de yanıma bir şemsiye alayım dedim.

曇りだったので、私は傘を持って行った。

- Sana söyledim, Tom benim arkadaşım değil.
- Sana Tom'un benim arkadaşım olmadığını söyledim.
- Sana dedim, Tom benim arkadaşım değil.

トムは私の友達ではないと言ったはずです。

- Bana Mary ne dediyse Tom'a sadece bunu söyledim.
- Tom'a sadece Mary'nin bana dediklerini dedim.
- Mary'nin bana söylediğini sadece Tom'a söyledim.

- メアリーが私に言ったことを私はただトムに伝えただけだ。
- メアリーが私に言ったことをそのまま私はトムに伝えた。

Her şeyi denemeye değer diyerek onu da bir deneyeyim dedim. Fakat, böyle bir programın üstesinden gelmek benim boyumu aşan bir mesele çıktı.

物は試しにやってはみたけれど、このプログラムつくり、僕が太刀打ちできるような簡単なものじゃなかったね。