Translation of "Bırak" in Spanish

0.018 sec.

Examples of using "Bırak" in a sentence and their spanish translations:

Bırak!

¡Déjalo!

Homurdanmayı bırak.

- Deja de refunfuñar.
- Deja de quejarte.

İpi bırak.

Suelta la cuerda.

Kolumu bırak.

- Suéltame el brazo.
- Suelta mi brazo.
- Suelte mi brazo.
- Soltadme el brazo.

Kolumu bırak!

Suéltame el brazo.

Bırak öleyim.

- Déjame morir.
- ¡Déjame morir!

Oluruna bırak.

- Qué será, será.
- Que pase lo que pase.

Endişelenmeyi bırak.

Deja de preocuparte.

Bırak saçmalamayı.

Deja de decir tonterías.

Bağırmayı bırak.

Deja de gritar.

Mesaj bırak.

- Deje un mensaje.
- Deja un mensaje.

Bırak gideyim.

¡Déjeme ir!

Bizi bırak.

Déjanos.

Bırak beni!

¡Suéltame!

Silahını bırak.

¡Suelta tu arma!

Karışmayı bırak.

No te entrometas.

Sızlanmayı bırak.

- Deja de quejarte.
- Ya vale de tanto lamento.

Denemeyi bırak.

Deja de intentarlo.

Tartışmayı bırak.

- Dejad de reñiros.
- Ya basta de disputas.

Tom'u bırak.

- Dejalo a Tomás.
- Déjalo a Tomás.
- Déjelo a Tomás.

Gülmeyi bırak!

¡Deja de reírte!

Bunu bırak!

¡Déjalo!

- Dur!
- Bırak!

- ¡Alto!
- ¡Parad!
- ¡Para!
- ¡Pare!

Bırak beni.

Déjame.

Onu bırak.

Déjalo ir.

Bana bırak.

Déjamelo a mí.

Bıçağını bırak!

¡Suelta el cuchillo!

Bırak gitsin!

¡Déjale irse!

- Beni yalnız bırak.
- Beni rahat bırak.

- ¡Déjame sola!
- Déjame en paz.
- Déjame solo.

- TV'yi açık bırak.
- Televizyonu açık bırak.

Deja la televisión encendida.

Kitabı masaya bırak.

- Deja el libro en la mesa.
- Deja el libro sobre la mesa.
- Pon el libro sobre la mesa.
- Pon el libro en la mesa.

Sigarayı içmeyi bırak.

Deja de fumar.

Şimdi ağlamayı bırak.

- Ya basta de llorar.
- Para de llorar.

Böyle söylemeyi bırak!

¡Para de decir eso!

Onu oraya bırak.

- Déjalo ahí.
- Déjelo ahí.
- Déjalo allí.

Onu yalnız bırak.

Déjalo en paz.

Lütfen kolumu bırak.

- Suéltame el brazo por favor.
- Suélteme el brazo por favor.

Hava atmayı bırak.

¡Para de presumir!

Bunu burada bırak.

Deja eso aquí.

Bunu bana bırak.

Déjame esto a mí.

Bana dokunmayı bırak.

Deja de tocarme.

Meraklı olmayı bırak.

- No te entrometas.
- No seas cotilla.
- No marujees.

Bırak kavga etsinler.

Déjalos pelear.

Bizi yalnız bırak.

- Déjanos solos.
- Déjanos solas.

Bırak yoksa bağıracağım.

Suéltame o grito.

Kendini avutmayı bırak.

Deja de engañarte a ti mismo.

Onu yapmayı bırak.

- Deja de hacer eso.
- Para de hacer eso.

Zalim olmayı bırak.

Deja de ser cruel.

Yalan söylemeyi bırak.

- Dejá de mentir.
- Dejá de bolacear.

Ailemi yalnız bırak.

Deja en paz a mi familia.

Onu masaya bırak.

Déjalo en la mesa.

Ailemi rahat bırak.

Deja a mi familia en paz.

Lütfen beni bırak.

Por favor, déjame ir.

Tom'u benimle bırak.

Deja a Tom aquí, conmigo.

Beni rahat bırak!

¡Suéltame!

Beni doğrulamayı bırak.

- Deja de corregirme.
- Basta de corregirme.

Beni yalnız bırak!

- ¡Déjame en paz!
- ¡Déjeme en paz!
- ¡Déjame sola!
- Déjame en paz.
- ¡Dejame en paz!
- Déjame solo.

Onu ellerime bırak.

- Déjamelo a mí.
- Déjalo en mis manos.

Kapıyı açık bırak.

- Deje la puerta abierta.
- Deja la puerta abierta.

Beni yalnız bırak.

Déjame en paz.

Onu bana bırak.

Déjamelo a mí.

Kendini hırpalamayı bırak.

Para de golpearte a ti mismo.

Şimdi bizi bırak.

Ahora déjanos.

Benden çekinmeyi bırak.

Deja de evitarme.

Beni incitmeyi bırak.

Deja de hacerme daño.

Beni çimdiklemeyi bırak.

Dejá de pellizcarme.

Beni gıdıklamayı bırak!

¡Para de hacerme cosquillas!

Onu benimle bırak.

Déjalo conmigo.

Tom'u bana bırak.

Déjame a Tom.

Şarkı söylemeyi bırak.

Deja de cantar.

Beni korkutmayı bırak.

Deja de asustarme.

Müdahale etmeyi bırak.

Deja de interferir.

Cümlelerimi çalmayı bırak.

Deja de robarme las frases.

Yaygara yapmayı bırak.

Para de armar un escándalo.

Şemsiyeni holde bırak.

Deja tu paraguas en el pasillo.

Motoru çalışırken bırak.

Deja el motor encendido.

Bırak çocuklar gelsin!

¡Deje que los niños vengan!

Tom'u yalnız bırak.

Deja solo a Tom.

Polis! Silahını bırak!

¡Policía! ¡Tira el arma!

Saçlarınla ​​oynamayı bırak.

Deja de jugar con tu cabello.