Translation of "Babasını" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Babasını" in a sentence and their japanese translations:

Babasını yanağından öptü.

彼女は父親の頬にキスした。

Herkes babasını sever.

みんなお父さんのことが大好きなんだ。

Kız babasını yanağından öptü.

その少女はお父さんの頬にキスした。

Babasını mutfakta yatarken buldu.

彼は父親が台所で倒れているのをみつけた。

3 yaşında babasını kaybetti.

彼女は3歳のときに父親を亡くした。

Babasını kaybettiği için üzgündü.

彼は父を亡くしたので悲しかった。

Onun babasını tanıyor musun?

あなたは彼女の父親を知っていますか?

Tom, Mary'nin babasını tanıyor.

トムはメアリーの父親を知っています。

O merdivenlerden çıkarken babasını aradı.

階段を上りながら彼は父親を呼んだ。

Babasını görmek için acele ediyordu.

彼女は父に会いたくてやきもきしていた。

Bana babasını tanıyıp tanımadığını sordu.

彼は私に、彼の父を知っているかと尋ねた。

Bir zamanlar babasını orada gördü.

かつて彼はそこで父親に会った。

O, babasını ikna etme girişiminde bulundu.

彼女は父親を説得しようとした。

O, babasını memnun etmeyi zor buldu.

彼は父を喜ばせるのは難しいことだとわかった。

O üç yaşında iken babasını kaybetti.

彼女は三歳のときに父親を亡くした。

Onun yürüme tarzı babasını bana çok hatırlatıyor.

彼の歩き方を見るとお父さんをつくづく思い出します。

- Ebeveynini mutlu etti.
- Annesini babasını mutlu etti.

彼は両親を幸せにしました。

O, anne babasını bir daha hiç görmedi.

彼は再び両親と会うことはなかった。

- O tıpa tıp babasına benziyor.
- O, babasını kopyasıdır.

- 彼は親父とそっくりだ。
- 彼はおやじにそっくりだ。
- 彼は父親にそっくりだ。
- 彼は父親とうり二つだ。

Onunla evlenmek isteyen öncelikle onun babasını ikna etmelidir.

彼女と結婚したい人は誰でもまず彼女の父親を説得しなければならない。

Sadece babasını değil, aynı zamanda oğlunu da tanıyorum.

私は父だけでなくむすこも知っている。

Babamın, Rudy'nin babasını kurtarması için biraz geç olsa da

私の父が 彼の父を救うことは できませんでしたが

Sonunda babasını boy olarak geçinceye kadar, çocuk gittikçe uzadı.

少年はだんだん背が高くなって、ついに父よりも背が高くなった。

Tom hâlâ çok gençken hem annesini hem de babasını kaybetti.

トムは幼くして両親を亡くした。

Mike ona bir araba alması için her zaman babasını rahatsız ediyor.

マイクはしょっちゅう父親に車を買ってくれとせがんでいる。