Translation of "Attığını" in English

0.005 sec.

Examples of using "Attığını" in a sentence and their english translations:

Komşularının çığlık attığını,

Sara doesn't remember

Çığlık attığını duydum.

I heard you scream.

Resmimi attığını biliyorum.

- I know you threw my picture away.
- I know that you threw my picture away.

Birinin çığlık attığını duydum.

I heard somebody cry out.

Çığlık attığını duymak istiyorum.

I want to hear you scream.

Tom'un çığlık attığını duydum.

I heard Tom scream.

Senin çığlık attığını duydum.

I heard you screaming.

Bana onu attığını söyleme.

Don't tell me you threw it away.

Onun çığlık attığını duydu.

She heard him cry.

Bazılarının çığlık attığını duyuyorum.

I hear some screaming.

Tom Mary'nin çığlık attığını duydu.

Tom heard Mary scream.

Onun mektubu yırtıp attığını gördüm.

I saw him tear up the letter.

Birinin adımı çığlık attığını duydum.

I heard someone screaming my name.

Bir kadının çığlık attığını duydum.

I heard a woman scream.

Biz onun çığlık attığını duyduk.

We heard her cry.

Kalbimin küt küt attığını hissedebiliyorum.

I can feel my heart pounding.

Tom Mary'nin mesaj attığını görebiliyordu.

Tom could see that Mary was texting.

O, kalbinin hızlı attığını hissetti.

He felt his heart beating fast.

Sami, Leyla'nın çığlık attığını duydu.

- Sami heard Layla scream.
- Sami heard Layla screaming.

Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunu.söyledi.

- Tom said he heard Mary scream.
- Tom said that he heard Mary scream.

İlk yumruğu kimin attığını bilmek istiyorum.

I want to know who threw the first punch.

O, kalbinin daha hızlı attığını hissetti.

She felt her heart beat faster.

Tom kalbinin daha hızlı attığını hissetti.

Tom felt his heart beating faster.

Tom birinin çığlık attığını duyduğunu söyledi.

- Tom said he heard someone screaming.
- Tom said he heard somebody screaming.
- Tom said that he heard someone screaming.

Tom Mary'nin ona yumruk attığını söyledi.

- Tom said Mary punched him.
- Tom said that Mary punched him.

Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunu söyledi.

- Tom said he heard Mary screaming.
- Tom said that he heard Mary screaming.

Tom'un senin köpeğine taşlar attığını gördüm.

I saw Tom throwing rocks at your dog.

- Tom, Mary'nin bağırdığını duydu.
- Tom, Mary'nin çığlık attığını duydu.
- Tom, Mary'nin çığlık attığını işitti.

Tom heard Mary screaming.

Dünya etrafında bir tam tur attığını açıklıyordu

He explained that he was taking a full turn around the world

Onunla ilk tanıştığımda onun hava attığını düşündüm.

When I first met him, I thought he was putting on airs.

Tom'un tepesi attığını daha önce hiç görmedim.

I've never seen Tom lose his temper before.

Bir komşu Tom'un çığlık attığını duyduğunu söyledi.

A neighbor said he heard Tom screaming.

Tom ebeveynlerinin onun kıçına şaplak attığını hatırlamıyor.

Tom doesn't remember his parents ever spanking him.

Tom Mary'nin yardım için çığlık attığını duydu.

Tom heard Mary screaming for help.

Onun nehre iki tabanca attığını çok açıkça hatırlıyorum.

I remember very clearly that he threw two pistols into the river.

Tom ve Mary John'un yüzme turu attığını izledi.

Tom and Mary watched John swim laps.

Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunda telefonu kapamak üzereydi.

Tom was just about to hang up when he heard Mary scream.

Tom, Mary'nin çocuklarından birine şaplak attığını gördüğünü söyledi.

- Tom said he saw Mary spanking one of her children.
- Tom said that he saw Mary spanking one of her children.

Tom ebeveynlerinin onun kıçına şaplak attığını hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember his parents ever spanking him.
- Tom said that he didn't remember his parents ever spanking him.

Tom, Mary ile tanışmak için can attığını söyledi.

- Tom said he was dying to meet Mary.
- Tom said that he was dying to meet Mary.

Anne ve babamın hiç bana dayak attığını hatırlayamıyorum.

I can't remember my parents ever hitting me.

- Birinin adımı haykırdığını duydum.
- Birinin adımı çığlık attığını duydum.

- I heard someone screaming my name.
- I heard someone shouting my name.
- I heard someone yelling my name.

- Tom Mary'nin ona tokat attığını söyledi.
- Tom Mary'nin onu tokatladığını söyledi.

- Tom said Mary slapped him.
- Tom said that Mary slapped him.

- Tom Mary'nin neden John'u tokatladığını biliyordu.
- Tom Mary'nin John'a neden tokat attığını biliyordu.

Tom knew why Mary slapped John.

Arkadaşım, önündeki arabanın sürücüsünün camdan dışarıya bir sigara izmariti attığını görünce çok sinirlendi.

My friend was very angry when he saw the driver of the car in front of him throw a cigarette butt out the window.

Napolyon'un genelkurmay başkanı Mareşal Berthier ve hatta belki de İmparatorun kendisi de dahil olmak üzere , onun bir veya iki kazık attığını görmeye hevesliydi .

including Napoleon’s chief of staff, Marshal  Berthier – and perhaps even the Emperor himself.