Translation of "Böylesine" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Böylesine" in a sentence and their japanese translations:

Neden böylesine meşgulsün?

- 何がそんなに忙しいの?
- なんでそんなに忙しいの?

Böylesine bir muameleye katlanmazlar.

彼らはこのような仕打ちに我慢できないだろう。

Böylesine dikkatsiz hatalar yapma.

そんな不注意な間違いをしてはいけません。

Böylesine aptalca fikirlerden kurtulun!

そんなバカみたいな考えは捨てなさいよ。

Böylesine bir insana güvenilemez.

こんな男は信頼できない。

Parti böylesine büyük bir başarıydı.

パーティーは大盛会だった。

Böylesine dikkatsiz bir hatayı tekrarlama.

そんな不注意な間違いを繰り返すな。

Ona böylesine kaba şeyler söylememelisin.

彼にそんな失礼なことを言うものではない。

Parkta böylesine çok kuş var.

公園にはそのような小鳥がたくさんいます。

Böylesine yüzeysel arkadaşlara ihtiyacım yok.

うわべだけの友達なんか要らない。

Böylesine kitapları okumanın faydası nedir.

こんな本を読んで何になるのか。

Böylesine küçük bir gelirle geçinemem.

こんなわずかな収入ではとてもやっていけない。

Böylesine barışçıl bir manzara görmedim.

こんなのどかな眺めは見たことがない。

- Böylesine büyük miktarda parayı nasıl edindin?
- Böylesine büyük miktarda parayı nasıl kazandın?

- どうやってそんな大金を手に入れたのですか。
- あなたはそんな大金をどうやって手に入れたのですか。

Hayatımın böylesine önemli bir kısmını paylaşmamak

私の人生でこれほど重要なことを

Böylesine bir yasaya uymak zorunda değilsin.

そんな法に従わなくてもよい。

Böylesine bir hata yapmak senin aptallığın.

そんな誤りを犯すなんてあなたはおろかなんだ。

Böylesine kötü bir geleneği ortadan kaldırmalıyız.

- そんな悪習は廃止しなければならない。
- そんな悪い慣習は廃止すべきだ。

Böylesine kötü bir çocuk asla görmedi.

彼はそんな悪い子を見たことがなかった。

Böylesine bir hata yapmak onun dikkatsizliğiydi.

そんな間違いをするとは彼の不注意だった。

Böylesine büyük bir köpeği asla görmedim.

そんな大きな犬は見たことが無い。

Böylesine kitaplar onun için çok zordur.

このような本は彼には難しすぎる。

Böylesine zor bir sorunla baş edemeyiz.

私たちはこんな難しい問題を扱うことはできない。

Böylesine güzel bir gün batımı görmedim.

- こんなすばらしい日没を見たことがない。
- あんなきれいな日没は見たことが無い。
- こんなきれいな夕陽見たことないよ。

Böylesine zor bir kelimeyi nerede öğrendin.

そんな難しい言葉どこで覚えたの?

Böylesine cesur olmasaydın, muhtemelen ölmüş olurdun.

勇気を出さなかったら、あなたは殺されていただろう。

Böylesine loş bir odada kitap okumayın.

こんな薄暗い部屋で本を読んではいけない。

Böylesine loş bir odada çalışmak imkansızdır.

こんな薄暗い部屋では仕事にならない。

Böylesine kocaman bir karpuz hiç görmedim!

こんな大きなスイカは見たことがない。

Konuşmayı böylesine gürültülü bir odada sürdüremeyiz.

こんな騒がしい部屋では話が続けられない。

Böylesine hoş bir partide asla bulunmadım.

こんな素晴らしいパーティーは初めてです。

Asla böylesine güzel bir manzara görmedim.

こんなに美しい景色を、今まで見たことがありません。

Böylesine kötü bir havada dağa tırmanmamalısın.

- こんなに悪い天候の中で登山するべきではない。
- こんな悪天候で山に登るべきじゃない。

Böylesine soğuk bir gecede onu bekletmemeliydin.

- あんな寒い夜に彼女を待たしておくべきではなかった。
- あんな寒い夜に、彼女を待たせておくべきでなかった。

Böylesine saçma bir hikayeyi sana kim anlattı?

一体全体誰があなたにそんなばかげた話をしたのですか。

Böylesine zor bir işten sonra yorgun olmalı.

一生懸命働いたので彼は疲れているに違いない。

Onun böylesine dikkatsiz bir hata yapması muhtemeldir.

たぶん彼はそのような不注意な誤りをしたのだろう。

Köprü böylesine ağır bir yükün altında çökecek.

その橋はそんなに重い荷物では壊れてしまうだろう。

Asla böylesine güzel bir gün batımı görmedim.

こんな美しい夕焼けは見たことがない。

Böylesine gürültülü bir yerde yaşamaktan nefret ediyorum.

こんなうるさい場所に住むのは嫌です。

Böylesine aptalca bir şeyi yapmamaya karar verdim.

私はそんなばかなことはしないことに決めた。

Böylesine pahalı bir arabayı almayı göze alamam.

そんな高い車を買う余裕はありません。

Hayatımda hiç böylesine huzurlu bir görüntü görmedim.

私は今まではそんなにのどかな光景を見たことがない。

Böylesine güzel bir hayvan gördüğüme memnun oldum.

- 私はそのような美しい動物に逢えて嬉しい。
- 私は、そのような動物に会えてうれしい。

Böylesine bir günde canım dışarı çıkmak istemiyor.

こんな日には外出したくない。

Böylesine büyük bir ev almana gerek yoktu.

こんな大きな家買う必要はなかったのに。

Böylesine büyük bir miktarda parayı nasıl harcayacaksın?

こんな多額のお金を何に使うつもりなのですか。

Böylesine pahalı bir bisikleti alacak kadar delisin.

こんな高い自転車を買うなんて、どうかしてるよ。

Böylesine iyi bir fırsatın kaçmasına izin verme.

こんな好機は逃すなよ。

Böylesine şiddetli bir kar yağışı asla olmadı.

これが今まであったうちで一番すごい降雪だ。

Hiç böylesine güzel bir film gördün mü?

こんなすばらしい映画を見たことがありますか。

Böylesine pahalı bir araba almak söz konusu değil.

そんな高い車を買うのは、とても無理な話だ。

Sen böylesine çılgın bir sürücüsün; beni deli ediyorsun.

お前はむちゃくちゃな運転者だよ。僕も気が狂いそうになるよ。

Hakkında böylesine bir yaygara yapacak bir şey yok.

こんな大騒ぎをすることは何もありはしない。

Sen hiç böylesine iyi bir müzik dinledin mi?

こんなにいい曲を聞いた事があるかい?

Böylesine şefkatli bir aileye sahip olduğun için şanslısın.

あんなに愛情深いご両親がいらっしゃるなんてあなたは幸運です。

Gururu böylesine ahlaksız bir şey yapmasına izin vermezdi.

誇りがあるから、彼はそんなに卑しい事は出来ない。

Hiç kimse faiz oranlarında böylesine keskin bir düşüş beklemiyordu.

そんなに急激に利率が下がるとは誰も予想しなかった。

Doktor böylesine acil bir durumla nasıl başa çıkacağını biliyordu.

その医者はこのような非常事態に対処する方法を知っていた。

Sağlık açısından bakıldığında Tokyo böylesine güzel bir yer değil.

健康の観点から見れば、東京は生活するのにそんなによい場所ではない。

Böylesine hoş bir sürprizle karşılaştığımdan beri uzun zaman oldu.

こんな嬉しいサプライズは久しぶりだ。

Böylesine bir davranış için aşağılamaktan başka hiçbir şey hissetmiyorum.

私はそのような態度には軽蔑以外の何物にも感じない。

Ben böylesine pahalı bir restoranda yemek yemeği göze alamam.

- 私にはこんな高級レストランで食事をする余裕はない。
- こんな値段の高いレストランで食事する余裕はない。

Böylesine büyük bir hediye bizim için beyaz bir fildir.

こんな大きな贈り物はありがた迷惑だ。

Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.

こんな大きな家を維持するのは金がかかる。

Ben böylesine sakin bir yer olduğunu asla hayal etmedim.

こんな静かな所があるとは夢にも思わなかった。

Bana böylesine güzel bir hediye gönderdiğiniz için çok naziksiniz.

こんなすてきな贈り物を送って下さってまことにありがとうございます。

Bu herhangi bir öğrencinin çözebileceği böylesine kolay bir problem.

これは大変やさしい問題なのでどんな学生にでも解ける。

John gibi böylesine dürüst bir insan yalan söylemiş olamaz.

ジョンのような正直者が嘘を言ったはずが無い。

Şimdiye kadar böylesine güzel bir gün batımı gördün mü?

- こんな美しい日の入りを見たことがありますか。
- こんなに美しい日の入りを見たことがありますか。

Böyle bir yerde asla böylesine güzel bir otel ummuyordum.

こんなところにこんなすてきなホテルがあるとは思いもしなかった。

Çok az sayıda insan böylesine pahalı bir arabayı satın alabilir.

そのような高価な車を買える人はほとんどいない。

Böylesine uzun bir mesafeyi yürüdüğü için iyi bir yürüyüşçü olmalı.

- そんなに長い距離を歩いたなんて彼は健脚にちがいない。
- こんなに長い距離を歩いたなんて彼は健脚家に違いない。

Böylesine uzun bir süreden sonra hepinizle görüşmeyi dört gözle bekliyorum.

久しぶりにみんなに会えるのを楽しみにしています。

Böyle bir yerde böylesine güzel bir yer bulacağımı asla beklemiyordum.

こんなところにこんなすてきなホテルがあるとは思いもしなかった。

Aynı şekilde, sıradan insanların böylesine lüks malları satın almaya parasal güçleri yetemez.

実際のところ、普通の人々にそんな贅沢品を購入する余裕はない。

Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.

軍備のためにこのような巨額の支出が可能かどうかという問題を考えてみる必要がある。

- Ben böyle büyük bir balina görmedim.
- Böylesine büyük bir balina asla görmedim.

あんなに大きな鯨、見たことがない。

. Ama yine de Ay'ın yüzeyine böylesine büyük bir uzay aracını indirme problemi vardı

この問題を解決したいと考えて いました。

- Böylesine büyük miktarda parayı nasıl aldın?
- Böyle büyük meblağda bir parayı nasıl aldın?

- あなたはそんな大金をどうやって手に入れたのですか。
- そんな大金、どうしたの?